Ülkemizin her türlü yeraltı ve yer üstü zenginlik kaynağına ulaşmasından mutluluk duyarız. Milli ve yerli silahlarla donanmış güçlü bir ordu, devletimizin olduğu kadar bizim de onur ve gururumuzdur.
Vatanın ve milletin hayrına, birilerine peşkeş çekilmeden üretim ve istihdama yönelik yapılan her yatırım bizi memnun eder. Ülke kaynaklarının eşit ve adil bir şekilde paylaşılması, eğitimde, sağlıkta bilim ve teknolojide dünya devleri ile boy ölçüşen değerler üretmemiz ülkemizin olduğu gibi bizim de refah seviyemizi yükseltecektir.
Hak ve hürriyetler, fikir ve ifade özgürlüğü hukuka ve yargıya güvenin artması, demokrasinin ülkemizde tabana yayılması bizim de gayemizdir. Çağdaş ahlaki değerlere ve uluslararası hukuk normlarına sahip bir ülkede yaşamayı hepimiz arzu ediyoruz.
Devletimiz vatanımız ve milletimiz söz konusu olduğu vakit farklı görüşlerin anlamı yoktur. Kim bu millet için faydalı işler yaptıysa Allah razı olsun. İyiyi güzeli takdir etmeyen nankördür.
Fakat gelinen noktada işler öyle siyasileşti ki; neyin milli, neyin yerli, neyin propaganda olduğunu ayırt etmekte zorlanıyoruz. Milli uçaklar, milli gemiler, başkanlık sistemi ile uçuşa geçecek olan ekonomi, devlet ve dış ilişkiler. Algı operasyonları ile iğdiş edilen zihnimizin her köşesinde öyle kötü anılar var ki belki de gerçekten iyi olan şeylere bile şüpheyle bakar olduk.
Bizler ki yıllarını Ayasofya camiine müze diyenlere dikilerek geçirmiş, o meydanda bu dava için jop yemiş biber gazı yemiş insanlar olarak Ayasofya'nın ibadete açılmasından bir haz duyamadık. Yıllar içinde makamları binaları kazandık ama ruhu, özü kaybettik.
Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği müjdeli doğalgaz haberine de can-ı gönülden sevinmek istiyoruz. Ama sütten ağzımız o kadar yandı ki...
