Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Üstü çıplak erkeğin, tutuklanma olayı

Yakın dostum Murat beyle caddede yürüyorduk. Yanımızda bir polis aracı durdu. Telaşlı olarak, “Murat bey, üstü çıplak bir erkek geçti mi buradan” dedi.

Murat bey, “hayır, geçmedi. N’ooldu ki?” dedi.

Polisler cevap vermeden, gaza basıp gittiler.

Murat bey bana; “bu polis çok yakın arkadaşımdır, ben de merak ettim. Acaba o üstü çıplak kişi aklı hastası mı, madde bağımlısı mı diye? Neyse, ben kendisinden öğrenirim, yarın size haber veririm” dedi…

Ertesi gün Murat Beyle karşılaşınca; “Öğrendin mi, neymiş dünkü olayın aslı?” dedim.

-Öğrendim hocam. Esnaftan Polise “kısa kaprili ve üstü çıplak bir kişi dolaşıyor” diye şikâyet gelmiş. Polisler de o şahsı yakalayıp sorgulamışlar. “Sadece sıcaktan bunaldığı için, öyle dolaştığını” ispat etmiş. Şikâyetin gereği, onu birkaç saat nezarette tutup serbest bırakmışlar, dedi.

Bu olay üzerine; konu uzmanı dostlarımızla, durum değerlendirmesi yaptık.

  1. Tüm Hak dinlerde erkeğin mahrem bölgesi; GÖBEK ile DİZ ALTI’DIR. Zaruret halinde, bu şekilde namaz kılması bile câizdir. Yani, o kişi kesinlikle masumdur.
  2. Tüm Hak dinlerde kadının mahrem bölgeleri; YÜZ ve AYAKLAR hâriç, TÜM VÜCÛDU MAHREMDİR. Mutlaka örtünmesinin gerektiği, Ahzab 59., Nûr 31. Ayetlerde kesin tariflerle açıkça bildiriliyor.

Şimdi şu TEZÂT uygulamaya bir daha bakalım:

  1. Polisimiz bir şikâyet üzerine o kişiyi arıyorlar, (bu kıyafet şer’an da, TC hukukuna göre de normal olduğu halde) yakalıyorlar ve nasihatler ederek saatlerce nezarette tutuyorlar.
  2. Diğer yandan; yine aynı çarşıda, MİNİ ETEKLİ ve MİNİ ŞORTLU, hatta GÖBEKLERİ ve üstlerinin çoğu ÇIPLAK kadınlar dolaşıyor da TEK BİR ESNAF HİÇ ŞİKÂYET ETMİYOR.
  • Şu TEZÂTI, âşinâyı, erozyonu ve çürümüşlüğü görüyor muyuz?

Oysa bu ikinci çıplaklık, hem Sosyal bakımdan, hem de Dini bakımdan, tüm insanlığın başına müthiş belâlar açıyor…

“Bilmem bu nasıl iş, nasıl hareket? Çıplaklar kampına döndü memleket!

Felâkettir sonumuz, BİLLÂH FELÂKET. Bugünden yarını, sezer gibiyiz…”

SOSYAL BAKIMDAN:

Bu açık-saçıklık, tüm erkeklerin, özellikle de Gençlerin nefislerini tahrik ederek; gayrimeşru kız-erkek arkadaşlıklarına, FUHŞA, kıskançlıklara, kavgalara, boşanmalara, hatta neredeyse her gün, vahşîce kadın CİNAYETLERİNE sebep oluyor.

DÎNÎ BAKIMDAN:

Ahzâb 59. Ayet: “Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mümin kadınlara söyle: Ev dışına çıktıkları zaman dış elbiselerini üzerlerine salıversinler. Böyle yapmaları (iffetli davranmaları) onların tanınmaları ve (kendilerine sarkıntılık edilerek) incitilmemeleri yönünden en uygun bir davranıştır.” (LÜTFEN DİKKAT.)

Şûrâ 30. Ayet: Başınıza gelen her musibet (ve belâlar), İŞLEDİĞİNİZ GÜNAHLAR SEBEBİYLEDİR. Hatta Allah günahlarınızın çoğunu da affeder. NOKTA…

***

“EDEP ve HAY” konulu Cuma hutbesi hakkında:

Bendeniz (75), 68 seneden beri Cuma hutbesi dinleyen birisi olarak, bu hutbeyi, bu güne kadar en gerekli ve mükemmel olarak derlenmiş bir hutbe olarak gördüm. Bu Hutbe hakkında Tüm Akl-ı Selim de benzer ifadeler kullanarak, bu hutbeyi öve öve bitiremiyorlar.

Gel gör ki; Dinden, ahlâktan, vicdandan, hatta gerçek Lâiklikten nasibi olmayan kişiler; bu hutbeyi de, D.İ. Başkanını da yerden yere vuruyorlar.

Bunlar; yâ ZIR CÂHİL veya tam Din düşmanı olduklarını ifşâ ediyorlar.

İşte şu ZIRVALAR, BUNUN İSPÂTİDİR:

Diyanet’in “kadınlara başörtüsü dayatması” olarak yorumlanan Cuma Hutbesine tepkiler büyüyor ve “Zulmün yolunu reddediyorum” diyen yazar B.S., bu dayatmaya direniş sergilemek için, başörtüsünü çıkardığını duyurdu.

Başörtüsü hakkındaki İlâhî emirlerin, (Hâşâ) ZULÜM olduğunu söylüyor. Üstelik de Başörtüsü konusunu, D.İ. Başkanlığının çıkardığını sanıyor ve zırvalıyor.

Bu Feminist yazar; “Eğer bir gün bu ülkede başörtüsü zorunlu olursa, başımı açarım diyor. Diyanetin Cuma hutbesine, başını açarak tepki göstereceğini açıkladı.

  • Şu CEHÂLETİ ve şu tezâtı görüyor musunuz?

Allah’ın kesin emrine TEPKİ olarak, başını açacağına söz veriyor.

Yahu nasipsiz kardeş; sen D.İ. Başkanlığına değil ki, Allah’ın kesin olan emrine, hatta Allah’a isyan ettiğinin farkında değil misin? Bu nasıl bir cehalettir?

Saygıdeğer dostlar, bu hutbeye tepkiler öyle çok ki; “Bâtılı (temelsiz, çürük ve gerçek olmayan sözleri) Tasfir (iyice açıklama), Sâfi (duru ve temiz) zihinleri idlâldir (sapıklıktır) vecizesi gereği olarak, diğer bâtıllardan hiç bahsetmeyeceğim.

Ancak, elhl-i îman ve vicdan tarafından “gayet MÜKEMMEL kabul edilen” bu hutbenin, bir Cuma’lık bir sürede geçiştirilmesi yerine, MUTLAKA Okullarda ders olarak okutulması, zaruret haline gelmiştir. Vesselâm…

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir adet yorum var

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER