Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Muharrem ERGÜL
Muharrem ERGÜL

Yorulduk

En son söyleyeceğim sözü birde başta söyleyeyim.

Şems-i Tebrizi der ya..!

"Susmak, cümlenin dinlenme halidir.

Dinlendikten sonra cümle dinç olur.

Çok konuşup cümleyi yorma.

Sonra herkes yorulur."

Bu günlerde tamda bu hali yaşıyoruz. Herkes, her önüne gelen, bilen bilmeyen her konuda ahkam kesiyor.

Herkes allâme…

Herkes her şeyi biliyor.

Ellerinde telefonları var ya..!

Oku, kopyala salla gitsin.

Sanırsınız kütüphane taşıyorlar üzerlerinde.

Cehaletlerini çok bilmişlikle örtme telaşındalar.

Hani insan yetti diyesi geliyor. Her gün başımıza yeni bir bilgiçlik tuhaflığı musallat oluyor.

Son günlerde sokak röportajları başımızın püsküllüsü olma yolunda. Bu röportajları yapanlar, sözde tarafsızlık görünümü altında toplumu böldüklerinin farkındalar mı?

Mikrofon tuttukları insanları seçip onların sözleriyle birilerine saldırmayı marifet sanıp iyi bir şey yaptıklarını zannediyorlar.

Ver mikrofonu birine iktidara küfretsin. Ver mikrofonu birine muhalefete küfretsin. Sende bundan zevk al.

Diğer yandan Twitter ve Facebook'ta hakaretin bini bin para. Küfür kıyamet gırla gidiyor. Yalan iftira tonla. İyiyi kötü, yalanı gerçek gösterme telaşı ana sermayeleri olmuş.

Siyasetle uğraşanlar ayrı bir alem. Kavgada bile söylenmeyecek sözler, Meclislerin çatıları altında sorumluluk sahibi olması gereken insanlar tarafından birbirine söyleniyor.

Yorulduk. Toplum yoruldu.

Oysa bizim toplumumuza ve ahlakımıza yakışan bir durum değil bu. Sorumluluk sahibi insanların bu gidişe dur deme zamanı geldi, geçiyor.

Ne yazık ki sorumluluk sahibi olanlarında üslup sorunu bu gidişe dur diyebilecek mi?

Kanun yapıcılar her şeyin kanun yapıp bozmakla düzeleceğini zannediyorlar.

Buda ayrı bir garabet.

Toplumun fabrika ayarları bozuldu.

Önce toplumsal mutabakatımızın bir şekilde sağlanması gerekir ki, birbirimize olan muhabbet duygularımız gelişsin. 

Ne yapıp edip, farkındalıklarımızla birbirimize kabullenmeliyiz.

Ya bir yol bulup, ya bir yol yapmalıyız. Toplumsal histeri haline gelen birbirimizi suçlama, aşağılama ve hakarete maruz bırakmayı terk etmemiz, ekonomik göstergelerden çok daha önemli bir hale gelmiştir. Bir şekilde ekonomik göstergeler normale döner. Ancak, kaybettiğimiz toplumsal değerlerimizi bir daha geri getiremeyiz.

Gün içinde karşılaştığım ve konuştuğum bir çok insan kendi gibi düşünmeyen ötekine hakareti normal bir hal gibi görüyor.

Radyolar, gazeteler, televizyonlar ve sosyal mecra platformları sahibinin sesi edasıyla adeta kendi yalanını topluma kabul ettirme telaşı içinde beyazı siyah, siyahi beyaz gibi göstermeyi marifet sayıyorlar.

Vicdan sahibi insanlar bunları dinlemekten ve bu yalanlardan çok yoruldu. Sessiz çoğunluk bu yalanlardan bıktı. Kelimelerimiz yoruldu. Cümlelerimiz yoruldu. Biz yorulduk. Geleceğimiz yoruldu.

Fındık kabuğunu doldurmayan konular yüzünden toplum birbirine düşman olurken, bu coğrafyaya asıl düşman olan "elinoğlu" avuçlarını ovuşturuyor bunu hiç düşünebiliyor muyuz.

Baştaki "Şems-i Tebrizi'nin" sözünü size bir kez daha hatırlatayım.

"Susmak, cümlenin dinlenme halidir.

Dinlendikten sonra cümle inç olur.

Çok konuşup cümleyi yorma.

Sonra herkes yorulur."

Yazdıklarımıza, söylediklerimize tekrar tekrar bakalım. Pişman olacağımız sözler hepimizin kabusu olmadan Şems-i Tebrizi'ye kulak verelim.

Muharrem ERGÜL
Muharrem ERGÜL HAKKINDA

Aslen Kuzey Kafkas göçmeni. Aile Trabzon ve Ordu kökenli. Beykoz doğumlu. İlk, orta ve lise öğrenimini Beykoz’da yaptı. Yüksek öğrenimini Marmara Üniversitesinde tamamladı. Beykoz Paşabahçe Ortaokulu’nda Türkçe Öğretmenliği yaptı. (1980-1982) Ardından aynı okulda Müdür Yardımcılığı yaptı. (1983) Daha sonra müdürlük sınavlarını kazanarak; Beykoz Anadoluhisarı Ortaokulu Müdürü oldu. (1984) 1987 yılında kamu görevinden ayrılarak özel sektöre geçti. Birleşik Yayın Dağıtım Şirketi Genel Müdürü oldu. İki yıl bu görevi sürdürdü. Aynı görevine paralel olarak, Türkiye’nin ilk ve saygın kitap dergilerinden biri olan “KİTAP DERGİSİ’NİN” editörlüğünü yaptı. 1989 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol’un davetiyle yeniden Kamu görevine döndü. Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliği yaptı. (1989-1991) Bakan değişiminden sonra Milli Eğitim Bakanlığı Devlet Kitapları Genel Müdür Yardımcılığına atandı. (1990-1993) 1993 yılında Beykoz Milli Eğitim Müdürü oldu. 1994 yerel seçimlerinden sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Özel Kalem Müdürü oldu. (1999) Ardından 2004 yılındaki yerel seçimlerde Ak Parti’den Beykoz Belediye Başkanlığı’na aday oldu. Yüksek oranda bir oy alarak “AK PARTİ’NİN” ilk Beykoz Belediye Başkanı seçildi. 2009 yerel seçimlerinde aday olamadı. 2010 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Müşavirliğine atandı. 2012 yılından itibaren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Danışmanlığı görevini sürdürmüştür. Eğitimcilik ve yöneticilik dışında Uzun yıllar Kanlıca, Beykoz ve Anadoluhisarı kulüplerinde amatör ve profesyonel olarak futbol oynadı. Yine Beykoz’da birçok sivil toplum kuruluşunda kurucu olarak görev aldı. Yayınlanmış dört kitabı ve yüzlerce makalesi bulunmaktadır. Türkiye’de birçok belediyede yöneticilik dersleri verdi. Yurtiçi ve yurtdışında birçok seminer konferans ve panele katıldı. Halen Beykoz Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyeliği yapmaktadır. Evli ve üç çocuğu bulunan Muharrem Ergül orta derecede İngilizce bilmektedir. Yaşadığı yer olan Beykoz’dan ve sokağından hiç ayrılmamış olup, Beykoz ve Beykozluluğu İstanbul ve İstanbulluluğuyla özdeşleştirmiş bir Beykoz çocuğudur.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER