Kader GÜR
  • 17/07/2020 Son günceleme: 17/07/2020 18:26
  • 9.608

Hayatı yaşayarak tecrübe eden bir insan olarak, sorumluluk sahibi her insanın başarılı olmak için tek dayanağının inancı olduğunu düşünürüm.

Uğrunda mücadele ettiğiniz iş için önce Allah'a inanırsınız, sonra da yaptığınız işin doğruluğuna... Bende 14 Ağustos 2001'de kurduğumuz AK Parti'nin ve AK Partililerin doğruluğuna öyle inanlardanım. Ama gel gör ki, bu inancımızı zaafa uğratacak bir sürü haksızlık yaşamamıza rağmen, terk edip gitmek yerine istikrarı tercih ettik.

Her seferinde bize umut aşıladılar... Her şeyin daha iyi olacağına bizi inandırdılar. Haksızlığın adaletsizliğin, haksız kazancın, adam kayırmanın, yalanın, dolanın, talanın biteceğini bize vaat ettiler. Bu inançla mücadele ettik. Destek olmamız gereken her olgunun önünde etten duvar ördük, canla başla savunduk. Sır küpü olduk. Savunmakla yetinmeyip, inancımızı karşımızdaki insanlara aşılayarak, selamete varan yolun kısalması için canla başla çalıştık. 

Bir şey değiştirebildik mi? Doğru söylemek gerekirse bilmiyorum...

AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan ile büyüttüğümüz çocuklarımızı bunca hizmete rağmen ikna edemez olduysak, ya durup düşüneceğiz, ya da mücadeleye devam edeceksek masaya yumruğu vuracağız.

Biz nerede yanlış yaptık?

Biz yokluğu paylaştık ama varlığı paylaşamadık... Menfaatler karşısında haksızlıklara ses çıkarmadık. Güven problemini barizleştirdik. Hatalardan ders almadık. Yanlışların bedelini, çıkarcılara değil, gönüllülere ödettik.

Onun içindir ki, AK Partiyi heba ettik.

Artık toplumun yeniden yapılanması gerektiğine inanan çocuklarımız, ülkenin geleceğinin risk altında olduğunu düşünüyorlar. Bu AK Parti adına korkunç bir şeydir... Gençlerimiz geleceği yeniden şekillendirmenin hesaplarını yaparken, AK Parti'den ısrarla uzak duruyorlar. Bunun sebebi de, 'biz ağzımızla kuş tutsak, bunların gözünde adam olamayız' anlayışının gençlik üzerinde egemen olmasıdır. 

Ümitler tükeniyor!

Artık haksızlıkları aleni savunur hale geldik ki, yüzde yüz haklı olduğunuz bir konuda bile sizi haksız duruma düşürebilmek için mücadele edenler olduğunu görünce, ister istemez güven ortadan kalkıyor. Yanlışa yanlış diyebilecek siyasetçilere ihtiyacımız var.

Para yönetimini iyi biliyor olabilirsiniz belki ama size güven duyulmuyorsa bunun hiç bir önemi yoktur. Baktığınız zaman AK Parti'nin artık bu saatten sonra sadece para yönettiğini görüyorsunuz. Bunu da yapılan işlerden ve ihalelerden rahatlıkla anlayabiliyorsunuz.

Mesela Murat Aydın, Beykoz'a beş yılda 15 yıllık hizmet yapacağı vaadiyle belediye başkanı seçildi.  Belediyenin parası varsa tabii ki hizmet yaparsınız. Bu ülkenin mimarları, mühendisleri var. Çizdirirsiniz projeyi, verirsiniz parayı iş olur. Parayı kullanmaktaki öncelikli tercihinize göre hizmet yapabilirsiniz. Murat Aydın'da, Beykoz'un parasını Beykoz'un fiziksel değişimi için harcamayı tercih etmiş.

Ve sağlamaya çalıştığı değişimi de, sosyal medya üzerinden vatandaşa entegre etmeye çalışıyor.

Beykoz'un samimiyete, dostluğa, kardeşliğe, dokunmaya ve geleceğe güvenle bakmaya ihtiyacı vardır. Yani Beykoz, bir zamanlar 'sessiz çoğunluğun sesi' olduğunu söyleyen AK Parti'nin kuruluş ruhuna ihtiyaç duymaktadır.

Beykoz'da belediye başkanları; hep bir dost, bir ağabey gözüyle görülür. O milletin dert ortağı, çaresi, umududur. Çocuğunu evlendiren, iş bulamayan, yiyecek ekmeği olmayan, evinde hastası olan, kızı kaçan, oğlu uyuşturucu kullanan, çatısı akan, gariplerin, yetimlerin umududur. Çaresizlerin, evsizlerin sığındığı limandır belediye başkanı. Bu Beykoz'da hep böyle olmuştur. Hele Beykoz AK Parti yönetimine geçtikten sonra Recep Tayyip Erdoğan'dan kaynaklı olarak bu beklenti daha da derinleşmiştir.

Bu kültüre kapınızı kapatırsanız, isterseniz evliya olun, isterseniz Beykoz'u cennete çevirin halkın gözünde bir hiç bir kıymetiniz yoktur. Size ne kadar güven duyuluyorsa, o kadar adamsınız! 

Murat Aydın, ekibini bu anlayışla yeniden Beykoz'a entegre etmelidir. Aksi takdirde Beykoz halkının, Recep Tayyip Erdoğan'a duyduğu güven sonucu yapmış olduğu Zeytinburnu fedakarlığı karşılıksız kalmış olacaktır ki, 2023'de bunun mutlaka bir faturası olacaktır.

Üzülerek söylüyorum ki, Murat Aydın Beykoz'a geldikten sonra profesyonel bir yönetim anlayışıyla sadece para harcıyor. Beykoz halkının kendisini belediyeye yabancı hissediyor olmasının gün geçtikçe derinleşmesini önemsemiyorlar. Beykoz halkı belediyeyi kapalı bir kutu olarak görüyor. Bu durum ilçe başkanına duyulan itibarı da her geçen gün azaltıyor.

Riva Meydan Projesi, Riva Okçular Vakfı, Mahmutşevketpaşa Hayvan Rehabilitasyon Merkezi, Cumhuriyetköy Organik Halk Pazarı, Karlıtepe Mesire Alanı, Beykoz Sahil Projesi, Gümüşsuyu Restoran, Yenimahalle Futbol Sahası, Yenimahalle Güzergah düzenlemesi, Çavuşbaşı Meydan düzenlemesi, Kavacık Nikah Sarayı, Soğuksu Yücel Çelikbilek Kültür Merkezi

Bu projelerin ekseriyeti, merhum Yücel Çelikbilek döneminde alt yapıları hazırlanmış, bir çoğu başlayıp büyük oranda tamamlanmış çalışmalardır. Tek değişiklik, bu çalışmaları Beykoz Belediyesi sosyal medya ekibinin her gün milletin gözüne sokuyor olmasıdır.

Bütün mesele bumudur?

Yazarın Yazıları
Yorumlar (2 Yorum)

Muro (4 yıl önce)

Tabiki umudu dur, şimdiye kadarki yöneticiler den ne fayda gördü ki,zaten yazınız da itiraf yapmış siniz,.

Sorgu (4 yıl önce)

Yine nokta atisi yapmissiniz. Tebrikler!! Baskan yaptiklari ile kendini kardiriyor Beykoz halki umarim yemez bunlari

Yorum Yaz