Ayşenur ÇABUK
  • 10/11/2017 Son günceleme: 10/11/2017 14:57
  • 6.639

Son dönemde zeytinyağı faydaları ile adından sıkça söz ettiren yağlar arasında.

Bununla birlikte faydalanalım diye bilinçsizce ve fazlaca tüketiliyor maalesef. Lıkır lıkır zeytinyağı içmekten tutun da kızartma yaparken kullanmaya kadar uzanan bir bilgi kirliliği var. Bu yazımda zeytinyağını daha doğru tanıtmayı istedim. Dilerseniz gelin birlikte değerlendirelim.

Zeytinyağı, zeytin ağacının, doğrudan meyvesinden sıkılarak; hiçbir kimyasal işlem görmeden, katkı maddesi içermeden, doğal hali ile elde edilen, oda sıcaklığında son olarak tüketilebilen, yeşilimsi, sarımtırak renkte, sıvı bir yağdır. Zeytinyağının sabit bir bileşimi bulunmamaktadır. Kullanılan zeytinlerin türüne, üretim yılına, zeytinin geldiği bölgenin jeolojik özelliğine ve zeytinin sıkılma yöntemine göre içeriği değişir. Bu bileşim her yıl  farklılık gösterir.  En iyi zeytinyağı erken hasat edilen zeytinlerin  soğuk pres metoduyla elde edilenden olduğu bilinmektedir. Zeytinyağının diğer yağlardan en önemli farkı, tekli doymamış yağ asidi olan oleik asitten oldukça zengin olmasıdır. Zeytinyağı; fenolik bileşikler, antioksidanlardan oleuropein ve hidroksitirosol, A, C, E ve K vitaminleri, kalsiyum, fosfor, potasyum, kükürt, magnezyum, demir, bakır gibi mineralleri de bolca içerir. 

Zeytinyağı içerdiği E vitamini ve selenyum ile kuvvetli bir antioksidan özelliği göstererek kalp ve damar sağlığını korur. Zeytinyağı içerdiği tekli doymamış yağ asitleri ile kötü kolesterol olarak tanımlanan LDL kolesterolü düşürür ve iyi kolesterol olarak bilinen HDL kolesterolün yükselmesine yardımcı olur. Bununla birlikte yapılan araştırmalarda, zeytinyağında bulunan oleik yağ asidi ve polifenoller kan basıncını düşürerek, yüksek tansiyonun düşmesine yardımcı olur.  Zeytinyağı mide asitliğini azaltarak gastrit, ülser gibi mide hastalıklarına karşı koruyucu özellik gösterir.  Bunun yanı sıra safra asitinin salınımını uyararak sindirimi kolaylaştırır ve safra taşı oluşum riskini azaltır. Bağırsaklarda posanın geçişini kolaylaştırarak kabızlık oluşumunu önler. Zeytinyağında yüksek oranda bulunan oleik asitin kolon kanserine karşı koruyucu olduğu gösterilmiştir. Aynı zamanda içerdiği oleuropein adlı madde hücreleri yenileyerek kanser riskini % 50ye yakın azalttığı bulunmuştur.  Zeytinyağı içerdiği linoleik asit ile vücudun kendini yenilemesinde önemli bir görevi olan prostaglandin üretimini uyarır böylelikle yaşlanmayı geciktirir.

Faydaları saymakla bitmeyen zeytinyağı miktar olarak ölçüsüz kullandığında zararlı olabilir. Zeytinyağını faydalı diye ölçüsüzce kullanmak sindirim sistemi problemlerine sebep olabilir. 1 yemek kaşığı zeytinyağı yaklaşık olarak 90-120 kkal enerji içerir ve  bilinçsizce aşırı miktarda zeytinyağı tüketimi doğal olarak yağlanma ve ağırlık artışına sebep olabilir. Bir diğer yanlış ise zeytinyağının kızartma yağı olarak tercih edilmesidir. Zeytinyağı ısıya karşı hassas bir yağdır ve bu nedenle yanma derecesi kızartma yapmaya uygun değildir. Kızartma derecesine geldiğinde okside olarak kanserojen etki gösterir. Bu nedenle zeytinyağı kızartma yapılırken tercih edilmemelidir.

Zeytinyağı, ışığa karşı hassas bir yağdır bu nedenle doğrudan güneş ışığı görmeyen, renkli cam şişelerde ya da damacanalarda, porselen ya da çelik kaplarda ve içi laklı teneke kutularda saklanmalıdır. Yapılan en büyük yanlışlardan biri ocak kenarında bulundurmaktır bu zeytinyağının okside olmasına neden olur bu nedenle direkt ısıdan uzak serin yerlerde saklanmalıdır. Saklama için en uygun sıcaklık derecesi 14-15ºC’dir. Zeytinyağı, ağzı açık olarak saklandığında hava ile temas eder ve asiditesi artarak bozulmaya başlar. Ayrıca ağzı açık olarak muhafaza edildiğinde her türlü kokuyu çeker, içine alır bu nedenle ağzı kapalı olarak muhafaza edilmelidir. Usulüne uygun olarak saklanan zeytinyağları, ağızları kapalı olarak, özelliklerini kaybetmeden 2 yıl, riviera ve rafine zeytinyağları ise 1,5 yıl kadar dayanabilir. Ağzı açıldıktan sonra 6 ay içinde tüketilmesi uygundur.

Yazarın Yazıları