Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Tek bir okulda 115 hamile çocuk

...Ve, KARMA EĞİTİMİN ÇOK ACI MEYVELERİ.

Uzun yıllardan beri belgeleriyle itiraz ettiğimiz halde, hatta “BATIDA bile KARMA EĞİTİM MECBURİYETİ KALKTI, BİZDE DE MUTLAKA KALKMALI” diye haykırdığımız halde, neslimize 1960’larda kurulmuş bir tuzak olan bu yanlışlığa, maalesef hâlâ devam ediliyor. Hükumet tarafından müspet bir adım atılsa bile, ŞER müttefikler soluğu hemen AYM’de alıyorlar.

17 Yıl kadar önce tiksinerek ve üzülerek bu köşemde detaylarıyla arz etmiştim ki, o kâbuslu yıllarda, benim kan kardeşimin lisede okuyan oğlunun müdürü, tüm velileri ÂCİL toplantıya çağırmıştı. Veli olarak Mustafa kardeşim o toplantıya gittiğinde, konferans salonunda Müdür bey tüm velilere “..logarların tıkandığından” bahsedince, veliler hiddetle “Yâ hocam, ayıp yâ! Logar tıkandı diye veliler çağırılır mı? Bu ne rezalet?” diye gürlemişlerdi. Müdür bey ise “..Sabrediniz, logar tıkandı diye diye sizi toplamadım. Bu logarların, sizin çocuklarınızın kullandığı PREZERVETİVLERLE tıkandığını size göstermek için çağırdım” deyince de bambaşka bir rezaletin boyutu ortaya çıkmıştı. Fakat o okulda bile hâlâ karma eğitime devam ediliyor.

DAHA DÜN: Hürriyet‘in araştırmasına göre İstanbul Küçükçekmece’deki K. S. Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 5 aylık süreçte gelen, yaşları 14-18’in arasında, 39’u Suriyeli olan 115 çocuğun hamile olduğu ortaya çıktı. Hastane görevlisi, çocuklarla ilgili kayıtların polise bildirilmediğini tespit edince, önce tutanak hazırladı, sonra durumu savcılığa bildirdi. 1 Ocak 2017- 9 Mayıs 2017 tarihleri arasında gelen 115 çocuğa ilişkin kayıtlar tek-tek incelendi. Kayıtlara göre, hamile oldukları tespit edilen 115 çocuktan 77’sinin 15 yaşın üstünde, 38 çocuğun 15 yaşından önce hamile kaldıkları anlaşıldı. Hastane görevlisi; bir yılda 450-500 hamile çocuk geldiğini sözlerine ekledi.

İşte Linki: tıkla izle

Milliyet ile devam edelim: Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, olayın savcılığa intikal ettiği tarih olan 3 Ekim’de soruşturma başlatıldığını belirterek, şunları kaydetti: “Gerek kamu görevlisinin suçu bildirmeme, gerekse çocuğun cinsel istismarı suçuyla ilgili soruşturmalar devam etmektedir. Bir Cumhuriyet başsavcı vekili ve 2 Cumhuriyet savcısı görevlendirilmiştir. Mağdurların tümü ifadeye çağrılmıştır.” …

Bir başka haber: Öğrencisini hamile bırakan, evli ve 3 çocuk babası okul müdürü tutuklandı. Isparta’nın Şarkikaraağaç İlçesi’ndeki Anadolu Öğretmen Lisesi Müdürü evli ve 3 çocuk babası H.A.A.’dan hamile kalan 10’uncu sınıf öğrencisi 16 yaşındaki E.Y., Isparta’da gizlice kürtaj yaptırarak bebeğini aldırdı. Olayın ortaya çıkması üzerine okul müdürü tutuklandı.

Bir başka haber: … .. Bu başlıkla ve “Skandal haber” diye başlayan başka yüzlere öğrenci veya genç kızlara tecavüz olayları, artık sıradan görülmeye başlandı. Münevver karabulut, Özgehan olayı, vb. gibi tecavüzler sonrası CİNAYET olayları ise her gün canlar yakıyor.

Oysa bu körpecik hayatların sönmemesi için, bu tecavüz ve cinayetlerin olmaması için çok kesin ve çok net tedbirler olduğu halde, kasıtlı bir şekilde bu tedbirlerin alınmasına engel olunuyor. (Aşağıda arz edeceğim.)

Bu güzide halkın büyük bir çoğunluğunun; “İdam edilsin”, “lime lime doğransın ki ibret olsun”, “halkın eline bırakılsın ki linç edilsin” “vb. gibi” ..sadece intikam kaynaklı ve teselli yerine geçtiği zannedilen sözde çareler üretiliyor. Oysa sinekleri öldürmek yerine, bataklıkları kurutmak gibi kesin, yani bu tâcizlerin, tecavüzlerin ve cinayetlerin esas sebeplerini teşhis edip, o sebepleri ortadan kaldırmak için daha ne bekleniyor?…

İşte; BU FÂCİALARIN SEBEPLERİ ve KESİNLİKLE ÖNLEYEN TEDBİRLER:

Sebep: Milli Eğitim Sistemimizde, eğitimin her kademesinde, Yüce Dînimizi doğru kaynaklardan öğreten ZORUNLU DİN Derslerin OLMAMASI.

ÇÖZÜM: Milli Eğitim Sistemimizde ZORUNLU olarak, Din, Îman ve Ahlâk eğitimi: Şimdi soruyorum; Îman’ın altı şartına gerçekten inanan kişi, bizleri ve her şeyi yaratan Allah’ın cc. bu konuyla ilgili yasaklarını bilen kişi, her hareketimizin görüldüğünü ve gözetlendiğini bilen kişi, kabirde ve Mahkeme-i Kübra’da kesinlikle yargılanacağını ve Cehennem azaplarıyla cezalandırılacağını bilen kişi, hiç böyle gayri meşru ve ahlâksız bir fiile cesaret edebilir mi?…

Sebep: Müstehcen TV Dizileri, İnternet pornoları, Medya, kötü arkadaşlar, vs…

 

ÇÖZÜM: Öncelikle; uzun yıllardan beri her gün, halkın çok büyük bir kısmının, pürdikkat karşısında geçirdiği TV EKRANLARINA, yani sergilenen müstehcen aşk dizilerine aklıselim ile lütfen dikkat edelim. Malum televizyonların neredeyse tamamında, her gün defalarca, sevişme, öpüşme, banka soyma, gasp, KADINA TECAVÜZ, kavga ve cinayetleri zihinlere nakşeder gibi sergilenmiyor mu? Nikâh düşen bayan ve erkeğin arkadaşlık, flört, vs. beraberlikleri, gayet normalmiş gibi gösterilmiyor mu? Bu tür dizilerin, filmlerin, internetin, hatta çizgi filmlerin bile, çoluk-çocukların, bu tür nefse hoş gelen müstehcen ve çirkin sahnelerini (ve 25. Kareyi) şuur altlarına yerleştirdiklerini, psikologlarımız haykırmıyorlar mı? Sosyal hayatta İslâm’ın “tenha ortamda, iki karşı cinsin birlikte kalma yasağı ihmal edilince” de, yani okulda veya dışarıda deneme fırsatları eline geçince, biraz bocalamaları ve uygulamaları kaçınılmaz değil mi?…

Sebep: KARMA EĞİTİM Sistemi. Yukarıdaki iki maddede arz edilen müstehcenlikle özendirmeler nedeniyle ve iştihalı ve hazır hâle getirilmiş olan gençler, nasılsa FLÖRT de normalleştiği için, fingirdeşerek deneme ve uygulama alanı buluyorlar.

ÇÖZÜM: Yukarıdaki iki madde ile nefsânî hazırlanmış olan genç nesli, bir de neslin devamı için bahşedilmiş olan ‘KARŞI CİNS CÂZİBEDARLIĞI fıtratına’ aykırı bir şekilde, aynı çatı altında salıverirseniz, bu tür acı ve acımasız neticeler elbette kaçınılmazdır. Yukarıda saydığımız, Din, Îman ve Ahlâk eğitimini ailelerinden ciddiyetle alan evlâtlarımız, elbette bu ahlâksızlıkların dışındadır ve bu tezimizin de sağlamasıdır…

İslâm prensiplerine göre bir kadının yeri; öncelikle evidir. Görevi ise tüm vaktini evlâtlarının, yani insan neslinin tam ahlâklı yetişmesini sağlamaktır. Bu gün bu görev de yüzde 80-90 felce uğramış durumdadır ve bu durum da yukarıdaki iki Maddeyi tetiklemektedir.

Bu dört maddenin ihmaliyle yetişen talihsiz neslin, ne kadar çok yürekler acısı bir durumda olduğu da her gün yaşanan benzeri tecâvüzler ve cinayetlerle ortadadır.

 

ÇÖZÜM ise tek cümleyle; şu dört maddeyi iyice idrak ederek, asla ihmal etmemektir. Vesselâm…

NOT: Esasında halen yürürlükte olan MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU, 1739/2. Maddesinden; şu bölüm de çiğneniyor: “..Türk Milletinin milli, ahlâki, insani, mânevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan … …Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek.”…

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER