Bu yazımda da biraz kendimden bahsedeceğim gibi olacak ama öyle değil… Yıllardır söylediğimiz sözlerin doğruluğunun ortaya çıkmış olmasından rahatsızlık duyanlarasesleneceğim.
Beykoz’un bu günkü siyasi yapısına bakın, söylenen sözleri ve adayları lütfen dikkatlice inceleyin. Diyeceksin ki yine mi CHP… Biz CHP demesek de Hızır Yılmaz ne yapıp edip, kendiyle ilgili konuşturmayı başarıyor. CHP örgütünün bu günkü haline bakarsanız HızırYılmaz ile ilgili uyarılarımız da ne kadar haklı olduğumuzu görürsünüz. Bu nedenle CHP içinde bize karşı nefret duyan bir kesim var. Fakat bu nefretin Rizelere kadar uzanıp, oralardanDost Beykoz’a mesaj gönderecek kadar ileride olduğunu bilmiyordum. Öyle de olsa asla taviz yok…
CHP ayağı böyle iken bizi her zaman yan yana koydukları AK Parti camiasında da şahsıma yönelik durum pek farklı değil… Orada da ta başından beri savunduğum gerçeklerin vuku bulması birilerini rahatsız ediyor… Tabii bu doğaldır… Herkes kendine yakın kişinin aday çıkması için uğraşırken, biz gerçekleri sürekli gündem de tutarak Beykoz’un kurtuluşunun Yücel Çelikbilek ile mümkün olacağını söyledik… Bu tavır karşısında o kadar tepki aldık ki, tam bir ihanet şebekesi ile karşı karşıya kaldık… Ama aramız da hiçbir sorun olmadığını düşündüğümüz Fuat Kuş’un ambargosuna anlam veremedim. Fuat Kuş, Dost Beykoz’a sahibi olduğu televizyonda ambargo koymuş… Olsun onu daha önce de koymuştu… Kardeşim bizim derdimiz televizyonlara çıkmak değil, Beykoz’u kurtarmak.
Ama şu bilinsin ki biz her zaman varız, Allah’ın izniyle bundan sonra da var olacağız… Hiçkimse Dost Beykoz için rüya görmesin… Azimliyiz, kararlıyız, doğruları söyleyeceğiz. Söylediğimiz doğruları okuyucularımız onayladığı sürece asla yolumuzdan dönmeyeceğiz… Beykoz’a Beykoz halkına yeni alternatifler sunmaya devam edeceğiz. Asla yanlışı örtbasetmedik, etmeyeceğiz, bu en yakınımız olsa bile…
Beykoz’un bu günkü siyasi aktörlerine bakın Dost Beykoz’u görürsünüz… Biz 12 yıldır Beykoz’da varlık gösteriyoruz. Haliyle içimizden bazı arkadaşlarımızın siyasette aktif roloynamaları doğal bir durumdur.
Şimdi ben bunları yazarken, siyasete girince onları hemen sahiplendiğim yorumlarıyapılabilir…
Ben onları hiç bir şey olmadıkları zaman sahiplenerek, kötü gün dostu olduğumu gösterdim… Ama onlar gördükleri geçici ilgi karşısında hemen şaşkına dönerek arkaya bakmaya gerek duymadılar… Onları bu günkü pozisyonlarıyla asla sahiplenmiyorum. Zaten böyle bir şeye ihtiyaçları da yok. Çünkü kendi kendilerine ayakta durabiliyorlar.
Bilgehan Murat Miniç ve Mehmet Ali Anafarta’dan bahsediyorum.
Bilgehan Murat Miniç, Dost Beykoz’un Beykoz’a kazandırdığı, bu çatı altında kendine yer bulan ve kendini ifade ederek, Beykoz halkının takdirini kazanan bir isimdir. Biz kendisini Beyefendi olarak bilirdik… Ama sağ olsun yanıldığımızı yine onun yaptıklarıyla öğrenmiş olduk… Murat Miniç, Dost Beykoz’dan elde ettiği olanaklarla Dost Beykoz’a ihanet edecek kadar zaaflarına yenik düşmüş bir vefasızlık sembolüdür benim için…
Bundan yıllar önce, dönemin BBP İlçe Başkanı Özer Güneş ile aralarında yaşadıkları önemli bir problemi çözme girişimlerim olumsuzlukla sonuçlanmış fakat o gün hakkında olumsuz düşünen Özer Güneş’in desteğiyle Belediye Başkan adayı olabilmiş olması ayrıca farklı bir örnektir.
Murat Miniç BBP adayı olduktan sonra Özer Güneş’in bizzat bana, “iyi çocuktur, iyi çocuk olmasa siz yıllarca ona aranızda yer vermezdiniz” şeklindeki ifadeleri Dost Beykoz’un Murat Miniç’e verdiği desteği gösterme adına önemlidir. Murat’ın iyi çocuk olduğunu ben söylüyordum da, siz öyle demiyordunuz o zaman. Simdi mevziler değişmiş gibi görünüyor olabilir ama benim Murat için ne bir mevziim ne de bir cephem olmadığını söyleyebilirim…
Beykoz’da iyi polis kötü polis rolünü her zaman birileri oynamıştır. Murat Miniç’e güvenerek destek verdiğimiz insanlarda, yine dost diyerek hanemize soktuğumuz bazılarıyla hesapta iş birliği yapmış Dost Beykoz’a gözdağı veriyor… Yok kınıyorlarmış… Yahu Allah aşkına kendinizi niye bu kadar güldürüyorsunuz.
Gelelim Mehmet Ali Anafarta’ya… Onunla ilgili yorum yapmaya bile gerek duymuyorum. Allah yolunu açık etsin…
Fırat Aydoğar… Ofisimize gelen, saatlerce sohbet ettiğimiz, bilgi birikimlerimizi paylaştığımız bir arkadaşımız… Çok özel sohbetlerimiz olmuştur… Bakıyorum oda kendine göre afralar, tafralar… Yahu ne oluyoruz… Adamlık tamamen mi bitti? Dost Beykoz ne diyorsa onun aksini söyleyerek, dikkat çekmeye çalışıyor… Yahu iyi güzelde Fırat söylediklerin karşılık bulmuyor niye kendini parçalıyorsun… Bak el ele kol kola gezdiğin arkadaşların AK Parti’nin seçim bürolarına sprey boyayla yazı yazarken yakalanmış karakola düşmüşler… Haber yapmamışsın… Kendince bir takım şeyleri sulandırmaya çalışıyorsun ama kendini iyice sulandırdığının farkına varda şu çoluk çocuk işini bırak bence… Bir insanı kurtaracak tek şey ancak alnından akan terdir bunu unutma…
“Halının altına toz süpürülmez” diye bir söz vardır. O misal varlığını kabul etmekten imtina ettiğiniz Dost Beykoz vardır ve hep bir numara olma yolundaki hedefinden asla sapmayacaktır.
Rast gele…
