Geçtiğimiz Pazar günü İstanbul İstiklal Caddesinde bombalı bir saldırı ile terör eylemi yapıldı.
Biz, Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarından bu olayın mahiyetini öğrenmeye çalıştık.
PKK ile bağlantısı olan Suriye uyruklu bir kadın terörist tarafından gerçekleşen eylemde maalesef 6 kişi hayatını kaybetti ve 81 kişi yaralandı.
Bu hain saldırı sonucunda vefat edenlere rahmet, yaralananlara şifa, ailelere ve milletimize başsağlığı diliyoruz.
Terör; toplumu korkutmaya yıldırmaya yönelik, cana kıyma, malı yakıp yıkma gibi eylemlere verilen isimdir. Terörist ise; bu eylemleri yapan tedhişçiye denir.
Öncelikle şunu açıkça ortaya koyalım ki, kimliği, ırkı, cinsi ne olursa olsun, böyle insanlık dışı bir eylem asla kabul edilemez.
Bu eylemlere en ağır cezalar verilmelidir.
Nitekim Türk Devleti bu teröristi en kısa zamanda yakalayarak, bu olay karşısında duruşunu göstermiştir, emniyetimizi tebrik ediyoruz…
Ancak burada tespit edilmesi gereken bazı hususlar var.
Teröristin Suriyeli olması, içerde ırkçı muhalefet yapanlar için bir malzeme olmuştur. Hem de dışarda bu işi planlayanların ekmeğine yağ sürmüştür.
Aslında çekilen fotoğraflara baktığımız zaman gördüğümüz resim teröristin bir zavallı olduğudur.
Terörist, elbette ki yaptığı eylemin cezasını çekecek, adalete hesap verecektir.
Ancak olayda esas azmettireni bulmak ve ona bakmak gerekiyor.
Bizim dikkatimizi çeken husus, İstiklal Caddesindeki eylem sırasında İsrail ordusu mensubu iki hanımın teröristin hemen yanında olmalarıdır. Eminiz ki, Türk Devletinin istihbaratı ve güvenlik güçleri işin araştırmasını yapmaktadırlar.
Ayrıca, İçişleri bakanımız; ‘ABD’nin taziyesini kabul etmiyoruz’ diyerek güzel bir tavır ortaya koymuştur.
Amerika ve Avrupa çok komik oluyorlar. Bir taraftan PYD, PKK’ya destekte bulunuyor, bir yandan da barış beyanatları veriyor.
Rahmetli Korkut Özal, İçişleri Bakanlığı yaptığı zamandaki bir hatırasını şu şekilde nakletmişti;
‘’Korkut bey, bakan olarak Dev Sol ve Ülkücü liderlerini huzuruna çağırıyor ve eylem yapmayacaklarına dair söz alıyor. Bir müddet sonra, ülkücülerin kahvehanelerine bomba atılıyor. Devamında, Dev Sol kahvehanesine bomba atılıyor. Araştırma yapıldığı zaman, bombaları bu gurupların atmadığı, ABD büyükelçiliği görevlilerinin bu işi yönlendirdiği tespit ediliyor’’.
İngiltere’de doktora yapmış bir ahbabımız, bir sohbetimiz esnasında; ‘denizde iki balık kavga etse, bilin ki arkasında İngiliz parmağı vardır’ demişti.
Türkiye olayın perde arkasını iyi araştırmalı ve ona göre hareket etmelidir.
Dikkat edelim, bu ülkede yıllarca sağ sol kavgası yaptırdılar. Memleketin evladını birbirine kırdırdılar.
Sonrada 12 Eylül ihtilali yapılınca, CIA görevlileri ABD Başkanına, ‘bizim çocuklar işi başardı’ dediler. 12 Eylül İhtilalcileri ‘bir sağdan, bir soldan’ diyerek, bu memleketin evlatlarının suçlu olup olmadığına bakmaksızın denge politikası güttüler.
Yine Alevi Sünni meselesi icat etmeye çalıştılar. Sivas provokasyonunu yaparak, insanları birbirine düşürmeye çalıştılar.
Ve 40 yıldır PKK’yı destekleyerek, Türk Kürt çatışması çıkartmaya uğraştılar. 30 bin insan hayatını kaybetti, şehitler gaziler oldu.
Amaç; ‘Kürt Devleti kurmak ve Kürt kardeşlerimizi kullanarak, Türk Devletini zayıflatmak, vadedilmiş topraklar ve büyük İsrail hedefine ilerlemek, kaynaklarımızı ve insanımızı sömürmektir’.
Çok şükür, Türkiye son yıllarda güzel mücadele etti.
Hendek operasyonları başarı ile bitti.
Kandil yok oldu.
Şimdi yeni hedefler vuruluyor.
PKK can çekişiyor.
Türk Devleti her alanda iyi işler yapıyor.
Son olarak tahıl koridoru ile Rusya Ukrayna arasında problem çözme noktasında Tayyip Bey’in diplomasi anlamında büyük başarısı oldu.
Şimdi Enerji ve Doğalgaz ile yeni hamleler geliyor.
Avrupa kışa hazırlanırken sıkıntı çekiyor.
Türkiye ise her açıdan daha iyiye gidiyor.
Düşmanlarımız, ülkemize diz çöktürmek amacıyla operasyon yapmaya çalışıyorlar.
Dünde yaptılar, yarında yapacaklar.
Tuzağa düşmeyelim.
Bu arada muhalefetin daha milli davranışlar sergilemesi gerekiyor.
Emperyalizm hep bu tür olaylardan besleniyor.
Biz ise tarih boyunca ve bu gün doğru onurlu duruş sergiledik!
Moral bozmak yok!
Yaralarımızı saracağız.
Daha dikkatli olacağız.
Allah için, Peygamber için, Türkiye için, Milletimiz için ve dahi Dünya’daki bütün mazlumlar için daha çok gayret edeceğiz.
Ve başaracağız inşallah.
