Büşra ŞEN ÇOBAN
  • 23/04/2018 Son günceleme: 23/04/2018 13:54
  • 117.339

Bu yıl sınav sistemimiz köklü bir değişime maruz kaldı, sınav hakkında birçok şey yazıldı çizildi.

Eğitimciler, yetkililer ve bizler de birçok kez sizlerle yorumlarımızı paylaştık. Hepimize şaka gibi geldi bu değişim fakat şaka maka epey sona yaklaştık. Sınava üç aydan az bir süre kaldı. Adına bile tam manasıyla alışamadı kimse. Bu yazımın başlığını atarken bile "TYT, AYT nasıl kazanılır" yerine "Üniversite sınavı nasıl kazanılır" diye yazdım. YGS, ÖSS gibi isimler aklımızda öylesine iz bırakmış ki yeni isimlere alışmak hepimizi biraz zorlayacak gibi.  

Ölçme sınavı değil, seçme sınavı 

Bu sınavın psikolojik bir sınav olduğu söylendi, sonuna kadar pes etmeden dirayet gösterenin kazanacağı bir sınavdır diye çokça açıklama yapıldı. bu tarz açıklamalar; "psikolojik sınav, seçme sınavı" gibi kelimeler öğrencileri iyice strese soktu. Öğrencilere örtük bile olmadan bu sınavın psikolojik bir savaş olduğu söylendi. Çok da karamsar bir tablo çizmek istemiyorum fakat böyle köklü bir değişiklik yaşadık ancak gerek eğitimciler gerek öğrenciler gerekse veliler olarak bu sürece uyum sağlandı.  

Sınava 3 aydan az bir süre kaldı. Rehberlik servisine görüşme yapmaya gelen öğrencilerimin bir çoğu kaygı temelli geliyorlar ve bana sordukları soru " hocam son 3 ay kaldı ne yapacağız?"  şimdi bu temel sorudan yola çıkarak son 3 ayda neler yapılabilir göz atalım. 

3 ay sınavı kazanmak için çok uzun bir süre değildir fakat unutulmamalıdır çok kısa bir süre de değildir. 3 ay mucizevi bir zamanlamadır. Sınavdan önceki 3 ay birçok öğrenci havaların ısınmasıyla çalışma temposunu azaltır.  Ders çalışmaktan sıkılanlar, bunalanlar ne yapacağını bilemeyenler ve de bunun yanında bu zamana kadar  verimli çalışmadığını düşünüp başlamadan pes edenler... 

12.sınıfın son 3 ayına kadar  verimli ve düzenli ders çalışmamış ancak son 3 ayı çok iyi değerlendirmiş olan 2 kız öğrencim var. Şuan biri Yıldız Teknik Üniversitesinde gıda mühendisliği bölümünü okurken diğeri de Marmara Üniversitesinde makine mühendisliği okumakta. Bu öğrencilerimizle izlediğimiz yol şu şekilde oldu:  

Hiçbir gün boş geçmeyecek ve o gün eve gitmeden kafada ne çalışılacağı belli olacak 

Konuları her branşta olmak üzere en çok soru çıkma ihtimali, konunun zorluk derecesi ve kendi verim alma durumuna göre sıralayın önceliği verdiğiniz konuları bir an önce bitirin. 

Bol bol deneme çözün her denemede öğrendiğiniz bir yanlışınız size doğru olarak dönecektir. Denemelerdeki yapamadığınız soruları muhakkak telefi edin aksi takdirde bildiğiniz soruyu çözmüş bilemediğinize sünger çekmiş olursunuz bu da sadece vakit kaybı eder.  

Eksiklerinizi tespit edip bir program oluşturun bu programı günlere haftalara bölün. 

Motivasyon bu hayattaki en önemli şeylerden biridir; isteyin, kalpten en derinden gerçekten isteyin isteyince elde edemeyeceğiniz şey yoktur. 

Psikolog Dr. Faruk ÖNDAĞ ‘dan dinlediğim, Faruk Hocamın bir anısını sizlerle paylaşmak istiyorum.  

Bundan tam 7 yıl evvel danışmanlık merkezimde çok yoğun bir hafta sonu günüydü. Danışanlarım sıraya girmiş, telefonlara bakacak bile vakit yok, sekreterim beni aradı ve bir beyefendinin benimle görüşmek istediğini söyledi. Çok yoğun olduğumu ek danışan alamayacağımı söyledim. Beyefendinin çok ısrar ettiğini ve bana küçük bir hediye getirdiğini söyledi. Beyefendiyi odama buyur ettim. Saçları karışmış, eski giyimli yaklaşık 35 yaşlarında ama yaşından oldukça büyük görünen bir bey karşıma oturdu. "Buyurun" dedim. "Ben geçen yıl tıp fakültesini kazanan ve bizim maddi sıkıntılarımıza rağmen yardım ettiğiniz üniversiteyi kazandırdığınız Ahmet'in dayısıyım ablam  sizin için her gün dua ediyor bu tatlıyı size yolladı. "Dedi.  Birilerini hiç görmeden her gece duasını almak hoşuma gitmişti. Dışarda bir çok danışanım bekliyordu. içimden " ablana selam, duaya devam" deyip göndermek niyetindeydim ki ağlamaya başladı. Boylu poslu 35 yaşında lakin yaşlı görünümlü abimiz iç çeke çeke ağlamaya başladı. Dedim "anlat derdin nedir?" Anlatmaya başladı 

Ben inşaat işçisiyim bizim babamız biz küçükken vefat etti. Benim de üç kız kardeşim var. Üçünün de sorumluluğu bendeydi hepsini evlendirdim. Kardeşlerimi evlendirme ve onlara bakma görevlerimi yerine getirdim. Liseden sonra üniversite okuma hayalim vardı maddi yetersizliklerden dolayı olmadı, okuyamadım. Şimdi inşaat işçisiyim  ve  çok eziliyorum, iş yerinde hakaretler yiyorum zor şartlar altında kötü muameleler ile  karşılaşıyorum. Hocam ne olur bana üniversite sınavını kazandır. 

Karşımda hüngür hüngür ağlayan bu adam yanıma geldiğinde daha toplama çıkarmayı beceremiyordu sınava  bir dönemden daha az bir zaman kalmıştı.  Dedim " biliyorsun zaman az, işimiz zor " 

Hocam hayatımda hiçbir şeyi bu kadar istememiştim  

Bir dershanenin müdürü olan arkadaşımı aradım. "Sana bir öğrenci gönderiyorum, emanetim. " Dershane olayını da hallettik aradan 4 –5 ay geçti öğrendim ki o inşaat işçisi abimiz inşaat mühendisliği bölümünü  kazanmış ve şu anda, yani olayın 7-8 yıl sonrasında, 150 öğrenciye burs veriyor. 

Motivasyon bu hayattaki en önemli şeydir. Motive olabilmek, gerçekten istemek için yürekte fırtınaların esmesi gerekir. Bir şeyi yürekten, kalpten istediğin zaman olmaması için hiçbir engel yoktur. Konsantre olup belki bugüne kadar rüzgar dahi esmemiş olan kalplerde fırtınayı estirelim.

Afrin’de az ötede savaş var ve çalışmak da bu savaşa ilim ile destek olmaktır. Şehidin kanından daha değerli bir şey varsa o da alimin mürekkebidir.

Ey Müslüman gençlik; her çalıştığın ibadet hükmüne geçiyor ve biz hale senin kalbinde belki de rüzgarın esmediği, günlük hayatın, sosyal medyanın, nefsinin tuzağına düşen o kalbinde rüzgarı estirmeye çalışıyoruz. Hala yeterince zamanımız var.

E O HALDE UYAN ARTIK, KALK VE FIRTINALARI ESTİRELİM.

Yazarın Yazıları