Yüzde 98 ‘evet’ çıksa bile tanımayacağız

Bediüzzaman Hz. ..de “siyasetten Allaha sığındığı halde” 1950 seçimlerinde, o günkü ceberut bir zihniyetin sandık başındaki militanlarına rağmen, basın mensuplarına ‘tecâhül-iârif’(bildiği halde bilmiyormuş gibi) yaparak, “Menderes’in partisi hangisi? Ben ona oy vereceğim” diye haykırmıştı. Biz deasla herhangi bir siyasi görüş adına değil, sadece vatandaş olarak, vatan, millet ve Yüce Dînimiz İslâm adına, özellikleson zamanlardaki olaylar nedeniyle zaruret olduğu için, bu günbu konuyu müzakere edeceğiz.

Öyle yâ; Ülkemizin güzelliklerine sürekli ağız şapırdatan, güçlü bir Türkiye’den 2023’teki haklarımızı GASP edemeyeceğini anlayan dış şer güçler tam ittifak etmişlerken, ülkemizi bölüp parçalamak için PKK, DEAŞ, FETÖ vs. terör örgütlerini de kullanarak, referandumda “HAYIR” çıkması için, âdeta kudurmuşlarken, bizler nasıl lâkaytkalabiliriz ki?…

Şimdi düşünelim: Yedi düvel düşmanlarımız, haçlı seferleri gibi güç birliği yaparak, referandumda HAYIR çıkması için, acaba niçin böyle ölesiye saldırıyorlar? Üstelik te meşguliyetleri nedeniyle referandumun önemini kavrayamamış saf ve temiz halkı kandırmak için, acaba niçin “EVET çıkarsa ülke bölünür” gibi yalan sloganlar atıyorlar? Ülkemizin bölünmesi ve Türkiye’mize zarar vermek, onların ana gayeleri değil mi?

Madem AKP/MHP Türkiye’mize zarar verecek veya bölecek, Almanya, Hollanda, vs. AB ülkeleri niçin AKP/MHP'YE değil de, acaba niçin CHP/HDP/PKK/FETO'YE sahip çıkıyor? Sadece bu manzara bile Türkiye’nin doğru yolda olduğunu ve mutlaka EVET ile desteklenmesi gereğini göstermiyor mu?…

"EVET" demek için çok daha önemli yüzlerce sebepler daha var. Ancak köşe yazısı sınırlarını aşmamak için, ben sadece tek bir sebep daha arz edeceğim. Bu da akl-ı selime yetecektir.

Tarih 09.12.2016… Referandum hakkında görüşü sorulan bir zihniyetin liderinin cevabı: “Netice %9 8 EVET çıksa bile tanımayacağız” buyurdular!…

(İşte sadece bir linki TIKLAYINIZ OKUYUN

Lütfen çok iyi düşünelim! Acaba bu ne demektir?… Kısaca mütalâa edelim:

Hakka, Adalete, Cumhuriyete, Demokrasiye inanan hiçbir akl-ı selimin kabul edemeyeceği bu tehdidin sahibini ve sebebini sanırım bilmeyen yoktur. Fakat ben yine de arz edeyim. Ana Muhalefeti kaset skandalıyla işgal eden, 7 seçim kaybettiği halde hâlâ konuşabilen ve kararlarını genelde Türkiye düşmanlarının arzuları ve menfaatleri doğrultusunda alan K.K. ve ekibi, bu meydan okumanın altında mutlaka ezilecektir. Bu hezimeti bugünden anlamak için, ne siyaset bilimci ve ne de kâhin olmaya gerek yok! Saçmalama gayet açık ve nettir. Şöyle ki:

1. “% 98 EVET Çıksa bile tanımayacağız” diyen kişi ve zihniyet, HALKÇI olduklarını iddia ettikleri halde, referandumda halkın vereceği karar %98 olsa bile tanımayacağız demesi, çok net olarak “HALKI da, KARARINI DA tanımıyoruz” demektir. Adama demezler mi: Hani siz halkçıydınız? Halkın kararına niçin saygı duymuyorsunuz?… % 98’den geri kalan % 2 ile siz kime kafa tutacaksınız?…
2. “%98 EVET çıksa bile tanımayacağız”, dedikten sonra siz, halkı dışlamış ve kararını şimdiden reddetmiş olduğunuz halde, HANGİ YÜZLE meydanlara ineceksiniz ve “hayır deyin” diye halkın karşısına utanmadan nasıl çıkacaksınız?…
3. “%98 EVET çıksa bile tanımayacağız!!!” demek, “ben sizi tanımıyorum ama yine de size muhtaç olduğum için sizin karşınıza çıkıyorum, Çünkü ben çok yüzsüzüm” anlamına gelmiyor mu?…
4. Bütün bu çelişkileri, hakaretleri, tehditleri, saygısızlıkları, kendisini tanımayacaklarını ilan edenleri çok net olarak gören ve izleyen gerçek halk ve akl-ı selim seçmen, acaba “sizin hangi söylediğinize, nasıl itibar edilebilir ki” demeyecek mi?…
5. Bütün bu çelişkileri, hakaretleri, tehditleri, saygısızlıkları, kendisini tanımayacakları ilan edenleri çok net olarak gören ve izleyen gerçek halk, her şeye rağmen şayet HAYIR oy verebilirlerse, “bu bir âcizlik, cahillik, zavallılık ve kendileriyle çelişmek, kendi aklıyla hareket etmemek” demek değildir de nedir acaba?…
6. Bu zihniyet ve K.K., referandumdan önce “%98 Evet çıksa bile tanımayacağız” saçmalığı hakkında, halktan ÖZÜR dilemez ise (ki hâlâ özür dilemedi) elbette vahim neticesine de katlanacaktır. Çünkü bu halk, eskisi gibi güdülen ve içi boş vaatlere inanan bir halk değil, icraatlara ve verilen sözlere sadık kalanlara, hatta her önemli konularda kendisine referandumlarla müracaat edenlere güvenen akl-ı selîm halktır…

Sizler bu maddeleri elbette çoğaltabilirsiniz…

Şunları da ilave etmek istiyorum:

Artık halkın büyük bir çoğunluğu “eğri cetvelden, doğru bir çizgi çıkmayacağını, her fırsatta maneviyatına saldıranları ve hak-hukuk tanımayanları, halkın %98’ini bile tanımayanları” çok iyi öğrendi. Bu nedenle de son yıllarda önce icraatı denetliyor, sonra da her seçimde güvenini arttırıyor. Bu ferasetli halk bu iktidara güvenini % 34’lerden, son yıllarda %52’lere çıkartmıştır. 16 Nisanda da elbette gereğini yapacaktır…

İmam-ı Şâfi’ye sordular: “Fitne zamanı hakkı tutanı nasıl anlarız?”

Dedi ki: “Düşman okunu takip edin, o sizi Hak ehline götürür.”

Başka söze ne hâcet?…

Referandumda tam isabetli karar verebilmek için;güzel ülkemizin İÇ ve DIŞ düşmanlarına, teröristlere, hainlere, anarşistlere, vs. bakınız. Eğer bunlar “hayır” diyorsa, elbette “EVET” en isabetli ve doğru karar olacaktır. Vesselâm…

A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…