Elif ÇELİK
  • 13/02/2018 Son günceleme: 13/02/2018 10:01
  • 12.281

Farkında mısınız? Gülmeyi unuttuk. Eğlenmeye utanır olduk.

Ne zaman bir gülümseyen fotoğraf görse, AK Partili ve MHP'li dostlarımız hemen atak yapıyorlar: "Bu günde insan güler mi? Şehitlerimiz var, utanmıyor musunuz?" diye. Oysa aynı dostlarımızı, bugünlerde kendi aralarında yaptığı toplaşmalarda, düğünlerde gülerken, eğlenirken elbet görebiliyoruz. Tabi bizim içimize sinmediği için kendilerine aynı şekilde karşılık verip, "Hayırdır, bize söylüyorsunuz da siz coşmuşsunuz?" diyemiyoruz. Bu gidişat iyi değil. Ben bir kadın olarak utanıyorum artık söylemekten ama artık kan üzerinden, can üzerinden siyaset yapmamayı öğrenmemiz gerekiyor. Ayıptır. İnsan azıcık da olsa utanır. 

Afrin Harekatı başladığı zaman AK Partililer, başta liderleri Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere hemen CHP üzerinden siyaset yapmaya başladı. Bu partili Cumhurbaşkanı da ortaya çıktı çıkalı, ne yapacağımızı bilemez olduk. Yani AK Partililer, kendi liderleri de olduğu için Cumhurbaşkanlığı makamını iyiden iyiye içselleştirmeye başlarken, ne yazık ki Sayın Erdoğan ile birlikte pek çok Bakan ve Milletvekili de gözünü yummaya devam ediyor. Biz Cumhurbaşkanını yıllardır her ne olursa olsun kucaklamaya alışkın bir millet olarak, bugünlerde aynı refleksi göstermeye çekinir olduk. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir sözü ya da söylemini eleştirmek, Türkiye Cumhuriyeti'ni eleştirmek anlamına getirilmeye çalışıyor. Kamuoyuna bakılırsa, bunda kısmen ve ne yazık ki, başarı da sağlanmış gibi görünüyor. Erdoğan için eleştiri yapan herkese terörist muamelesi yapılıyor. Bu gidiş doğru bir gidiş midir peki? Biz Cumhurbaşkanını belki eleştirmekte imtina ederiz; tarihten gelen bir edep doğrultusunda ancak AK Parti Genel Başkanı'nı da eleştiremeyecek miyiz? O zaman siyasetin ne anlamı kalıyor? Türkiye Cumhuriyeti değil mi burası? Krallık değil ki? Mutlakıyet yok ki? 

Sayın Erdoğan ve tabi ki sıralı olarak, Bakanlar, Milletvekilleri, il ve ilçelerdeki AK Partili yöneticiler, Afrin Harekatı'nda CHP'yi eleştirdiler. Bizim Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile bir araya gelinmesi önerimizi, siyasi bir silah olarak kullanıp; ortalığı ayağa kaldırdılar. Bizim Afrin ile ilgili bir itirazımız olmadı ki... Çünkü biz, Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu olmak dışında bir vasfı bulunmayan Bilal Erdoğan'ın idaresinde bir Harekât olmadığını biliyorduk. O meşhur fotoğraf, yalnızca bir fotoğraftı ve harekâtı partisiz Türk Silahlı Kuvvetleri yönetmekteydi. Üstelik harekatın amacı da 'savunma'ydı. Ancak burada siyasi olarak eksiklikleri dile getirmek neden 'vatan hainliği' olsundu ki? Esad ile bir araya gelmek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Devleti arasındaki 'resmi' bir birliktelik, PKK ve bölgede faaliyet gösteren uzantısı terör örgütleri kadar, Özgür Suriye Ordusu'nu da kenarda tutmayacak mıydı? Bu şekilde olduğunda, ABD'nin IŞİD bahanesiyle bölgede terör örgütleriyle birlikte hareket etmesinin önünü kesmez miydi? 

Bakınız, Afrin Harekâtı sırasında şehit olan Ali Gümüş, CHP'nin Gençlik Kolları'nda yer almış ve Yöneticilik görevinde bulunmuş bir kardeşimizdi. Ali Gümüş şehit olduğu sırada ise AK Parti Genel Başkanı Sayın Erdoğan, CHP'lilere yönelik olarak, "Siz sıcak yatağınızda yatarken, benim Mehmed'im ÖSO ile birlikte senin kol kanat gerdiğin teröristleri yok ediyorlar" diyordu. Şimdi bu oldu mu yani? Şık oldu mu? Savaşın siyaseti ve özellikle de böylesi 'kara siyaseti' çirkin değil miydi? Sayın Erdoğan, "Bay Kemal" diye başlayan cümleler kurarak, siyaseti ne hale getirdiğini görebiliyor mu? Bu ülkenin en vatanseverleri diye bir şey mi var yani? "Sıcak yataklarında yatıyorlar" dediği CHP'liler vatansever mi değil, yoksa AK Saray'da klimalar çalışmıyor da hakikaten Sayın Erdoğan da ailesiyle vatan için 'soğukta' mı uyuyor? Bu ne siyasetidir? Neyin siyasetidir? Kan ve can üzerinden siyaset mi olur?

Ben bir asker kızıyım! Şu an benim gibi CHP'li olan erkek kardeşim, Şırnak'ta aslanlar gibi askerlik görevini yerine getiriyor. Hem asker kızıyım, hem de asker ablasıyım. Sayın Erdoğan, vatanseverliği AK Parti tekeline alarak, başka partilerden olan asker ailelerinin, gazi ve şehit ailelerinin kalbini kırmıyor mu? Kul hakkı değil mi bunlar şimdi? Yarın Mahşer'de bunların hesabı sorulmayacak mı? Yoksa bir tek biz mi inanıyoruz bunlara? Artık inanan kimse de kalmadı mı?

Son olarak da kendi partimin yöneticilerine bir eleştirimi söylemek isterim: İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batıracaksın, demişler. Sevgili yöneticilerim! Bu Kurultay olmamalıydı! Ertelenmeliydi! Böylesi hassas dönemlerde nasıl ki, AK Partililerin düşüncesiz davranışları yanlışsa, bizim de bu süreçte Kurultay'a gitmemiz hataydı. En azından operasyonun sonu beklenmese bile, daha az gündemde kaldığı ortalarında Kurultay yapılabilirdi. Kurultay ertelemek, zor bir iş değildi. Bizlerin siyasiler olarak, ülke meselesi haline gelen durumlarda daha hassas hareket etmesi gerekiyor. Keşke en azından 1 ay daha beklenseydi.

Türk milleti olarak içimiz yanıyor, her gün şehit olan fidanlarımızın acısını damarlarımıza kadar hissettiğimi paylaşmak isterim. Maalesef Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bu vatan için can vermiş Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet acılı ailelerine sabırlar dilerim . Türk milleti başımız sağ olun!

Yazarın Yazıları