1984 yılında ilçe belediyesi statüsünde ilk seçimlerine giden Beykoz’da, Belediye Başkanlığı koltuğuna sırasıyla; Ali Zengin, Şevket Arıkan, Rahmetli Yücel Çelikbilek, Alaattin Köseler, Muharrem Ergül, Rahmetli Yücel Çelikbilek (2) ve şimdide ‘İthal’ bir isim Murat Aydın oturdu.
Gerçi makamında çok az gördüğümüz bir belediye başkanı profili çizmekte. Belki de koltuğa daha oturmaya fırsat bulamamıştır dersek abartmış olmayız. Geçtiğimiz 17 aylık süreçte Belediye Başkanımızı hep sokakta halkla iç içe görüyoruz. Her an her yerde karşımıza çıkabilir.
Dikkat Murat Aydın Çıkabilir...
Öyle ki; bir bakmışsınız bisikletle yanınızdan geçiyor, bir bakmışsınız ailenizle piknik yaparken bir anda misafiriniz olabiliyor, yada evinizde pijamalarınızla otururken bir anda kapınızı çalabiliyor. Yada bir kafede kahvenizi yudumlarken; size selam veriyor. Bu karşılaşmalar; gece, gündüz, sabah, akşam yani her an olabiliyor.
Beykoz halkının Belediye başkanına ulaşma sıkıntısı gibi bir durum yok. Ancak bazı ekabir takımı için aynı şeyler geçerli değil. Adam ‘ithal’ olduğu için zaten ortak tanıdık sıkıntısı var, bir de üstüne belediyede sınırlı vakit harcayınca goy goy yapacak gerekli ortam oluşmuyor. Birebir görüşmek için de randevu talep edildiği vakit, ‘konu nedir?’ diye sormak gibi bir ukalalıkta yapan özel kalem ekibi olunca iş hepten içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Beykoz’da yaklaşık böyle yüz kişilik boş işler tayfası var. Yıllardır durumdan vazife çıkararak kendilerini ‘önemli şahsiyetler’ olarak görmüşler, görülmelerini sağlamışlar. Şimdi bu tarz adamlar ıvır zıvır konuşuyorlar. Sorsan; ortada bir şey yok. ‘Gidişat iyi değil’ niye? Diyorsun. Elle tutulur bir cevap yok. Neymiş efendim bir aydır randevu alamamış. Ne randevusu? Şu işi de bu yapsın randevusu. İki ağlayacak, üç sızlayacak, iş alacak. Yok kardeşim. Artık yok. Bunu hazmedemiyorlar.
Bu sefer hep Zeytinburnu'nundan kimselere iş veriliyor gibi yada hep dışarıdan adamlara görev veriliyor gibi ortalığı bulandıracak dedikodular yayıyorlar. Belediye ihalelerinin bu kadar ağızda sakız yapıldığı bir dönem hatırlamıyorum. Her şey yasalara uygun, şeffaf bir şekilde yapılıyor olmasına rağmen, sanki usulsüzlük kol geziyor gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor.
Murat Aydın’ın belediye başkanı seçildiği günden bu tarafa, Beykoz Belediyesinin yapmış olduğu en büyük ihalelerden birisi sahil düzenlemesidir. Bu ihaleyi de Kavacık merkezli bir firma almıştır ve şirket sahipleri de sol düşünceye yakın kimselerdir. Buradan da anlaşılacağı üzere hak etmişler almışlar. Kimsenin siyasi düşüncesine, yakınlık/uzaklık aranmadan işi ehline vermek suretiyle yapılan şeffaf bir çalışmadır. Kaldı ki Zeytinburnu merkezli bir firmada olabilirdi. Kamu yararı neyi gerektiriyorsa o öncelik alınmalıdır. Beykozlulukta bunu gerektirir.
Beykozlu üç beş kişiyi zengin etmek, Beykoz’a bir şey kazandırmaz. Beykozlunun hukukunu korumak önemli olandır.
Belediye çalışanları rahatsız..
Evet kulağımıza geliyor. Belediye çalışanları rahatsızmış. Hatta Murat Aydın’ın Zeytinburnu belediye başkanlığı yaptığı dönemde de oradaki çalışanlar rahatsızmış. Şimdi bizim buradaki memur ve işçiler huzursuzmuş. Niye acaba?
Biraz araştırdım. Belediye başkanımız mesaileri kaldırmış. Yani herkes mesaisi bitince evine gitmeye başlamış. ‘Ne var bunda?’ Derseniz. Çok şey var. Mesai yapıp iki maaş daha almanın önü kapanıyor. Ufak bir Araştırmayla on bin liraları geçen işçi maaşları olduğunu öğrendim. Murat Başkan bu işe 'dur' demiş. İyi de etmiş. Fazla mesai verene kadar yeni işçi alımı yaparak istihdama katkı sunmak en mantıklı ve en adil olan yöntemdir.
Dahası var... baba/oğul, karı/koca, abi/kardeş, amca/yeğen çalışmalara son vermiş. ‘Her aileden bir kişi çalışabilir’ demiş. İş o noktaya gelmişti ki; aile boyu çalışanlar oluşmuştu. Sanki Belediye değil aile şirketi. Ne güzel yapmış. Bu uygulamalardan akli selim olan, adalet sahibi kimse rahatsız olmaz.
Ekibini dışarıdan getirdi.
Bir başka eleştiri konusu da bu. Sanırsın yirmi küsur müdürü baştan aşağı yeniledi. Eski dönemlerden kalma yirmi yıllık müdürler var. Yerli yerlerinde duruyorlar. Boş bir kaç müdürlüğe atama yapıldı. Bundan önce her belediye başkanının yaptığı gibi. Yani olağan bir süreç. Ayrı ayrı değinip vakit almak istemiyorum. Hatta bu atamalardan iki tanesi de Beykozlu kardeşlerimiz olmuştur.
En çok tartışılan belediye Başkan yardımcıları hususuna gelirsek.. Murat Aydın, seçimlerden önce Başkan yardımcılıklarına Meclis Üyelerinden atama yapmayacağını peşinen duyurmuştu. Tamamı memur olan Başkan yardımcılarıyla çalışacağını birçok kereler söylemişti. Bu ekibi oluştururken Başkanın rahat çalışabileceği bir kadro kurması, başarısı için en doğal hakkıdır. 6 tane Belediye Başkan yardımcısından 2 tanesi (biri önceki dönemde de vardı) Beykozludur. 2 tanesi Zeytinburnu’ndan gelmiştir. Bir tanesi Erzurum, Biri de Ankara’dan gelmiştir. Hepsi de alanında uzman, liyakat sahibi, tecrübeli, bilgi ve birikimleri yüksek düzeyde olan kimselerdir. 17 aylık süreçte eksi diyebileceğim bir hata veya beceriksizlik görmedim. Zaten eleştirenlerin de ortaya koydukları bir eksik veya yanlış söz konusu değildir. Tek kusurları Beykozlu olmamalarıdır.
Bu halk Murat Aydın’a beş yıl süreyle Beykoz’u yönetme yetkisini ezici bir çoğunlukla ‘ithal’ olmasına rağmen vermişse; kendi yakın ekibini kurmasına da onay vermiştir. Vatandaş belediye başkanını dışarıdan seçmiş, yardımcısına mı takılacak? Halk yapılan hizmete bakar. Onu da eksisi ve artısıyla beşinci yılın sonunda tartıya koyacaktır. 17 aylık süreçte onlarca hizmet yapıldı. Neredeyse her ay bir proje... Pandemi sürecini de göz önünde bulundurursak, gerçekten büyük hizmetler yapıldı. Lütfen hakkaniyetli olalım. Yapılan işleri küçük görmeyelim.
Bedava WC uygulaması, sahil düzenlemesi, Elmas Burnu Halk Plajı, Riva meydan düzenlemesi, Gümüşsuyu Sosyal Tesisleri, Karlıtepe Mesire Alanı, Kanuni Kent Ormanı biten projelerden bazıları. Devam eden bir çok çalışma var. Merak edenler www.beykoz.bel.tr web sitesinden ayrıntısıyla inceleyebilir.
Tesisler pahalı..
Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum. Parası olamayana her şey pahalı. Ülkemizde göz ardı edemeyeceğimiz bir ekonomik sıkıntı var. Bunun sorumlusu da belediye başkanları değil. Bu ayrı bir yazı konusudur. Ama sosyal tesislerdeki ücretler gerçekten sektörün içerisinde bir kişi olarak söylüyorum: pahalı değil. Ucuz mu? Ucuz da değil. Bu işletmelerin ayakta kalması ve istihdam oluşturması için belli bir fiyat politikası uygulamak zorunludur. Geçtiğimiz yıllara baktığımız da Beytaş’ın devamlı zarar ettiğini, tedarikçilerini mağdur ettiğini bilmeyenimiz yoktur. Sahildeki tesis yıllardır kapalıydı. Orada çalışan bir çok Beykozlu işsiz kalmıştı.
Bu tesislerin çoğalmasının, Beykoz’a turist çekmekte ciddi katkısı olur. İstihdam açısından da bir nebzede olsa fayda sağlar. Sosyal medyada pahalı diye karalama kampanyaları yapanları anlayamıyorum. Belediye Beykoz halkına özel Beykoz Kart bastırıyor ve tesislerden. %25 indirim imkanı sunuyor. Bunu bilmemeniz imkansız. Niye yalandan fakir edebiyatı yapıyorsunuz? Yok ‘Beykozlu çaya bu parayı veremez.’ Ne yapsın? Belediye, tesislerde bedava yemek mi versin? O halde Çalışanların maaşını da cami çıkışlarında cemaatten toplasınlar. Eleştirmek için eleştirmeyelim.
Murat Aydın kendisinden önceki belediye başkanlarından bir sıfır geride başlamıştır. Dışarıdan gelmiş olması her attığı adımda önüne getirilmektedir. Ve eleştiri kamuoyu çok rahat oluşmaktadır. Tabiri caizse; Üvey belediye başkanı muamelesi görmektedir. Ama en büyük şansı ve destekçisi AK Parti İlçe Başkanı Muhammet Hanefi Dilmaç’tır. Bu gerçeğinde göz ardı edilmemesi gerekmektedir.
Kalın sağlıcakla.
