Çetin ÜNLÜ
  • 14/10/2015 Son günceleme: 14/10/2015 15:41
  • 4.605

Çözüm süreci ile birlikte yaşanan gelişmeleri bir film şeridi gibi gözümüzün önüne getirelim. Mesela; PKK terör örgütü, süreç boyunca dağlardan şehirlere indi.

                Şehirlerde üniformalı güvenlik teşkilatı kurdu. Kimlik kontrollerine başladı.

                Sözde  vali, sözde kaymakam atadı.

                Mahkemeler kurdu, yargıçlar atadı, yargılama yaptı. Vergi topladı.
 
Süreç başladığında terör örgütü  güçsüzdü, süreçle birlikte güçlendiler. Silah bırakmak yerine Suriye iç savaşını Kobani’de yaşananları da fırsata çevirecek daha güçlü silahlar elde etti. Onlar bunu yaparken biz ne yaptık?

Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti eski Genelkurmay Başkanlarından İlker Başbuğ için, kamuoyuna verdiği her demeçde, benim çalışma arkadaşımdır. Hiçbir terör suçuna bulaşmamış, yandaşlık yapmamıştır. Zira Başbuğ’ un bu kapsamda masum ve temiz olduğuna inanıyorum demesine karşın, paralel çetenin ve medyasının yalan haberlerinden ötürü, maalesef, terör örgütü lideri olmakla suçladık.

Bu nasıl bir algı yaratmaktı? Açıkçası PKK tanık, TSK sanık yapıldı. Resmi kurum tabelalarındaki  T.C. yazısı kaldırıldı. Ne Mutlu Türküm Diyene yazısı, sökülüp atıldı. Okullarda Andımız yasaklandı. Terörist başı Apo’nun posterini açmak, PKK bayrakları dalgalandırmak serbest oldu. Güneydoğu'da PKK şehitlikleri kuruldu. Şehitlerimizin katili Öcalan’a Sayın  diyen devlet ve hükümet görevlilerine tanık olduk.

Doğu ve Güneydoğu’da HDP’li belediyelerin imkânları da kullanılarak yollar tahrip edildi. Bütün bunlar yaşanırken o tarihlerde, bunları hatırlatanlara şehit cenazesimi gelsin istiyorsunuz suçlaması yapılarak tepki verenler susturuldu.

PKK neyin karşılığı olarak asker, polis şehit etmiyordu. Ama köy korucularına yönelik infazlarına devam ediyorlardı. O infazlar hep gözden uzak tutuldu, görmezden gelindi. Sanki onlar bu ülke için canlarını siper yapmıyordu. Hangi söz PKK terör örgütünü durdurmuştu bunu ne halk biliyor ne de TSK. O sözün ne olduğunu kim biliyor onu da bilmiyoruz.

Lakin bunların daha fazlası bu ülkede yaşandı.7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimleri’nin hemen sonrasında; maalesef terör örgütü Alaaddinin sihirli lambasından çıkarak masum insanları, evinde uyuyan polisleri, işine giden polisleri, askerleri, eşinin yanında komutanları, hiç çatışmaya girmeden, kahpece yollarını keserek, pusularda tonlarca bombayı patlatarak şehit etmeye yeniden başladı.

Süreç buzdolabına kaldırıldıktan sonra peşinden 7 Temmuz 2015’ten bugüne kadar 100’den fazla askerimiz ve polisimiz şehit edildi. Şehit cenazesi gitmeyen il, ilçe kalmadı. Acımız tarifsiz, düşmanımız kalleş ve kahpe. Bu noktaya maalesef  göz göre göre geldik... Doğu ve Güneydoğu’da Meydanı boş bulan PKK terör örgütü, pusu da kurdu, yığınak da yaptı.1 ton bomba yola nasıl gömülür, üzeri nasıl asfaltlanır? Görmezden gelen kimdi, ya da neden göremedik?
 
Şimdi hep birlikte üzülüyoruz, hep birlikte isyan ediyor, tepki veriyoruz, şehit cenazeleri kaldırıyoruz… Keşke çözüm süreci boyunca yapılan uyarılar geri çevrilmeseydi. Keşke terör örgütüne ve onun İmralı’daki baş katiline bu kadar güvenilmeseydi. Yine de bu şehitler bu şekilde gelir miydi? Lanet olsun bu insanlık dışı terör hareketine. Lanet olsun, teröre, PKK’ya ve terör yandaşlarına… Lanet olsun, buna çanak tutan ve bu canavarı yaratanlara.

Yazarın Yazıları