Unutma Ey Halkım 15 Temmuz'u

  • 2
  • 6831

Özgür-Der Beykoz Şube eski Başkanlarından Yılmaz Çakır, 15 Temmuz 2016’da yaşananları Dost Beykoz için kaleme aldı.

Tarihi 28 Şubat Post Modern Darbesi sürecinde hak gasplarına karşı kurulan Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (Özgür-Der) Beykoz Şubesi'nin önde gelen isimlerinden ve eski Başkanlarından olan Yılmaz Çakır, dün gece sokaklarda yaşadıklarını ve duygularını anlattı. Darbe konusunda daha önce de Beykoz'da gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak katılan isimlerden birisi olan Yılmaz çakır, Dost Beykoz için kaleme aldığı yazısında, dün akşam FSM Köprüsü'nde yaşadıklarını şu şekilde kaleme aldı:

Yılmaz Çakır: "Hep birlikte tekbir getirdik ve darbeciler yenilecek dedik"

"Takvimlerin 15 Temmuz’u gösterdiği sıcak bir akşamda, bu akşamda; “olmaz, yapılmaz, zamanı değil, dönemi kapandı” denilen aşağılık darbe teşebbüsü ile maalesef bir kez daha karşılaştık. İnanması cidden zor bir olayın içinden geçiyoruz. Kâbus görmüş ya da dehşetli bir korku filmi seyretmişçesine tedirginiz. Ama hamdolsun yılmadık, alanlarda, sokaklardayız. Gece boyunca meydanlarda, çok değişik görüş ve kimlik içinde bulunan onlarca, yüzlerce insanla yan-yana, omuz-omuza yürüdük, sloganlar haykırdık. Halk denilen ve her kesimden insanı kapsayan büyük bir toplulukla aynı amaç için yürümenin müthiş hazzını tattık. “Maşeri vicdanın” anlamını sözlüğe bakmaksızın bir çırpıda çözdük.

Toplulukla değil, toplumla birlikte eylemdeyiz. Hep birlikte tekbirler getiriyoruz, hep birlikte “darbeciler yenilecek” diyoruz.

Bulunduğumuz yerden, Kavacık’tan FSM Köprüsü’ne doğru yola koyuluyoruz. Köprüyü tutan 4-5 tank olduğu; tanklardan halka ateş edildiği söyleniyor. Endişeliyiz ama yürüyoruz. Yanımızdan bir-kaç kişi motosikletlerle geçiyor, yaralananlar taşınıyor. Suriye’de her gün yaşanan olayları hatırlıyorum birden. Bir farkla ki televizyon başında değiliz artık. Tam bu esnada ömrümde ilk kez duyduğum şiddetli bir patlama sesiyle sarsılıyorum. Ne oldu, ne oluyor derken bir öncekinden daha düşük ölçekli bir patlama daha duyuluyor.  Ardından karanlık semada müthiş bir süratle geçip giden bir karartıyı izliyorum. Ve gerçeği ancak o zaman çözüyor, anlıyorum. Bu dehşetengiz sesler bomba değil, F16’lara ait, Hamile bir kadın hıçkıra-hıçkıra eşi olması muhtemel bir gence yaslanmış ağlıyor. Gençler öfkeyle bağırıyor, küfrediyorlar. Tedirginliğimiz hat safhada, yaşlı bir adam dokunuyor omzuma, elinde tuttuğu su şişelerinden birini uzatıyor. İkramı için teşekkür edip almıyorum. Bu sefer başka birine yöneliyor müşfikçe. Bir anda Hac’da hacılara ikram için koşuşturan hayırsever kişiler geliyor gözlerimin önüne. Ardından bütün minarelerden okunan ezanlar, salalar, salâvatlar deliyor karanlığı. Minareler süngü oluyor adeta, müminler asker... Şimdi büyük endişelerimize, kaygılarımıza inat, büyük bir huzur kaplıyor her yanımızı. İçimizdeki umutlar yeniden filizleniyor, yeniden kuvvet buluyoruz, yeniden yürüyoruz...

Haykırmak geliyor içimden; Unutma ey halkım, unutma, bir yaz gecesinde, bu yaz gecesinde onuruna, namusuna alçakça saldıranları. Unutma ey halkım unutma, sana kurşun sıkan aşağılıkları. Unutma ey halkım unutma, destansı direnişini, destansı dirilişini..."

Haber Merkezi

Beykoz bir şehit daha verdi... Murat Akdemir
Önceki Beykoz bir şehit daha verdi... Murat Akdemir
Masterler dostluk maçında Beykoz Stadını şenlendirdi
Sonraki Masterler dostluk maçında Beykoz Stadını şenlendirdi