“Teşekkür ederim." Küçük bir kelime, çok basit, telaffuzu kolay. Ve yine de, maalesef giderek daha az kullanılıyor!
Bununla birlikte, minnettarlığı nasıl göstereceğimizi bilmek, hem bizim hem de çevremizdekiler için daha tatmin edici bir yaşam için çok önemlidir.
Minnettarlık. Kendisi ve başkaları için bu tür bir tanıma, bir esenlik kaynağıdır. Ya tekrar gerçekten teşekkür etmeye devam etseydik, dünya nasıl olurdu?
Aşağıdaki kaynaktan esinlenerek konuyu izah etmeye çalışalım.
Teşekkür etmek kalbe iyi gelir.
Bu ifade tam anlamıyla alınmalıdır. ABD Kaliforniya Üniversitesi'nden Prof. Paul Mills liderliğindeki bir araştırma, şükran ile kalp sorunları arasında bir bağlantı kurmuştur. Sonuç resmi: Her gün nasıl teşekkür edeceğini bilen insanlar daha sağlıklıydı. Ne için? Sadece daha mutluydular ve bu nedenle daha az stresliydiler.
Teşekkür etmek sağlığınız için iyidir.
Şükretmek yukarıda bahsedilen kalbe olan faydalarının yanı sıra genel sağlığınız için de iyidir. Şükreden insanlar genellikle kendilerini daha sağlıklı hissederler, bu da ruh sağlığımızı etkiler ve depresyona karşı hastalıklarla savaşır. Bu bir erdemli döngü: ne kadar iyi hissedersen, o kadar iyi durumdasın!
Teşekkür etmek moral verir.
Yazarı Rébecca Shankland bunu doğruluyor: "Minnettarlık yaşayan insanlar, daha az minnettar olan insanlara göre olumlu yaşam olaylarını daha fazla fark eder ve onları akılda tutar. Sosyal çevre ve yaşam şartları bunu gerektirir ".
Teşekkür etmek profesyonel yaşam için iyidir.
Bir yardım eli için meslektaşınıza veya iyi bir fikir için patronunuza nasıl teşekkür edeceğinizi bilmek çok önemlidir. Bu, yalnızca bir ekip içinde tanınmayı teşvik etmekle kalmaz -iş yerinde önemsemenin temel bir faktörüdür - aynı zamanda işiniz hakkında iyi hissetmenin bir yolunu da sağlar.
Teşekkür etmek uyum için iyidir.
Bunu söylüyoruz ve tekrarlıyoruz: Minnettarlık, erdemli bir döngüye girmenizi sağlar. Etrafımızdakilere ne kadar çok teşekkür edersek, etrafımızdakiler de o kadar çok teşekkür edecek. İlişkilerinizin ahengine iyi geldiği gibi etrafınıza pozitif enerjiler yaymanıza da iyi gelir. Minnettarlık bulaşıcı hale gelirse, daha ne isteyebilirsiniz ki?
Teşekkür etmek gelişmeyi mümkün kılar. Teşekkür etmek gelişmeyi mümkün kılar.
Yardım aldıktan sonra minnet duyabilmek, bazen yardıma ihtiyacımız olduğunu da kabul edebilmektir. Bu nedenle teşekkür etmek, yapıcı eleştiri ve tavsiyelere yol açar. Ve hayatta gelişmek ve ilerlemek çok önemlidir.Yardım aldıktan sonra minnet duyabilmek, bazen yardıma ihtiyacımız olduğunu da kabul edebilmektir. Bu nedenle teşekkür etmek, yapıcı eleştiri ve tavsiyelere yol açar. Ve hayatta gelişmek ve ilerlemek çok önemlidir.
Teşekkür etmek, yeniden odaklanmanızı sağlar.
Her şeyin tüm hızıyla devam ettiği ve değiş tokuşun çoğu zaman asgari düzeyde olduğu bir dünyada şükranlarımızı ifade etmek her zaman kolay değildir.
Teşekkür etmek bir iyilik güçlendiricidir.
Yardımseverlik, başkalarına karşı bağışlayıcı, nazik ve düşünceli olma yeteneğidir. O halde, hak edilmiş teşekkürü sunmaktan daha iyi bir iyilikseverlik kanıtı olabilir mi? Sadece birkaç saniye sürer, ancak karşılığında bunu yapmaya daha meyilli olacak bir kişiyi memnun etmek için yeterli olabilir.
Teşekkür etmek özgüvene iyi gelir.
Özgüven eksikliği genellikle bozguncu, olumsuz bir tutuma yol açar. Minnettarlığın faydalarının tam tersi! Birine teşekkür etmek, söz konusu kişinin bizim için iyi bir şey yaptığını hatırlamaktır. Ve böylece hayatımızda her şey o kadar karanlık değil ve biraz pozitiflik bizi çok daha ileriye taşıyabilir.
Teşekkür etmek iyi hissetmek için iyidir.
Birine teşekkür etmeyi unuttuğunuzda hissedebileceğiniz duyguyu fark ettiniz mi? Bir suçluluk duygusu gibi mi? Hoş değil, değil mi? İçten ve coşku dolu kocaman bir "Teşekkürler!" demek bu kadar kolayken gerçekten kendinize empoze etmeye değer mi?
