Recep ÖNCEL
  • 11/05/2023 Son günceleme: 11/05/2023 12:06
  • 4.231

Sevda; güçlü sevgi ve aşk demektir. Vatan sevgisi ise; bir insanın ülkesine duyduğu sevgi bağlılığı ifade eder.

Hadis-i şerifte buyurulduğu gibi; ‘vatan sevgisi imandandır.’ Burada Müslümanların vatanın kıymetini bilmesi gereğine işaret edilmiştir.

Biz Türkiye’ye sevdalıyız.

Bu ülkeyi, Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerini ve insanlarını hiçbir ayırım yapmadan seviyoruz.

Biz bayrağımıza ay yıldıza, kırmızı ve beyaza sevdalıyız!

Biz denizin mavisine, ağaçların yeşiline,  çiçeklerden lale gül erguvanın pembesine, papatyanın sarısına sevdalıyız.

Biz bu memleketin tarihine, tabiatına her şeyine sevdalıyız.

Biz Edirne,  İzmir, Antalya, Mersin, Adana, Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Diyarbakır, Urfa, Kars, Erzurum, Rize, Trabzon, Samsun, Bursa, Eskişehir, Afyon, Ankara, Konya’yı top yekûn bu ülkeyi seviyoruz.

Biz bu ülkenin; dününe, bugününe ve inşallah yarınına sevdalıyız.

Bu konuda şarkılar yapmışız ‘Havasına suyuna taşına toprağına, bin can feda bir tek dostuma, her köşesi cennetim, bir başkasıdır benim memleketim’ demişiz...

Bedel ödemişiz, bu vatan için şehitler vermişiz.’ Şüheda fışkıracak toprağı, sıksan şüheda’ diyerek mücadeleleri şiirleştirmişiz.

Bu sevda, Selçuklunun 1071 yılında Anadolu’ya gelişiyle başlamış. 1299 yılında Osmanlı Devleti ve 1923 yılında Türkiye Devleti kurulmasıyla devam etmiş.

1453 yılında, Peygamber Efendimizin övgüsüne layık olmak için İstanbul şehri, İslam’a vatan yapılmış. 1915 yılında, ‘Çanakkale Geçilmez!’ denilmiş ve bütün dünyaya ilan edilmiş. Kurtuluş savaşı sonucunda zafer elde edilmiş. Netice; dün ve bu gün her karış toprak için can verilmiş.

Ülkemiz sahip olduğu topraklarla stratejik olarak, batı ve doğu arasında bir köprü görevi yapmış. Üç tarafı denizlerle çevrili olması ve iki tane boğazı ile dünyanın en önemli coğrafyalarından birisi olmuş.

Türkiye Cumhuriyet ilan edilmesiyle önce CHP iktidarı tarafından yönetilmiş. Maalesef, bu dönemlerde halkın değerleri ile ters düşülmüş.

Bu ülkede yüce kitabımızı okumak yasaklanmış, camiler satılmış ahır yapılmış, inanan insanlara zulüm edilmiş, ezan Türkçe okutulmuş,  vergiler ile halk sıkıntıya sokulmuş, vergi ödeyemeyenler ağır işlerde çalıştırılmış.  Bu halk samanlıklarda dinini öğrenmeye çalışmış.

Malum,1950 yılında DP ve Menderes iktidara gelince bu millet nefes aldı ve dini inançlarını daha rahat yaşama imkânı buldu. Ezan aslına uygun olarak okutulmaya başladı ve ekonomide rahatlama meydana geldi. Ama vesayetçiler, 1960 yılında ihtilal yaparak Başbakanı astılar.

Daha sonra Demirel’e 1970 yılında muhtıra vererek, 1980 yılında ihtilal yaparak, milletin iradesin hiçe saydılar.

1997 yılında Erbakan’a 28 Şubat Post Modern Darbesi oldu. Bizim neslimiz bu dönemi acı şekilde yaşadı. Başörtülü kızlar okullara sokulmadı. İmam Hatipler katsayı zulmüne uğradı. Askeri okullarda başörtülü anneler oğlunun yemin törenine alınmadı. Millete zulüm edildi. Darbecilerin başında olduğu bankalarda, 300 milyar dolar hortumlandı. Ecevit TBMM’ de Milletvekili Merve Kavakçı için ‘bu hanıma haddini bildirin’ diyerek yemin ettirmedi. Yargı mensupları Türk Milletine hakaret etti. Generaller ‘28 Şubat 1000 yıl sürecek’ dediler.

Ama Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti 2002 yılında iktidara geldi.

Tayyip Bey gerek Başbakanlığı gerekse Cumhurbaşkanlığı zamanında bu milletin evladı olarak 80 yılda yapılamayanları yaptı.

Bu zaman zarfında, demokratikleşme gerçekleşti. Başörtüsü sorunu çözüldü. Eğitimde fırsat eşitliği meydana getirildi. Ayasofya açıldı. Taksim Camisi yapıldı. Vesayetçi sistem bitirildi.  

Ekonomide büyük işler yapıldı. Paradan 6 sıfır atıldı. IMF kovuldu. Faiz düzeninin zararları en aza indirilmeye çalışıldı. 250 milyar doları aşan ihracat gerçekleşti.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İzmit Körfez Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü, Marmaray, Avrasya Tünelleri, otobanlar ve yollar yapıldı. 20 yılda bitirilemeyen Bolu Tüneli bitirildi. Türkiye’de 300 tane tünel yapıldı. Ülkeye İstanbul Hava Limanı başta olmak üzere başka hava alanları kazandırıldı.

Şehir hastaneleri inşa edildi. Covid salgını dolayısıyla çok önemli işler başarıldı. Sağlıkta, Sosyal Güvenlik alanında iyi işler ortaya konuldu. Asgari ücret ve emekli aylıkları Cumhuriyet döneminin en yüksek rakamlarına ulaştı.

Savunma sanayiinde saymakla bitmez. Kendi uçağımız, kendi gemilerimiz, İHA, SİHA yapıldı. 5.5 milyar dolar bütçe ile Altay Tankı, Fırtına Obüsler, Milli Muharip Uçak, Bayraktar Kızılelma, Akıncı TİHA, Hürjet, Hafif Taarruz Uçağı, Atak, Gökbay Helikopter, Koral Hava Savunma Sistemleri, Anadolu Uçak Gemisi, Piri Reis Denizaltı, Sancaktar Gemisi, Bora Füzesi, Deniz Topu, Tanksavar savunma silahları üretildi.

Türkiye’nin rüyası; TOGG yerli otomobil başarıyla imal edildi. Türkiye ve Dünyanın değişik ülkelerinden otomobile yapılan siparişler rekor düzeye ulaştı.

Azerbaycan’a destek olundu, Karabağ kurtarıldı. Kıbrıs meselesine el atıldı, Maraş açıldı. Akdeniz’de Libya ile Mavi Vatan anlaşması yapıldı, haklarımız korundu. Suriye ve Irak’a askeri harekâtlar oldu. PKK, PYD ve terör büyük oranda halledildi.

Rusya -Ukrayna savaşı sonunda oluşan buğday krizi Cumhurbaşkanımızın diplomasi başarısı ile çözüldü.

Türk ülkeleri arasında diyalog ve sıcak ilişkiler geliştirildi. Türk Birliği meydana geldi. Türk Devletleri Teşkilatı kuruldu.

Tayyip Bey ‘One Minute ve Dünya Beşten Büyüktür’ diyerek,  Dünya’da Türkiye’nin ağırlığını hissettirdi.

Türkiye, Karadeniz’de doğalgaz aradı ve buldu. Türk hükümeti evlere bedava doğalgaz verdi. Şimdi de Gabar’da 70 milyar dolar değerinde Petrol bulundu.

Ve Türkiye Cumhuriyeti 100. yıl Kuruluş yılında bu başarıları yeni ufuklarla tescillemek istedi. Sayın Cumhurbaşkanı öncülüğünde  ‘Türkiye Yüzyılı Vizyonu’ ile bir perspektif ortaya konuldu.

Bu gayretler neticesinde, Allah’ın izniyle ülkemiz dünyada sayılı ekonomilerden ve askeri güçlerden birisi olacaktır. İçerde ülke düşmanlarına, dışarda emperyalizme karşı bu ülkeyi ve dünya üzerindeki mazlumların hakkını koruyacaktır inşallah. 

Ancak bu çalışmalara köstek olmak isteyen muhalefet, inançlarımıza karşı inançsızlık, ailemize karşı LGBT’yi savunuyor.  Ekonomiyi IMF, Milli birliği,  kazanımlarımızı ABD ve PKK ile yok etmeyi vaat ediyor. Bu hepimizi hayrete düşürüyor.

Gelin geçmişi hatırlayalım;

Eğitimde ders kitaplarını parayla bile alamıyorduk. Banka kuyruklarında bekliyorduk.

Sağlıkta, ilaç ve sevk için,  hastane sıraları vardı. Cenazeler para ödenemeyince rehin alınıyordu.

Sosyal alanda sıkıntı vardı. Maaş yetersizdi. Memurlar ek gelir için limon satmak zorunda kalıyordu.

Su, elektrik, doğalgaz yoktu. Hava kirliliği vardı. Kömür dumanından nefes alamıyorduk.

Ekonomi kontrolden çıkmıştı. Gecelik banka faizleri 7500,  piyasada enflasyon %130 oluyordu.

Bu millet eskiden daha birçok sıkıntıyı yaşadı gördü ve zor günler geçirdi.

Sağ olsunlar Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarları ile problemler bitti, sorunlar geçmişte kaldı.

Şimdi önümüzde 14 Mayıs 2023 tarihinde bir seçim var.

Bu seçim çok önemli!

Türkiye seçimini yapacak.

Biz inanıyoruz ki,  Türkiye kardeşlikten vazgeçmez!

Biz inanıyoruz ki, Türkiye değerlerinden vazgeçmez!

Biz inanıyoruz ki, Türkiye vatanın bölünmez bütünlüğünden vazgeçmez!

Ve Türkiye Recep Tayyip Erdoğan’dan vazgeçmez!

Türkiye Sevdalıları!

Bu ülke bize emanettir, sahip çıkmalıyız!

Dua ediyoruz; ‘Allah bu milletin bahtını açık eylesin. Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun.’

Yazarın Yazıları