Prof. Dr. Faruk ŞEN
  • 27/06/2017 Son günceleme: 27/06/2017 21:32
  • 7.319

Türkiye ile AB arasında 13 Haziran'da yeni bir dönem başlıyor. Bir yıllık süreç zarfında iki taraf da belirli sorumlulukları yerine getirecek.

Acaba bu gerçekleşecek mi? Hep beraber göreceğiz. Fakat AB, Türkiye'ye yönelik tüm kınamalarına rağmen Türkiye ile ilişkilerini kesmek istemiyor. Brüksel'den gelen sinyaller bunu söylüyor. AB, Türkiye ile köprülerini atmama kararlılığında...

Olaylara baktığımız zaman iki tarafın da bu ilişkiden belirli kârları var. Bunları hepberaber bir göz atalım:

Türkiye, 23 ve 24. fasılların açılmasını istiyor. 35 fasıldan oluşan Türkiye-AB Tam Üyelik Müzakereleri’nde bugüne kadar 16 fasıl açıldı fakat kapanan fasıl 1 tane. Bunların hızlandırılması ve yeni fasılların açılması isteniyor. AB, fasıl açma konusuna soğuk bakmıyor fakat açılan fasılları da pek kapatmıyor.

Gümrük Birliği’nin güncellenmesi: Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği imzalanalı 21 yıl oldu. Bu 21 yılda Gümrük Birliği, ekonomik açıdan Türkiye’nin aleyhine işledi. Türkiye-AB dış ticaretine baktığımız zaman AB ülkeleri, Türkiye’den aldıkları mala göre 190 milyar dolarlık daha fazla mal sattılar. Gümrük Birliği’nin 2019 yılına kadar güncellenmesi ve Gümrük Birliği’nin karar mekanizmasında Türkiye’nin de yer alması gerekiyor. Bu konuda görüşmeler yakında başlayabilecek.

 AB ile enerji diyalogumuz maalesef ciddi bir şekilde ilerlemiyor. Bu konuda AB’nin küçük bazı adımlar atması, bu konunun aşılmasını da beraberinde getirebilir.

Ekonomik bağlantılar. Ekonomi konularında işbirliğinin artması ve bundan Türkiye’nin de yararlanması için adımlar atılması lazım.

Schengen Vizesi’ni AB ülkeleri yarı demokratik bile olmayan Gürcistan’a kaldırırken, Türkiye’ye karşı hâlâ kaldırmamasını anlamak çok güç. Buna baktığınız zaman hâlâ yerine getirilmesi gereken 7 kriterden bahsediyorlar. En önemli kriter olarak Türkiye’deki terör yasaları ortaya çıkıyor. Fakat Fransa’daki terör yasalarıyla Türkiye’dekini karşılaştırdığınız zaman arada fazla bir fark olmadığı ortaya çıkıyor. Ayrıca son terör olayından sonra İngiltere ve Almanya’da da sert terör yasaları gündemde.

Geri kabul anlaşmasının daha aktif olması ve Türkiye için öngörülen fonların işlemesi, Türkiye’nin istekleri arasında. 2016-2017 için Türkiye’ye 6 milyar Euro’luk fon sağlayacak olan AB, bugüne kadar gönderdiği fonlarda 18 aylık süreçte 600 milyon Euro’nun üstünde para yollamadı. Kalan 5.4 milyar Euro’nun Türkiye’ye akması lazım. Buna karşılık AB’nin Türkiye’ye dayattığı 4 önemli madde var. İlk olarak Avrupa Parlamentosu Başkanı Tajani, artık idam cezası konusunun gündemden düşmesini istiyor. AB’nin Türkiye’den istekleri OHAL yasalarının kaldırılması, KHK’ların son bulması ve sayıları 150’yi bulan gazetecinin mahkemeye çıkarılıncaya kadar tutuksuz olarak yargılanmalarıdır.

 Esas Türkiye’nin istemesi gereken, Türkiye, Ukrayna gibi ülkelerin AB’ye tam üye olmaları için 7 yıllık bütçe döneminde ayrılan paralarla gerçekleşeceğini biliyorlar. 2020-2026 yılları arasındaki 7 yıllık AB bütçesi, 998 milyar Euro olarak neredeyse kesinleşti. Batı Ukrayna’nın AB’ye tam üyeliği için 40 milyar Euro ayrılırken, bugün için Batı nüfusunun iki mislinden fazla nüfusu olan Türkiye için ayrılan para neredeyse yok denecek kadar azdır. Türkiye, bu konuda Temmuz ayının içinde AB Parlamentosu’nda geçecek olan bütçede, 40-45 milyar Euro para öngörülmesini sağlaması lazım. Ancak bu bütçede para ayrılırsa Türkiye, hedeflediği gibi Cumhuriyetimizin Kuruluşunun 100. yılı olan 2023’te AB’ye Tam Üye olabilir.

Yazarın Yazıları