Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 16/12/2013 23:11
  • 11.378

Türkiye’nin en genç partisi olan AK Parti 12 yıldır iktidarda… Üstelikte her geçen gün daha da güçleniyor. Türkiye gibi henüz tam demokrasiye geçememiş ülkelerde bu pek rastlanan bir şey değildir.

Evet, AK Parti 12 yıldır iktidardadır… Ama nasıl? Bunu iyi irdelememiz lazım. Bu 12 yıllık süre zarfında AK Parti çok badireler atlattı. Devrilmesi için bütün iç dinamikler harekete geçirildi. Her yol denendi. 27 Nisan Muhtıraları, Danıştay Saldırıları, Kapatma davaları, TBMM’de 367 krizi, Başbakan Erdoğan’a suikast girişimleri, AK Parti’yi içeriden bölme çabaları… Fakat bunların hiç biri sonuç vermedi.

Görüldü ki, iç dinamiklerle bu iş başarılamayacak. Bu kez dış mihraklar devreye girdi. AK Parti’ye yönelik son gezi parkı eylemlerinde kırk yıl düşünseniz bir araya gelemeyecek sıra dışı grupların nasıl bir araya geldiklerine hep birlikte tanıklık ettik. Uluslarası güdümlü olan fakat yerli gibi duran sermaye grupları da Gezi Parkı eylemlerinin finans ayağını temin etti. Bunun birçok delili arandığında bulunabilir.

12 yıl içinde bu olaylar yaşanırken AK Parti devrim niteliğinde değişimler yaparak Türkiye’nin ve siyasetin önünü açtı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hiçbir vesayete teslim olmadı.  AK Parti bu köklü değişimleri yapmasaydı, Gezi Parkı olaylarında; ‘Allah muhafaza’ istenmeyen birçok olay yaşanabilirdi.

Gelinen nokta da ise yerel seçimler yine AK Parti’ye güç kaybettirmek adına bir fırsat olarak değerlendirilecektir. Bunun ilk emareleri de kendini göstermiştir. Gülen Cemaati ile AK Parti arasında yaşanan tartışmaları bu zemine çekmeye çalışanların sayısı her geçen gün artmaktadır.

Hizmetin, Anadolu insanı ile sermaye arasında geçecek olan bu seçimde özüne yabancı davranacağını düşünmek istemiyorum. Bu tartışmanın her iki tarafını da kardeş olarak görüyorum. Düşmanların elini en fazla güçlendiren unsur olarak unutulmamalı ki, iç bölünme her zaman etkili olmuştur.

Türkiye büyük badireler atlatmış bir ülkedir… Bu topraklarda yıllarca yok sayılan ve etkinliği minimum düzeye indirilen Anadolu insanı AK Parti iktidarı ile özüne dönmüştür… Bu cemaatler AK Parti iktidarı ile özüne dönen insanlardan oluşmaktadır. Yani işin özeti bu cemaatler, her zaman bizim mihenk taşımız, çatımız, evimiz ocağımız olmuştur. Ülkenin içinde bulunduğu en kötü şartlarda buralarda yetişen insanlar devreye girmiş, ama el altından ama alenen mücadele etmişlerdir. Mücadele hep ülkemiz, bayrağımız, dinimiz ve kültürümüz için olmuştur. Bugün kendimizi yaşıyoruz. Bu kendimizi bulmuşluğumuzu şartlar ne olursa olsun, teslim etmeye niyetimiz olmamalı.

"Mümin mümine karşı bir binanın kenetlenmiş taşları gibidir" hadisini esas yapıp hariçteki düşmanlara karşı dâhildeki adavet unutulmalı, dayanışma sağlanmalıdır. Bu esas göz önüne alınırsa sosyal hayatı sağlam temele oturtmak mümkün olacaktır.”

Bu sözler Bediüzzaman’ın Adnan Menderes’e yazmış olduğu mektupta yer alan 3 önemli husustan sadece bir tanesidir… Onun içindir ki, bizimde aralarında olduğumuz kardeşlerimize başkaca söz söylemeye hacet yoktur.

AK Parti İktidarı ile birlikte sermaye gerçekten el değiştirmiştir. Anadolu insanı bu değişimle birlikte güçlenmiş aynı zamanda değerlerine hizmet eden yapılanmalara da destek vermiştir. Bu gözle görülür değişim, isteyenin istediği gibi hareket edebildiği Türkiye’nin artık eskisi gibi olmadığının da resmidir.

Bir bütün olarak bakıldığında, tüm değerlerine sahip çıkan Türkiye’nin büyüdüğü ve bu büyümüşlüğün yabancı güdümlü sermayeyi ürküttüğü ap açık ortadadır. Onun içindir ki, AK Parti’ye karşı yerel seçim ittifakı kaçınılmazdır.

Beykoz Konakları’nda yapılan görüşmeleri zannediyorum herkes hatırlayacaktır. Daha önceleri halk adamı gibi duran Mustafa Sarıgül’ün halkı bir basamak olarak gördüğünü hayretler içinde müşahede ettik.

AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu’nun da söylediği gibi bu seçim sermeye ile AK Parti arasında geçecektir. İnşallah kazanan Anadolu insanı olacaktır!

Yazarın Yazıları