Yılmaz ÖZDEMİR
  • 15/07/2020 Son günceleme: 15/07/2020 17:55
  • 5.025

Değerli dostlar;

18 yıldır Türk siyasetinde iktidarı elinde tutan AK Parti nerelerde yanlış yapıyor yada neleri düzeltmesi lazım. Nasıl bir Türkiye nasıl bir siyasi anlayış olsun istiyor?

AK Parti yanlışları, hataları görülmesin, susulsun, ses çıkarılmasın, yazılmasın, çizilmesin, herkes söylenene biat etsin, alkışlasın, eleştirmesin istiyor… Kim eleştiriyorsa mutlaka bir kulp takılıyor.

 

Eleştirenler şer odakları ihanet çeteleri olarak görülüyor vatana ihanete kadar suçlanıyor ve hain ve fetöcü ilan ediliyor.

Türkiye’yi sessizliğin hüküm sürdüğü bir ülkeye dönüştürmek, geçmişte de hiç mümkün olmadı. Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılı geçmişlere rağmen, temel özelliği konuşulan - konuşan bir ülke olmasıdır. Bu gerçeği kimse değiştiremez.

AK Parti nerelerde hatalar yaptı? Çokta geri gitmeden kısa geçmişimize şöyle bir göz gezdirirsek;

Mesela Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'i ve Bursa, Balıkesir, Düzce başta olmak üzere yaklaşık 90 AK Partili belediye başkanı görevlerinden alındı. Hedef Mart 2019'da yapılacak yerel seçimlere yeni isimlerle gitmekti ama kamuoyuna neden görevden alındıklarıyla  ilgili hiç kimse bir açıklama yapmadı. Eğer bir suç işlemişlerse dava niye açılmadı, eğer suçları yoksa alel acele neden görevlerinden alındılar?

AK Partinin çok konuşulan hatalarından biriside, birçok ilçe ve ilin teşkilat başkanlarını ve yönetimlerini azlederek ya da il ve ilçelerin kongreleri ile yönetimlerini değiştirmesiydi. Yaptığı bu değişimlerde maalesef doğru yapılamadı kibir abideleri ve liyakatsız teşkilatlar yüzünden çok önemli  Büyükşehirler kaybedildi.

Mesela İstanbul seçimleri, AK Parti 23 Haziran depremine yol açan yanlışının ne olduğunu, yanlış yerde aramamalı. Bunu sadece “bir seçim başarısızlığı” olarak görmek, bu başarısızlığın sorumluluğunu yalnızca parti teşkilatlarına, adayın televizyon performansına veya her hangi bir aktöre kesmeye kalkışmak sorunun kaynağını görmemek için devekuşu misali başını kuma gömmek olur.

İmamoğlu yüzde 54 oy oranıyla İstanbul tarihinde en fazla oy alan belediye başkanı olarak da tarihe geçti. Nedeni basit aslında. Havuz medyasının haberleri AK Parti’ye çok zarar verdi. Ekrem İmamoğlu’na saldırdıkça İmamoğlu’nun oyları daha da arttı. AK Parti’ye yakınlığı ile bilinen gazeteciler ve sosyal medya trollerinin paylaştığı videolar ve yazılar toplumda büyük nefret uyandırdı. Tuğrul Selmanoğlu denen şahsın Ebu Cehil benzetmesi gibi mesela. 20 yıldır devletin elinde olan “teröristbaşı” Abdullah Öcalan’ın bir siyasi partinin seçim kazanması için devreye sokulması elbette yanlıştı. “Apo”nun kardeşi Osman Öcalan’ın bir siyasi parti lehine propaganda yapması için devlet televizyonuna çıkarılması muhakkak yanlıştı…

AK Parti 31 Mart Seçiminin sonucunu İstanbul için kabul etmemekle ‘doğru’ bir tercihte bulunmadı. Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) başvurması, o başvuru için bulduğu gerekçeler, o gerekçeleri kullanış biçimi, kendi durumunun haklılığını savunmak için yeterli olmadı ve fiyaskoyla sonuçlandı.

Bütün bu “yanlış”ların yanlış olduğunu,  biz de süreç boyunca en net ifadelerle eleştirdik… Bu sütunlarda mesela “sandık darbesi” retoriğine karşı çıktık, milli irade kavramının içini boşaltmaya itiraz ettik, seçim sonuçlarına “olanda hayır vardır” diyerek bakmayı ve eksikliklerin giderilmesi için bir fırsat olarak görmeyi önerdik… Bu eleştirileri yaparken aynı zamanda iktidar koltuğunda oturanlara karşıdan son sürat gelmekte olan kamyonu gösterdik. Gerçi onlar kamyonun farlarını doğan günün ilk ışıltıları diye gösterenlere kulak verdi, “kenara çekil ezileceksin” diyenleri düşman ilan etti ama bu ayrı bir konu…
Evet… İktidar partisi yanlışlarına yanlış katarak 23 Haziran’a ulaştı ve hiç kimseyi şaşırtmayan sonuç ortaya çıktı. Belki seçim birkaç gün sonra yapılacak olsaydı bu yanlışlara yeni yanlışlar da ilave edilebilir ve aradaki farkın uçurum seviyesine ulaşması bile mümkün olabilirdi. Ne var ki AK Partiye 23 Haziran’daki utanç verici hezimeti yaşatan bütün bu saydıklarımız… Asıl yanlış son yıllarda AK Partinin izlediği yanlış siyasettir. Ortak aklı esas alan bir kadro partisi olarak kurulan ve bu özelliğini muhafaza ettiği ilk döneminde özellikle hassas dengeler üzerinde bulunan ekonomi ve dış politika problemlerini başarıyla idare edebilen AK Parti, son dönemde giderek bu özelliğini kaybetti.

Diğer bir konu ekonomi birde bu yönden bakarsak Türkiye'nin brüt dış borç stoku, 1 Ocak-31 Mart 431 milyar dolar olarak açıklandı. Bu dönemde kamunun dış borcu 11,2 milyar dolar artışla 169,2 milyar dolara ulaştı.

Sadece özel sektör değil, aynı zamanda devlet de borçlu. Dünya Bankası’na göre, merkezi hükümetin borçlarının yüzde 53’ü yabancı para cinsinden ve sadece kısa vadeli borçlar 2019 sonunda 123 milyar dolardı. Bu rakam ise Merkez Bankası kasasında bulunan sadece 88 milyar dolarlık döviz rezervleriyle çelişiyor.
Bu da merkez bankasının başını  belaya sokacak gibi... Son olarak açıklanan enflasyon rakamları % 11.36 Takdir sizin…

Sağlıcakla kalın… Selam ve dua ile.

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz