“Ne zaman bir facia yaşansa aynı senaryo sahneleniyor...
”
İnsanlar hayatını kaybediyor, kamuoyu ayağa kalkıyor, yetkililer kameralar karşısına geçip büyük laflar ediyor. "Gereken yapılacak", "Sorumlular yargılanacak" deniyor. Ama günler geçiyor, gündem değişiyor ve olan biten unutuluyor.
Ölen ölüyor, yapan yaptığıyla kalıyor.
Bu ülkede yıllardır yaşanan her büyük felakette, ne yazık ki gerçek sorumlular ya korunuyor ya da sistemin çarkları içinde aklanıyor. İster maden faciası, ister tren kazası, isterse şehit haberi olsun, sonuç değişmiyor:
Sorumluluk hep aşağıya doğru delege ediliyor, esas hesap vermesi gerekenler elini kolunu sallayarak dolaşmaya devam ediyor.
13 Mayıs 2014… Soma.
Türkiye’nin en büyük iş cinayetlerinden biri. 301 madenci hayatını kaybetti. Kamuoyu dehşete düştü. Tüm sorumluların yargı önüne çıkarılacağı söylendi. Ancak ne oldu? Bugün, o madenin sahibi de, sorumlu müdürleri de dışarıda. Üstelik bu faciadan sadece iki hafta önce, TBMM’de Soma’daki madenin denetlenmesi için verilen önerge reddedilmişti.
Yani facia göz göre göre geldi.
Benzerlerini saymakla bitmez:
Çorlu’daki tren faciası… Otel yangınlarında yanarak can veren onlarca insan… Hep aynı tablo: Alttan birkaç kişi günah keçisi ilan edilir, üst kademedekiler dokunulmazlıktan istifade eder.
Komşumuz Yunanistan’da bile, bir tren kazasının ardından ulaştırma bakanı aynı gün istifa ediyor. Bizde ise hiçbir yetkili bırakın istifayı, özür bile dilemiyor.
Ve şimdi…
6 Temmuz 2025 tarihinde Pençe-Kilit Harekatı kapsamında 852 Rakımlı Tepe’de PKK’ya ait bir mağarada yaşanan elim olayda 12 askerimiz şehit düştü.
Resmî açıklamalara göre sebep metan gazı zehirlenmesi.
Sormak zorundayız: Bu kadar deneyimli ve eğitimli askerler, neden gaz maskesiz o mağaraya sokuldu? Bu kadar basit, bu kadar ucuz mu bu insanların canı? Ya da kamuoyundan saklanan başka bir şekilde mi gerçekleşti bu acı olay?
Şehit cenazelerinde edilen nutuklar yetmiyor artık.
Şehitlerimizin otopsileri eksiksiz yapılmalı, gerçek ölüm nedenleri şeffaf biçimde kamuoyuna açıklanmalıdır.
İYİ Parti'nin bu elim olayla ilgili Meclis’e sunduğu araştırma önergesi, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
Peki neden?
Kimi, neyi koruyorsunuz?
Bu önergenin reddedilmesi, kamuoyunda ciddi şüpheler doğuruyor.
İnşallah sebebi, “Terörsüz Türkiye” stratejisinin zarar görmemesi gibi talihsiz bir düşünce değildir!
Bir ülkede hukuk varsa, kurumlar varsa, sorumluluk da vardır.
Herkes her şeyi yapıp kenara çekiliyorsa, bu devleti devlet yapan ilkeleri çürütür.
Muhalefet her olaydan sonra araştırma önergesi veriyor, iktidar ise sistematik olarak reddediyor.
Bu artık siyasi bir refleks olmaktan çıktı, halkın vicdanını kanatıyor.
Kim ihmalkâr davrandıysa, kim görevini eksik yaptıysa, yargı önüne çıkarılmalı.
Unutmayın: Bu milletin canı bu kadar ucuz değil.
Yapanın yanına kâr kalmamalı!
YORUMLAR