Büşra ŞEN ÇOBAN
  • 18/10/2017 Son günceleme: 04/11/2017 17:07
  • 10.855

Sınav odaklı ülkemin, eğitim sisteminden hoşafa dönmüş gençliğine;

Değerli okurlarım, güzel ülkemin eğitim sistemi yine her zamanki gibi değişkenliğini koruyor. ÖSS, ÖYS, YGS, LYS gibi sınav sistemlerinden sonra bu sene uygulanacak olan sistemin adı; Yükseköğretim Kurumları Sınavıdır.

Türkiye'nin eğitim sistemi başta değişkenliği ve rayına oturamaması  sebebiyle eleştirilere en çok maruz kalan alanlardan biridir. Öğrenciler, eğitimciler, veliler tam adaptasyon sürecini atlatıyor ki sonra yeni bir sistem, yeni bir değişiklik.

Bu değişiklikler ne kadar fayda getirmek , işleri kolaylaştırmak niyetiyle de yapılsa her değişiklik maddi manevi kayıplara yol açıyor. Bir çok basılmış kaynak, hazırlanmış denemeler vb hazırlıkların değişmesi ve yenilerinin hazırlanması gibi maddi zararların olduğu gibi  öğrencilerin kendilerini ölçme ve değerlendirme durumları da sistem değişikliği ile oldukça zorlaşıyor.

2010 yılından bu yana uygulanmakta olan, bu sene yollarımızı ayıracağımız YGS-LYS nasıl bir sistemdi?

YGS-LYS sistemi mart ayında YGS, haziran ayında öğrencilerin tercih ettikleri ve eğitim gördükleri alanlara göre ayrılan LYS oturumlarının gerçekleştirilmiş olduğu bir sistemdi. YGS'nin 6 puan türü olduğu gibi farklı lisans yerleştirme puan türleri mevcuttu.

YGS bizlere kendinden önceki sistemlere göre daha motive edici , daha öğrenci psikolojisine uygun geliyordu. 2010 yılından önceki sistemlerde 180 soru 180 dakikaydı . Yani YGS –LYS'nin aynı oturumda olduğu, öğrencilerin lise boyunca gördükleri konuları 180 dk. boyunca çözmeleri bekleniyordu. YGS -LYS sisteminde önceki sisteme göre zaman sıkıntısı daha az yaşanıyordu.

YGS –LYS sisteminin en profosyonel yanı farklı puan türlerinin olmasıydı. Örneğin MF4 puanı mühendis olmak isteyen bir öğrencinin çözdüğü sorulardan Geometri ve Fizik ona daha fazla puan kazandırıyordu, MF3 puanıyla sağlık alanında tercih yapacak öğrenciye Biyoloji daha fazla puan getiriyordu böylece mesleki yönelimle çözdüğün test alanları paraleldi .

Yeni sistem ne getirdi, ne götürdü?

YKS Amerika’da uygulanan SAT sınavına benziyor. İlk oturumda tüm adayların gireceği  40'ar soruluk Türkçe ve  Matematik  sınavı var . Türkçe ve Matematik soruları büyük olasılıkla mantığa dayalı  olacak, ALES ve DGS  soruları tarzında olacak . Sınava girecek adaylara ALES ve DGS soruları çözmelerini de tavsiye ederim.

Sınavda olan en önemli değişiklik; Hukuk bölümü ya da Felsefe bölümü tercih etmek isteyen öğrencilerin sınavda Tarih ve Felsefe çözmeden bu bölümleri kazanması  ya da önlisans Anestezi bölümü tercih etmek  öğrencinin  alanda en çok işine yarayacak olan Biyoloji ve Kimya sorusu çözmeden bu bölümü kazanabilmesidir. En çok eleştirilen değişikliklerden biri budur.

Ancak bu değişikliğe getirilen eleştirileri şu şekilde düşünerek çürütebiliriz. Felsefe bölümü tercih etmek isteyen öğrenci Felsefe sorusu çözmeden bölümü kazanabilecek ama bu güne kadar Sosyoloji ve Psikoloji gibi bölümlere girmek için Psikoloji ve Sosyoloji sorusu çözülmedi. Ayrıca Felsefe dersi, Tarih dersi hala müfredatta ve bu sistemle felsefe gibi eleştirel ve sorgulayıcı bir dersin ezber olmaktan çıkıp hayat görüşümüz haline gelmesi umudumuz artıyor. Tarih ve Felsefeyi sırf  test mantığıyla ölçmek zaten başlı başına doğru değildi.

YKS'deki ilk oturumun sadece türkçe ve matematik olması ikinci oturumda da kendi alanından sınava girilmesi de şöyle bir kolaylığa sebep olmuş . Sınavda bir Eşit Ağırlık ve sözel  bölümü  öğrencisinin önüne fen bilgisi soruları, bir sayısal öğrencisinin önüne sosyal konuları  konulmamış olacak böylelikle alana eğilime önem verilmiş .

Yeni sistemin bir sıkıntısı 4 yıllık Fen bilgisi müfredatı yani 4 yılda işlenmiş olan fizik, kimya konuları yaklaşık 13-14 soruyla nasıl ölçülecek bu ölçüm ne kadar tutarlı olacak .

Barajı geçemeyende ikinci oturuma girecek mi?

Sınav ile ilgili  akıllardaki  soru işareti de barajı geçemeyen öğrencilerin ikinci oturuma girme durumudur.  Önceki sistemde mart ayında YGS de barajı geçemeyen öğrenciler hazirandaki sınava giremiyordu . Bu durumda barajı geçemeyen  öğrencilerde ikinci sınava girememiş olmanın sıkıntısı ağır bir şekilde yaşanıyordu. Bu sistemle mart ayındaki sınav hazirana ertelenmiş oldu ve öğrencilerdeki baraj kaygısı ortadan kalkmış oldu. Sınav kaygısı ortadan kalktı kalkmasına ama sabahki oturuma giren ama barajı geçemeyen öğrenci muhtemelen ikinci oturuma girecek çünkü bir kaç saat içinde  sabahki oturumun sonuçları belli olamayacak. Bu durum da 2,5 milyon kalem ,silgi ve milyonlarca sayfa kağıt israfına neden olacak gibi görünüyor.

Velhasıl;

Eğitimciler olarak bizler bu sistemi enine boyuna tartışabiliriz .Ancak bu sistem yasalarla güvence altına alarak "3 yıl değiştirilemez" maddesi altına alınma yoluna gidiyor ki zannımızca 4.yıl değiştirilecek çünkü yeterli bir altyapı  var mı bilinmiyor . Bir sabah uyanıyoruz ki baktık sistem değişmiş . Umarız ki değiştirilmek için değiştirilmiş bir sistemin içine girmemişizdir.

Umarım ki gençlerimiz için ,Türkiyemiz için hayırlı bir sistem olur .

 

Yazarın Yazıları