Ülkemiz 24 Haziran 2018 Pazar günü seçim için sandık başına gidecek.
Malumunuz üzere artık tanıtım ve pazarlamanın yani “PR” çalışmasının en büyük ayağından biri sosyal medya alanları olmuştur. Siyaset kurumu da bu alandan faydalanmakta ve sosyal medyayı “siyasal pazarlama” nın en önemli kozu olarak görmektedir.
Siyaset kurumunun sosyal medyadaki genel çalışmaları bir merkez ya da bu alanda hizmet veren firmalar tarafından güncel bir şekilde devam etmesine rağmen yerel siyasette aynı kaliteyi görememekteyiz.
Mesela, yerelde tanıdığınız ve siyaset geçmişi olan kişilerden seçim kararı alınması akabinde, aylar yıllar sonra cep telefonunuza kandil mesajları geliyor. Önce hatırlandığınızı hissediyorsunuz ama birkaç mesajdan sonra amacın farklı yönde olduğunu anlıyorsunuz. Bu durum sadece cep telefonlarınıza düşen WhatsApp mesajlarıyla sınırlıda kalmıyor ve sosyal medyanın diğer alanları da bir an da canhıraş bir şekilde kullanılmaya çalışılıyor.
Yazımdan bu durumu tenkit ettiğim ya da eleştirdiğim anlaşılmasın. Tam tersi yukarıda da belirttiğim üzere sosyal medya alanları siyaset kurumunun da en önemli ayağı haline geldiği için adayların bu alanları kullanmaması beklenemez. Hatta biraz daha ileri giderek söylüyorum ki kullanmamaları zararlarınadır. Fakat plansız bir şekilde yönetilen bir süreç faydadan ziyade zarar verebilmektedir. Yine yukarıda verdiğim örnekte yaşanılan durum seçmene yapay gelip menfi bir duygu oluşturabiliyor. Anlatmak istediğim şey hani bir deyimde de belirtildiği üzere “yumurta deliğe dayanmadan” bir şeyler yapılmasıdır.