Büşra ŞEN ÇOBAN
  • 12/07/2015 Son günceleme: 21/07/2015 11:37
  • 7.001

Üniversite tercih maratonuna girdiğimiz bu dönemlerde gençlerimizin ağızlarındaki söz "üniversiteye bir kapak atalım da gerisi kolay" sözüdür.

Gençlerimizin bu sözü söylemesi onların tez canlılığı ve de mahalle baskısı dediğimiz  "ilk yıldan 4 yıllık bir üniversite kazandıysa iyidir, hele İstanbul daysa çocuk zaten deha" algısından kaynaklanmaktadır. Bu algının yüksek oranla yanlış olduğu kanaatindeyim.

Gençlerimizin bu dönemde yapması gereken  "sihirli 7" diye adlandırdığım, mutlu ve başarılı yaşamın anahtarı olan yedi altın kurala kulak verelim.

'Kendini bil'

Bu kural gerek üniversite tercih aşamasında gerek eğitim yaşamının diğer kulvarlarında en etkili olacak kuraldır. "Kendini bil" argümanı Antik Yunan'ın yedi bilgelerinin de yaşam felsefesidir. Kişinin kendini tanıması çok önemlidir. Hobilerini, yeteneklerini keşfetmesi gerekir. Örneğin bir sayısal öğrencisi biyoloji ve kimya alanından hiç hoşlanmıyorsa bu öğrenci eczacılık, tıp, laboratuar gibi bölümler yazmamalı.

Geçen yıllardan karşılaştığım örneklerden birini sizlerle paylaşayım; Sayısal alanda çok başarılı diyebileceğim bir öğrencim vardı. Üniversite sınavından aldığı sonuç da bunu tescilledi. Belirli üniversitelerde tıp, diş hekimliği gibi bölümlere puanı yetiyordu. Fakat öğrencim kendini çok iyi tanıyordu ve o meslekleri icra ederken mutlu olamayacağını kendisini asıl mutlu eden alanın el becerisi ve tasarım ile ilgili olduğunu keşfetmişti ve  "mahalle baskısına hayır" diyerek tıp yazmayıp ODTÜ’de endüstri ürünleri tasarımı bölümünü tercih etti. Muhtemeldir ki, alanında çok başarılı olacak ve bir doktorun kazandığından daha iyi paralar kazanıp daha huzurlu bir yaşam sürecek.

'Doğru tercih hayat kurtarır!'

Bu sürecin en önemli ve en stresli hamlesi tercih sürecidir. Tercih döneminde çok kişiyle görüşüp farklı fikirler, farklı bölümler gibi alternatifleri değerlendirmek gerekir. Ölü tercih dediğimiz düşük puanlı üniversiteyi üste yüksek puanlıyı alta yazmak gibi ikinci tercihi öldüren bir tercih yapmamak gerekir. Tercihlerde önemli olan okulların puanlarından ziyade başarı sıralamalarıdır. En çok okumayı istediğiniz bölümlere öncelik verin. Tercihlerinizin doğru olduğunu anlamak istiyorsanız, tercih listenize tekrar bir göz atın ve tercihlerinize yazdığınızın en kötüsü bile sizi mutlu ediyorsa sıkıntı yok. Doğru tercih hayatınızı kurtarıyor demektir.

'Üniversiteye bir kapak atsak gerisi kolay'

Bu algı büyük oranda yanlış bir algıdır. Herhangi bir üniversitenin herhangi bir bölümünde okumak sizi mutlu etmeyecektir. Hadi o bölümü okudunuz ilginizi çekmeyen bir alan olduğunda iş sıkıntısı yaşayabilirsiniz. Bunu da geçtik bir ömür o işi yapmak size eziyet olacaktır. Yapılması gereken sevilen bölüme gidildikten sonra 4 yıl boyunca o bölümde kendini yetiştirmek ve geliştirmek olacaktır. Üniversite eğitim süreci boyunca alanının ile ilgili makaleleri takip etmek, seminer ve kurslara katılmak hele bir de dil öğrenmek işin içine girdiğinde her şey çok kolay olacaktır. Mezun olduğunuzda da her şey kendi yolunu bulacaktır diye umut ediyoruz.

'Sosyal olmayı sakın ertelemeyin'

Gerek lise gerek üniversite boyunca spor, sanat, öğrenci kulüpleri gibi sosyal etkinliklerden sakın kendinizi geri çekmeyin. Zamanı doğru kullandığınız sürece hem fikir hem iletişim olarak beş adım önde olduğunuzu unutmayın.

Rehberlik servisine görüşmeye gelen velilerimizin bu konuda bana soruları oluyor "hocam çocuğum okul takımına seçildi, derslerini etkiler mi?" elbette etkiler fakat olumlu yönde. Doğru zamanlarda yapılan doğru şeyler daima başarı ve mutluluk getirir. Güzel bir haftalık çalışma programı yapıldığında spor, müzik, sanat ruhun gıdası olmaya devam edecektir.

'Hayal kur ve inan'

Eee bu süreçteki en motive edici etmende hayal kurmaktır. Kendinizi üniversitede hayal edin. Küçük hayaller mesela, kantinde arkadaşlarla ders notlarından konuştuğunuzu ya da bir kulüpte olduğunuzu. Küçük ve somut hayaller motivasyonunuzu arttıracaktır. Bir örnek olay da kendi yaşamımdan vereyim; lisedeki hallerimi düşünüyorum da kendimi çok iyi motive edermişim. Liseyi ailemden uzak bir Anadolu Lisesi'nde okudum. Yurtta kalıyordum ranzanın altında kalırdım. Gitmek istediğim üniversitenin fotoğrafları ranzamın tavanı olan üst yatağın altına yapıştırırdım. Böylelikle her sabah kalktığımda üniversiteme bakardım ve o gün bir gayem olduğu aklımdan çıkmazdı. Neticede işe de yaradı galiba Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde eğitim almaya hak kazandım.

'Sen mükemmeli iste, başarı seni kovalayacaktır'

Sihirli kuralların sonuna yaklaşırken en temel kurallardan biri budur. Bu kural hedeflerimizin yüksek olmasına sebep olur. Gelin on bilezik istesin damat zaten sekizini alır misali. Sevdiğimiz bölümleri tercih ettiğimizde bu kural gerçekleşecektir. Örneğin Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü istiyorsunuz fakat iş alanının kısıtlı olduğundan ötürü tercih etmiyorsunuz. Farklı bir bölümde düz memuriyettense kendi alanında akademisyenlik düşünün. BU ZOR DEĞİL. Edebiyat bölümünü tercih edip alanda gerçekten başarılı olacağınıza inanıyorsanız. Önünüzde minimum 4 yıl var. Bu alanda bölüme severek geldiğiniz için zaten birkaç adım önde başladınız. Daha sonra Osmanlıca ya da modern edebiyat için Çince gibi dilleri öğrenip aynı zamanda bir dergide köşe yazılarınızla da devam ederseniz değmeyin keyiflere. Siz mükemmel olanı isteyin başarı sizin peşinizden koşacaktır.

Takma kafana bir senen daha var

Bu fikir üniversite sınavlarından sonra söylemek şartıyla geçerli olabilir. Sınavlardan önce "aman seneye tekrar denerim" fikri genişliğe, rahatlığa yol açabilir. Fakat sınav tercih maratonunda bir alternatif olabilir. Hiç kendime yakın hissetmediğim bir bölümde mutsuz olmaktansa bir yıl sonra girer mutlu olurum. Bir yanda bir yıl var bir yanda bir ömür. Tabi bir yıl sonra başarılı olacağınıza inanıyorum.

Gençlerimizi gerçekten çok seviyorum ve mutlu olmalarını istiyorum. Alanında başarılı mutlu ve zeki gençlere her şeyden çok ihtiyacımız olduğuna çok inanıyorum. Bu kadar anlattık altın kuralımızı sizlere verdik şimdi sizden istediğim kendine güvenen, mutlu ve üretici gençler olabilmeniz. Bu arada unutmayın; başarının bahanesi yoktur...

 

Yazarın Yazıları