Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Kader Gür
Kader Gür

Vallahi siz Beykoz’u sevmiyorsunuz!

Geçmişi hatırlatıp zaman kaybetmeye gerek yok. Şimdiki zamana nasıl geldiğimizi düşündüğünüzde geçmişi de ister istemez hatırlıyorsunuz.

O zaman düşünün şimdiki zamana nasıl geldik. Herkes işini yoluna koymuş… Bir dokunsan bin ah işitiyorsun ama Beykoz'un gelişmesi için fedakarlık dedin mi kimseden ses çıkmıyor. Kişisel menfaati her şeyin önünde tutuyoruz ama her şeyden de şikayet ediyoruz.

Beykoz Belediyesi'nin Yücel Çelikbilek döneminden kalan bir atımlık barutu vardı oda bitti. Şimdi olduğumuz yerde saymaya başlarız. Dolayısıyla Beykoz Belediyesi'ndeki olası ekonomik kriz çok geçmeden vatandaşa yansımaya başladı. Vatandaş olarak zaten ekonomik sıkıntılarla boğuşurken belediyemizde artık bizimle beraber ekonomik krizle mücadele edecek. Halimiz böyle iken Beykoz'u nasıl geliştireceğiz, Beykoz'u geleceğe nasıl hazırlayacağız.

Beykoz'un geleceğe hazırlanmasında yerel siyasetin eskisi gibi etkili olmadığını, değişen kanun ve AK Parti'nin İstanbul seçimlerini kaybetmesiyle daha yakın hissetmeye başladık.

Murat Aydın, Beykoz'un en önemli sorunu olan imar planlarının Ön görünüm ve geri görünüm bölgelerinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden geçtiğini ve SİT alanı kapsamında giren bölgelerin imar planlarının ise Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yapılacağını üstüne basa basa söyledi.

Buradan yola çıkarak, sorunların babası olan imar planlarının nelere yol açtığını ifade etmeye çalışacağım. İmar demek, inşaat demek, inşaat demek, konut demek. Konut sorunun olduğu bir bölgede gelişmişlikten bahsedemeyeceğiniz gibi, dar gelirli vatandaşı da kapitalizmin kölesi haline getirirsiniz.

Beykoz'da; doktorun, hemşirenin, memurun, askerin, polisin, öğretmenin, profesörün, mimarın, mühendisin kalacak yeri yoksa, Beykoz'da çok sıkıntı yaşıyor, kaçmak istiyorsa nasıl gelişeceksiniz? Beykoz'da konut yok, konut olmadığı için kiralık evde yok. Olan kiralık evlerin sahipleri de Azrail gibi çökmüş garibanın kafasına. Çünkü kiracının başka alternatifi yok. Asgari ücretin 4250 TL olduğu ülkede ev sahipleri utanmadan 6 – 7 bin TL kira istiyorlar.

Hadi diyelim durumu biraz iyi olanlar, Çekmeköy'de, Üsküdar'da, Sarıyer'de yada başka yakın bölgelerde ev tutsun, gitsin gelsin. Bu seferde ulaşım sorunu devreye giriyor. Toplu ulaşımı kullanmayı düşünen hiç kimsenin gitmek istediği yere gidebileceğinin garantisi yok, yolda izde kalma ihtimaliniz çok yüksek. Kendi aracıyla gitmek isteyenlerde bu kez yakıta çalışıyor. Bir litre mazot 26 TL. Kavacık ve Üsküdar bölgelerinde yaşanan trafik sıkışıklığı da cabası.

Dedim ya, Beykoz'da yaşanan bütün olumsuzluklardan şikayet ediyor, eleştiriyoruz. Beykoz'un eğitimde son sıralarda olduğunu, hastaneden doktorların gittiğini hemen herkesten duymanız mümkün. Ama bunun sebepleri üzerinde kafa yoran, bu sebeplere çözüm üretmek isteyen yok. Bir ev sahibi hastaneye gelse, bir olumsuzluk yaşasa hemen şikayet eder, ama ataması Beykoz'a yapılan bir doktordan veya bir hemşireden 6 – 7 bin TL kira istediği aklına gelmez. Yada eğitim kalitesinin düşüklüğünden şikayet ederiz, bunu yükseltmek için hiç bir fedakarlık yapmayız.

Bu sorunların devam ediyor olmasında herkes kafasına göre bir suçlu bulmuş… Kimisi belediye diyor, kimisi hükümet diyor, kimisi de suçu basına yüklemez mi? Gel de delirme!

Velhasılı kelam toplum olarak hepimizi zor günler bekliyor. Hiç kimsenin elinde sihirli değnek yok. Burada en güzel hizmet bu sorunları aşmak için vatandaşın ortaya koyduğu fedakarlığın geçmişte olduğu gibi bu günde heba edilmemesi olacaktır.

Her zaman söylediğim ve inandığım şeyi tekrar ediyorum. Her bölgenin gelişimi vatandaşın devlette el ele verdiği ölçüde yol alır. Beykoz'da da aynı durum geçerlidir. Türkiye'de de! Hesap verilebildiği ölçüde vatandaş siyasetçiye güven duyabilmektedir.

Yani kurtuluş reçetesi yine vatandaştadır. Buyurun meydan sizin vatandaşı ikna edin… 

Kader Gür
Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER