Muharrem ERGÜL
  • 23/11/2022 Son günceleme: 23/11/2022 13:27
  • 6.499

En son söyleyeceğim sözü birde başta söyleyeyim.

Şems-i Tebrizi der ya..!

"Susmak, cümlenin dinlenme halidir.

Dinlendikten sonra cümle dinç olur.

Çok konuşup cümleyi yorma.

Sonra herkes yorulur."

Bu günlerde tamda bu hali yaşıyoruz. Herkes, her önüne gelen, bilen bilmeyen her konuda ahkam kesiyor.

Herkes allâme...

Herkes her şeyi biliyor.

Ellerinde telefonları var ya..!

Oku, kopyala salla gitsin.

Sanırsınız kütüphane taşıyorlar üzerlerinde.

Cehaletlerini çok bilmişlikle örtme telaşındalar.

Hani insan yetti diyesi geliyor. Her gün başımıza yeni bir bilgiçlik tuhaflığı musallat oluyor.

Son günlerde sokak röportajları başımızın püsküllüsü olma yolunda. Bu röportajları yapanlar, sözde tarafsızlık görünümü altında toplumu böldüklerinin farkındalar mı?

Mikrofon tuttukları insanları seçip onların sözleriyle birilerine saldırmayı marifet sanıp iyi bir şey yaptıklarını zannediyorlar.

Ver mikrofonu birine iktidara küfretsin. Ver mikrofonu birine muhalefete küfretsin. Sende bundan zevk al.

Diğer yandan Twitter ve Facebook'ta hakaretin bini bin para. Küfür kıyamet gırla gidiyor. Yalan iftira tonla. İyiyi kötü, yalanı gerçek gösterme telaşı ana sermayeleri olmuş.

Siyasetle uğraşanlar ayrı bir alem. Kavgada bile söylenmeyecek sözler, Meclislerin çatıları altında sorumluluk sahibi olması gereken insanlar tarafından birbirine söyleniyor.

Yorulduk. Toplum yoruldu.

Oysa bizim toplumumuza ve ahlakımıza yakışan bir durum değil bu. Sorumluluk sahibi insanların bu gidişe dur deme zamanı geldi, geçiyor.

Ne yazık ki sorumluluk sahibi olanlarında üslup sorunu bu gidişe dur diyebilecek mi?

Kanun yapıcılar her şeyin kanun yapıp bozmakla düzeleceğini zannediyorlar.

Buda ayrı bir garabet.

Toplumun fabrika ayarları bozuldu.

Önce toplumsal mutabakatımızın bir şekilde sağlanması gerekir ki, birbirimize olan muhabbet duygularımız gelişsin. 

Ne yapıp edip, farkındalıklarımızla birbirimize kabullenmeliyiz.

Ya bir yol bulup, ya bir yol yapmalıyız. Toplumsal histeri haline gelen birbirimizi suçlama, aşağılama ve hakarete maruz bırakmayı terk etmemiz, ekonomik göstergelerden çok daha önemli bir hale gelmiştir. Bir şekilde ekonomik göstergeler normale döner. Ancak, kaybettiğimiz toplumsal değerlerimizi bir daha geri getiremeyiz.

Gün içinde karşılaştığım ve konuştuğum bir çok insan kendi gibi düşünmeyen ötekine hakareti normal bir hal gibi görüyor.

Radyolar, gazeteler, televizyonlar ve sosyal mecra platformları sahibinin sesi edasıyla adeta kendi yalanını topluma kabul ettirme telaşı içinde beyazı siyah, siyahi beyaz gibi göstermeyi marifet sayıyorlar.

Vicdan sahibi insanlar bunları dinlemekten ve bu yalanlardan çok yoruldu. Sessiz çoğunluk bu yalanlardan bıktı. Kelimelerimiz yoruldu. Cümlelerimiz yoruldu. Biz yorulduk. Geleceğimiz yoruldu.

Fındık kabuğunu doldurmayan konular yüzünden toplum birbirine düşman olurken, bu coğrafyaya asıl düşman olan "elinoğlu" avuçlarını ovuşturuyor bunu hiç düşünebiliyor muyuz.

Baştaki "Şems-i Tebrizi'nin" sözünü size bir kez daha hatırlatayım.

"Susmak, cümlenin dinlenme halidir.

Dinlendikten sonra cümle inç olur.

Çok konuşup cümleyi yorma.

Sonra herkes yorulur."

Yazdıklarımıza, söylediklerimize tekrar tekrar bakalım. Pişman olacağımız sözler hepimizin kabusu olmadan Şems-i Tebrizi'ye kulak verelim.

Yazarın Yazıları