Soğuk algınlığı, gribal enfeksiyon gibi üst solunum yollarındaki enfeksiyonlara zamanında ve uygun tedbirler alınmazsa hastalık alt solunum yolu dediğimiz bölgeye yani akciğerlerimize iner ki; zatürre olarak bilinen ve tıbbi karşılığı pnömoni olan hastalık karşımıza çıkar. Üst solunum yollarında mikropların, toz ve gazların akciğere ulaşmasına engel olan ve iyi çalışan savunma mekanizmaları vardır. Tabi ki bu hastalık üst solunum yollarındaki hastalıklara göre daha zor bir süreçtir.
Bu hastalığı virüs, mantar, bakteri gibi küçük canlılar oluşturacağı gibi, akciğer dokusuna zarar veren toksik maddeler de oluşturabilmektedir.
Bu hastalık kişinin günlük yaşamında ortaya çıkar. Zatürreye zemin hazırlayan bazı faktörler mevcuttur; KOAH gibi kronik akciğer hastalığı, diyabet, astım, kronik kalp hastalıkları, kronik böbrek ve karaciğer hastalıkları, alkol tüketimi, bağışıklık sistemini bozan hastalıklar ve tedaviler, solunum yollarının mekanik savuma barajının bozulması ( SİGARA en önemli zarar vericidir ) risk faktörleridir. Bu kişilerde altta yatan hastalığın şiddetiyle de ilişkili olarak, zatürre 5 ile 50 kat fazla gelişir, yaş ilerledikçe risk daha da artmaktadır.
Mikropların üst solunum yollarına ulaşması ve bunların akciğere inmesini engelleyecek savunma mekanizmalarının bozulması hastalığı meydana getirir.
Zatürre oluşması sürecinde halsizlik, üşüme, titreme ilk şikâyetlerdir. Hastalık geliştikçe ateş, öksürük, balgam çıkarma, nefes alırken batma tarzında göğüs ağrısı, nefes darlığı, kanlı balgam yakınmaları başlar ki hastalık artık oturmuştur. Yaşlı hastalarda ani şuur bozulması, beslenme güçlüğü de zatürre nedeni olabilir.
Bu hastaların doktora başvurmaları ile teşhis ve tedavi için ilk adım atılmış olur. Önce fizik muayene yapılır, kan tetkikleri alınır, akciğer filmi çekilir ve balgamda mikrop arama testleri ( etken arama tedavide hangi antibiyotiğin verileceği konusunda fikir verir ) yapılarak zatürre tanısı konur.
Teşhis sonrası tedaviye geçilir. Genç ve beraberinde başka bir hastalığı olmayanlar ayaktan takip ve tedavi edilir. Yukarıda belirtilen riskleri taşıyanlar, 65 yaş üstündekiler yatarak tedavi görürler ki; bunların bir kısmına da yoğun bakım takibi gerekmektedir. Tedavi süresi hastanın durumuna, etken mikrobun cinsine göre belirlenir. Tedaviye iyi cevap vermeyenlerde tedavisi daha güç olan akciğer hastalıkları oluşur. Zatürre yaşlılarda ölümcül seyredebilir.
ZATÜRREDEN KORUNMADA NELER YAPALIM?
Her hastalıktan korunmada geçerli olan vücut direncini yüksek tutmak önceliklidir. Mevsiminde yenen sebze ve meyveler, dengeli protein, uygun ve gerekli vitamin, mineral alımı bu konuda destek sağlamaktadır.
Hastalığı tespit edilmiş ve öksürüğü devam eden hastalarla ilişkilerimizi dikkatli kurmalıyız; onlarla öpüşmeden, ellerimizi temas sonrası temizleyerek, mikropların vücudumuza ulaşmasını engellemeliyiz.
Soğuğa dikkat etmeliyiz (aşırı soğuk üst solunum yolu savunma mekanizmalarını bozabilir).
Bu tedbirlerin alınması zatürreden korunmada önemlidir ama en önemlisi Aşı’dır. Grip virüsüne karşı aşıyı, ekim ayının ilk haftasında yaptırmak ideal olanıdır, lakin ilerleyen zamanlarda da olabilir. Grip aşısı risk taşıyan hastalarda reçete ile verilmektedir, aşılanma için Beykoz Devlet Hastanesi’nde randevu almadan şahsıma müracaat edebilirsiniz.
Pnömokok (en çok zatürree yapan mikrop kabul ediliyor) aşısı da bulunmaktadır. İki çeşit aşısı mevcut olmakla beraber, bir aşısı risk grubundaki hastalara reçete ile verilmekte, diğer aşı ücretli olmaktadır. Hastanemizde, Sağlık Bakanlığı’nın tedarik etmesi doğrultusunda Polikliniğimize başvuru ile risk grubundaki hastalara o aşıda ücretsiz yapılabilmektedir.
Bir hastalığınız mevcutsa vakit kaybetmeden sağlık kuruluşlarına başvurunuz, bir an evvel tedavinize başlayarak şifanıza kavuşmayı lütfen ihmal etmeyiniz. Şifa içinde geçecek kış mevsimi dileklerimle, unutmayın sağlık en önemli hazinemizdir.
Kalın sağlıcakla