Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Tarih geç kalanları affetmez

8 Mart 2020 Pazar günüm, çok yoğun bir takım faaliyetlerle geçti.

Kâh mutlu ve huzurlu, kâh yorucu fakat çok faydalı ve kâh hüzünlü ve kendimizi sigaya çekecek kadar suçlu hissettiğimiz mağduriyetlere şahit olduk o gün.

Sabah 08:45’te Beykoz Kavacık’taki evimden çıkarak, Beylikdüzü Kaya Ramada Oteli'nde, MG AKADEMİ toplantısına katıldım. Seçkin bir topluluk karşısında kürsü konuşmamı tamamladıktan sonra, kitaplarımı imzaladım. Bu faydalı, mutlu ve huzurlu faaliyetimizden sonra, 4-5 araba peş peşe Beylikdüzü Kader Mahkûmları Derneğini ziyarete gittik. Ben böyle sessiz, sakin, mütevekkil, fakat ulvî bir faaliyet gösteren bir kurumu, belki de ilk defa ziyaret ediyordum.

Buraya kadar her şey normal gibiydi, fakat bu derneğin genel başkanı Sayın Necdet YÜKSEL beyin bana anlattıklarından öyle çok duygulandım ve etkilendim ki, şu köşe yazısını yazmaya kendimi mecbur hissettim.

Sayın genel başkan önce, bu derneğin 15 seneden beri kıt-kanaat imkânlarla, ülkemizin her bölgesindeki ve her vilayetindeki 420 cezaevlerindeki kader mahkûmlarına nasıl hizmetler ettiklerini anlattı. Mahkûmlardan gelen binlerce mektuplardan, sadece 8-10 tanesini okuyabildim ve çok duygulandım. (Aşağıdaki internet adresinden siz de okuyunuz.)

k MyTq5HfgHM

İş çevrelerinden bağışlanan tekstil ve ayakkabı ve özellikle de orada hem vakitlerinin değerlendirilmesi için, hem de eğitilerek topluma kazandırılması için Dînî ve ahlâki kitapları, gelen mektuplardaki taleplere göre kargo ile gönderildiğini öğrendim.

40x60x50 Ebadında 600-700 civarında ve üzerinde adresleri yazılmış koliler çok dikkatimi çekmişti. Genel Başkan Sn. Necdet Yüksel beye sordum.

-Başkanım, bunlar niçin bu kadar çok birikmiş veya gecikmiş? Bana cevaben:

-“Hocam bunlar aylar önce talep edildiği halde, istedikleri temin edildikten sonra ambalajlanmış, kolilenmiş ve üzerlerine adresleri bile yazılmış olarak bekliyor. Çünkü bu derneğin hiçbir yan geliri yok. Hayırseverler genellikle, talep edilen eşya ve kitapları temin ediyorlar. Fakat mâlî bir destek çok seyrek oluyor. Ne zaman bir hayırsever, 500 veya 1000 TL destek verse, bir koli 15 TL’sine kargoya verildiğine göre, bu 700 koliden sadece 33 veya 66 adedini adresine yollayabiliyoruz” dedi. Başka bir hayırsever gelinceye kadar da mahkûmlardan gelen taleplere göre, gönderilenden daha fazlası bu stoka ekleniyormuş.

 

Bunları ifade ettikten sonra öyle bir olay anlattı ki, adeta dizlerimizin bağı çözüldü.

Hâlen o olayın etkisi altındayım. Şöyle ki:

 

Raif hocam, geçen sene bize şöyle bir mektup geldi. “Efendim, ben 3 seneden beri kendimi ispat edemediğim için haksız yere yatan bir bayan mahkûmum. Artık tahammül edemiyorum, çıldırmak üzereyim. Ne olur, hem bana teselli olacak, hem bana sabrı tavsiye edecek, hem de Dinimi ve öldükten sonraki hayatı bana öğretecek kitaplar gönderiniz. Hem de bir seccade ve başörtü gibi, namaz kıyafeti gönderiniz. Ne olur acele ediniz.” Diyordu. Onun taleplerini kısa zamanda temin ettik, koliledik, üzerine adresini yazdık ve buradaki koli sırasının da önlerine koyduk. Bir ay gibi, bize göre kısa bir zamanda ona yolladık. Bir hafta veya 10 gün kadar sonra, o koli bize “İADE” olarak geldi. Çok merak ederek, o tutukevinin müdürünü aradım ve sebebini sordum. Verdiği şu elem yüklü cevap, beni mahvetti:          

“Efendim, O BAYAN MAHKÛM İNTİHAR ETTİ… Bu nedenle koliyi iade ettik!”

 

Evet dostlar, ne demiş atalarımız. “Tarih, GEÇ KALANLARI AF ETMEZ…”

 

Şimdi hep beraber bir empati yapalım ve çok ciddi düşünelim:

 

Acaba kim veya kimler geç kaldı? Acaba bu olayda kim suçlu?

Hiç kimsenin zorlaması olmaksızın bu dernek (KMD) 15 sene önce kurulmuş olduğundan, bu konuda öncü olmuşlar. Bu nedenle de bu konuda müsterihtirler. Üstelik te yeterli destek olmadığı halde, zor şartlar altında bu kadar hizmet edebiliyorlar.

Peki, ya bizler? Ya hâli vakti yerinde olanlar? Ya zenginler? Ya belediyeler? Vd. Hepimiz suçlu değil miyiz?…

Evet, toplum olarak; fakirlere, yoksullara, çeşitli hayır derneklerine, camilere, Kur’ân kurslarına, öğrencilere burs olarak, çaresiz hastalara, depremzedelere veya benzeri birçok yerlere, gücümüz yettiğince yardımlar ediyoruz. Fakat cezaevlerindeki kader mahkûmlarına yardım etmek, pek aklımıza gelmiyor.

Kim bilir, belki de “nasılsa suç işlemiş, çeksin cezasını” vb. düşünceleriyle hep ihmal etmişiz. Oysa Şeytan ve nefis hepimize musallat olduğu için, elbette kusursuz insan yok. Adalet mekanizması da ağır-aksak işlediği için, bazı ağır suçlular sokaklarda dolaştığı halde, bazı masumlar da ya iftira ile veya yanlışlıkla ceza evlerindeler.

Her ne sebeple olursa olsun, oraya düştükten sonra çoğunlukla pişmanlıklar yaşayıp, ıslah ve eğitim için kendisine uzanacak müşfik elleri bekliyorlar. Cezaevleri, eğitim ve ıslah için mümbit bir zemindir. Günlerce, aylarca, hatta YILLARCA boş zamanları var. Üstelik te talepleri bir çığ gibi büyüyor.

Evet dostlar. Şöyle bir slogan var: Bir ülkede cezaevi varsa, kimin gireceği belli olmaz.”

Ellerimizi vicdanlarımıza koyalım ve yine ciddi bir empati yapalım. Bizler o durumda olsaydık, çaresizlikten ve ilgisizlikten, kahrolmaz mıydık?…

kol 1 0r76U7hg7E

Yapılan istatistiklere göre Sayıları on binleri bulan çocuk mahkûm, içeride kendilerine uzanacak şefkat ve yardım eli bekliyor. Bir o kadar da pişman veya masumlar var.”

Bana o gün tevdi edilen, “Kader Mahkûmları Derneği Beykoz temsilciliği” adına, hepinize sesleniyorum. “Lütfen, bu güne kadarki ihmallerimizi telâfi edelim!…”

“İNSANLARIN EN HAYIRLISI, İNSANLARA FAYDALI OLANIDIR.” (Hz. Muhammed. SAV.)      

Kader Mahkûmları Derneği / Detaylı bilgi için tıklayınız

Müracaat Tel: 0212 873 6700 ve 873 1061 Genel Başkan Necdet Yüksel: 0507 286 3550 

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER