A. Raif ÖZTÜRK
  • 15/07/2019 Son günceleme: 15/07/2019 15:02
  • 5.341

Beykoz Değerler Eğitimi Uzmanları olarak, ilçemiz Kaymakamlığı ve Milli Eğitim Müdürlüğü nezdinde, 12 kişilik ekip halinde “Pedagojik Formasyon” eğitimi vermekteyiz. Dört seneden beri 10 arkadaşımız sürekli sınıf derslerine girerlerken, ben ve bir doktor arkadaşım, öğrencilere veya ailelere konferans ve seminerler vermek şeklinde görev bölümü yapmıştık.

Pek tabiidir ki her konferans veya seminer sonrası, “hocam size çok önemli bir sorum var” diye başlayarak, konumuz ile ilgili çokça sorular soruluyor. Konumuz ‘Pedagojik Formasyon’, yani Pedagoji= çocuk eğitimi, Formasyon ise biçimlendirme ve şekillendirme anlamlarına geldiğine göre, en çok sorulan sorular da bu çerçevede oluyor:

-“Hocam, çocuklarımıza lâf dinletemiyoruz. Oysa üzerlerine çok düşüyoruz, her istediklerini yapıyoruz ama yine de kendi bildiklerini yapıyorlar. Hırçın ve şımarık oluyorlar. Hatta bazı çocuklarımız sigara, içki ve uyuşturucu batağına bile düşüyorlar. Ne yapmamız lâzım?”…

Bu dert ve problem, neredeyse %90’dan fazla ailede de var olduğundan, orada verdiğimiz cevapların özetini, şu mütevazı köşemde sizlerle paylaşmak istedim.

Şöyle ki:

Unutmayalım ki çocuklar şımarık doğmaz, eğitimsiz ebeveynler tarafından şımartılır. İzah edeceğim.

Kâinatın en doğru sözlüsü Hz. Muhammed’ül Emîn SAV şöyle buyurmuştur:

-“Her çocuk İslâm fıtratı üzere ve masum olarak doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar."

Yani, çok net görülüyor ki yukarıdaki şikâyetlerin müsebbibi, öncelikle anne-babalardır. Çünkü asrımızdaki gelişmiş eğitim metotlarıyla; kuşların, köpeklerin, kedilerin, ayıların, yani çeşitli hayvanların bile eğitildiğini görüyoruz. Akıllı ve masum olarak yaratılan bir insan, niçin eğitilemesin ki? Demek ki çocuklar ya başıboş bırakılıyor, yani ihmal ediliyor veya yanlış eğitiliyorlar.

Elbette anne-babaların ihmalleri ve yanlış eğitimlerinden başka sebepler ve faktörler de var. Şimdi çocuk terbiyesi konusundaki diğer faktörleri ve yapılması gerekenleri tek tek özetlemeye çalışacağım.

Öncelikle bilmeliyiz ki; Çocuk terbiyesi, EŞ seçerken başlar. Güzel ahlâklı, başkalarıyla hiç macera yaşamamış temiz mazisi olan, dîni-îmanı bütün, zekî ve akıllı kişiler tercih edilmelidir. Güzellik-yakışıklık veya zenginlik-makam mutlaka ikinci planda olmalıdır.

Aile fertlerinin, eve kesinlikle helâl kazanç getirmeleri şarttır. Haram ile beslenen çocuklar, şımarıklığa, isyana ve kötü alışkanlıklara daha eğilimli olurlar.

Hamilelikte de çocuk sizin yaşantınızdan etkilendiği için, tartışmalardan ve çirkin sözlerden her ân kaçınmalısınız. Hatta dinlenmek için müzik dinlemek yerine, bol bol Kur’an dinleyiniz. Böyle titizlikle doğan çocuklar, ninni yerine, Kur’ân dinletildiğinde hemen rahatlayıp uyuduğu, Kur’ân okumayı kolay öğrendiği tecrübelerle sabittir.

Çocuklar ses kayıt veya kamera gibidirler. Aile içindeki mutluluğu da güzel dînî sohbetleri de, aksi olan huzursuzluğu da tartışmaları da kayıt ederler ve onları kullanma potansiyeline sahip olurlar.

Çocuklar konuşmaya başladıkları zaman, onlara güzel ve faydalı şeyler öğretilmelidir. Daha dört yaşlarındayken, dînî ve ahlâkî eğitimlerine başlanmalıdır. Ben çocuklarına sövmeyi ve başkalarına vurmayı öğreten, hatta elindeki sigarayı veya birayı çocuğuna tattıran babalar bile gördüm. Görüldüğü gibi ilk 5 madde, aileyi direkt ilgilendiriyor…

Çocuklarımız sokaktan ve dışarıdaki başıboş arkadaşlarından da çok etkilenip, onların argo konuştuklarını da yaptıklarını da taklit ediyorlar. Terbiyeli arkadaşlar seçiniz.

Çalışan ana-babaların çoğunun evlâtlarının durumları, gerçekten yürekler acısıdır. Temiz ahlâklı ebeveynleri var ise bir derece kurtarabilirler. Ancak böyle ebeveynleri olmayanlar, ciğerpare evlâtlarını rastgele bakıcılara teslim ediyorlar. Hatta bazen Ermeni, gayrimüslim vs. yabancı bakıcılara havale ediyorlar. Yani evlâtlarınıza arkadaş seçmede de, bakıcı seçmede de mutlaka çok titiz olunmalıdır.

Şu çok iyi bilinmelidir ki, şu “medeniyet çağı” dediğimiz asrımızda çocuklarımızı terbiyesi çok çok zorlaştı. Radyo, TV. İnternet vs. Teknoloji nimetleri, bugün genelde batının ve gayrimüslimlerin elinde olduğu için, birazcık gevşek bırakılan yavrularımız, o maksatlı yayınlardan etkilenmeye başlıyorlar. Orada gördükleri sahnelerin tamamını meşru zannedip, uygulamaya başlıyorlar. Yüce Rabbimizin YASAK buyurduğu kıyafetlere de ilişkilere de öpüşmelere de âşinâ oluyorlar. Alışıveriyorlar. İşte bu nedenledir ki evlatlarının mutlaka iyi yetişmesinde kararlı olan aileler, çocuklar doğduktan sonra, tam yetişinceye kadar TV’larını iptal ettiriyorlar ve internet kullanmıyorlar.

Hele hele teknoloji nimetlerinden olan internet ve akıllı telefonlar, keskin bıçak gibidir. Bıçak; mutfakta en lüzumlu bir âlet olduğu gibi, cinayet âleti de olabiliyor. İnterneti de iyiye kullandığınız zaman, derslerinize, işlerinize, ahlâki, dînî, fıkhî eğitiminize, hatta Kur’ân dinlemenizde çok faydalı olabiliyor. Ancak, aynı anda tüm rezaletlere de ahlâksızlıklara da kolaylıkla ulaştırdığı için, evlâtlarınızın maddi-manevî hayatlarını mahvetmek için hazırlanmış bir mayın tarlası gibidir. Nefsin hoşuna giden tüm ahlaksızlıklara, evlâtlarınız kolayca ulaşırlar da siz farkına bile varamazsınız. Diğer bütün çabalarınız da boşa gidebilir. Bunun da iki çaresi var: I.) Çok ciddi kontrol. II.) Bu ahlaksız programları çokça şikâyet edip, yasaklanmasını sağlamaktır.

Bu maddeyi ve en etkili çözüm önerilerini; köşe yazısı sınırlarını zorlamamak için ve sizi daha fazla yormamak için, bir sonraki (II.) yazımıza havale edelim.>>>

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz