Saadettin KILIÇ
  • 05/04/2021 Son günceleme: 05/04/2021 16:17
  • 4.781

-Ne diyorsun, bu virüsten kurtulacak mıyız?

-Bu kafayla çok zor...  Çünkü ne iktidar, ne muhalefet 20 tam günü kaybedip, 200 tam yılı kurtarmayı bilmiyor veya göze alamıyor.

-Nasıl yani?

-Şöyle; 20 tam gün tüm ülke genelinde karantina ilan edilir, tıpkı sayımlarda olduğu gibi sağlık görevlileri marifetiyle 83 milyon yurttaşa evlerinde test yapılır.

Hasta çıkanlar tedavi ve izole altına alınır sağlam kalan kesimlerle pandemi hastalar arasındaki fiziksel bağlar test sonuçları negatif çıkıncaya kadar mutlaka kesilir.

Unutmayalım, olağan üstü durumlarda, olağanüstü kararlar alınır, bu pandemi bir savaştan bile daha yıkıcı ve daha çok can yakıcı değil midir?

Sanki bir savaş varmış gibi bazen bir aileden üç, beş kişi birden kaybediyoruz ve her gün düzenli olarak onlarca insan ölüyor… İyi beslenen ve korunanlar yaşıyor, ama çok sayıda tersi durumda olanlar da her gün ölüyorlar. Tıpkı şehitlerimiz gibi genellikle gariban ve zayıf olanlar doğal yaşama süreçlerini tamamlayamadan bu dünyadan göç ediyorlar.

Öyleyse savaş varmış gibi milletçe olağan üstü hal ilan etmeliyiz, iktidar veya devlet de üst yapıda dayanışmaları organize etmeli ve ülke genelinde savaş varmış gibi tüm ihtiyaç sahiplerinin 20 günlük ekonomik sorunlarını tüm milletçe dayanışma içinde çözmeliyiz …

-Kim yapacak?

-Haklısın, ben de bu nedenle çok zor diyorum ya?

İktidar tüm bu süreçte yanlışları, gafları, gereksiz açıklamalarıyla sınıfta kaldı tamam da ama muhalefet de rasyonalist yani gerçekleşebilir alternatifler önermiyor,  nerede olumsuz skandal bir haber var onu dillendirmeyi yeterli sanıyor… Bu nedenle hem çok zor, aslında hem de çok kolaydır bu sorunu çözmek...

-Nasıl hem çok zor, hem çok kolay?

-Zor bizim insanlarımız birlikte kurgulayıp, birlikte uygulamayı sevmiyor, sindiremiyor, kıskanıyor…

Çok kolay; bizim insanlarımız baş eğen, boyun eğen, razı olan, rıza gösteren insanlardır Batılılar gibi özgürlüklerinin kısıtlanmasına isyan etmezler.

-Sonuç?

-Her toplum hak ettiği gibi yönetilir, Batı demokrasi de budur.

-Doğu demokrasisi var mı?

-Doğu demokrasisi yok ama alternatif olarak Proletarya Diktatörlüğü var, Batı Demokrasisinden misliyle daha demokrat olmakla övünür?

-Nasıl hem diktatörlük hem daha demokrat?

Proletarya diktatörlüğü emekçilerin partisi olduğunu iddia ettiği için halkın çok büyük bölümünün çıkarlarını ve haklarını korumuş olduğunu söyler, Batı Demokrasi ise bir aldatmacadır gerçekte güçlülerin hukukudur” der…

-Tayyip Erdoğan, hangisini savunuyor?

-Tayyip Erdoğan, kimilerine göre ikincisine daha yakın sanki otoriter ama daha çok halkın çıkarları ve haklarını savunan bir lider. Kimine göre de Adolf Hitler’i anımsatan bir lider…

-Aman yavaş konuş, hassas mevzular!

-Haklısın, Milli Takım için ne düşünüyorsun?

-Çok iyi bir takım ömrümde gördüğüm en iyi milli takım bu. Bu milli takımımızı dünyada yenebilecek bir takım düşünemiyorum. Bu çok büyük bir başarı.

-Evet, harika bir jenerasyon…

-Evet, harika bir jenerasyon ama kendi, kendine oluşan bir jenerasyon değil. Bu kurguların alt yapılarını hazırlayanlar, kurgulayanlar, uygulayanlar da çok önemli…

-Cem Yılmaz’ı nasıl buldun?

-Komik…

-Komik mi, komedyen mi?

-Komedyen… Onun olduğu yerde gülmemek, düşünmemek mümkün değil, doğuştan yetenekli ve son derece iyi eğitimli biri…

-Beyaz’ı da seviyorum ben…

-Evet, ben de… O’da çok sevimli ve komik biri…

-Yani komedyen değil mi?

-Evet, bana göre Cem Yılmaz’ın, komikliği dış görünümünde değil, dışardan görünmeyen kafatasının koruduğu beynin içinde, dışa vurumu olmadan komik etkisi olmaz…

Beyaz’ın ki komikliği ise Kemal Sunal gibi daha çok dış görünümündedir, dışa vurumu olmasa da dış görünümüyle yine insanı güldürür; hoş çakal, maskeni çıkarma…

Sen de…

 

-

Yazarın Yazıları