Talha Uğurluel Beykoz’a yeni bir kapı açtı

  • 0
  • 11155
Talha Uğurluel Beykoz’a yeni bir kapı açtı
Talha Uğurluel Beykoz’a yeni bir kapı açtı
Talha Uğurluel Beykoz’a yeni bir kapı açtı
Talha Uğurluel Beykoz’a yeni bir kapı açtı

Tarihçi Talha Uğurluel, Beykoz Otağtepe’den Rumelihisarı’nın tepesine bakıldığı zaman Hz. Muhammed (SAV)’ın adının net olarak okunduğunu söyledi.

Habertürk’ten Nagihan Alan’a konuşan Talha Uğurluel, Beykoz’a yeni bir kapı açarak, farklı bir tartışma başlattı.

Dünden bugüne tarihin perde arkasında kalan, bilinmeyenleriyle dikkat çeken Beykoz’u ve en güzel noktası Otağtepe’den görülebilen tarihi yerleri Talha Uğurluel anlattı.

Beykoz’un bilinmeyenlerinden başlayalım dilerseniz...

Beykoz boğazın hemen kıyısında olan Osmanlı’nın sayfiye semtlerinden biri. Tabii ki İstanbul denince eskiden akla Sarayburnu geliyordu. Yani bugünkü Fatih Belediyesi’nin kapladığı Suriçi bölgesi. Karşı taraftaki Üsküdar, Eyüp, Galata İstanbul’un merkezi sayılmıyordu. Fakat İstanbul hızla büyüyerek genişledi. Beykoz bir köyken bir kasaba oldu sonra da İstanbul’a dahil edildi. Çok şık çok beğenilen bir semt haline gelmiş oldu.

‘HAYVANLARIN SÜTÜ PEMBEYDİ’

Burası boğaza komşu birçok semt gibi bitkileri ile meşhur. Mesela Anadoluhisarı’nın mısırı, Kanlıca’nın da yoğurdu meşhur. Çünkü bu bölgelerde hayvancılık vardı. Buradaki otları yiyen hayvanların sütleri pembemsi olduğundan sütten yapılan yoğurt da kırmızı kan gibi oluyormuş. Kanlıca da adını buradan alıyor. Beykoz’un da cevizi meşhurdur. Hâlâ Beykoz cevizi olarak satılır. İri iri olur. Osmanlı kültüründe de tatlı vazgeçilmez olduğu için ceviz sık kullanılırdı. Gerçek İstanbullu olup olmadığınız cevizli ve fıstıklı baklavadan hangisini seçeceğinizle anlaşılırmış. Gerçek İstanbullular cevizli baklava severlermiş. Osmanlıda cevize ceviz değil “koz” denirmiş. Semtin adı da oradan geliyor Beykoz.

Şu an Otağtepe’den baktığımızda neler görüyoruz?

Otağtepe’den bakınca önce çok önemli bir koy görüyoruz. Baltalimanı koyu. İstanbul’un çok önemli koyları var. Ortaköy, Kuruçeşme... Bunların bir kısmı doldurulmuş. Örneğin Dolmabahçe bir koydur ama doldurulmuş. Doldurulduğu için de Dolmabahçe ismini almıştır.

‘HİSAR’DA HZ. MUHAMMED YAZIYOR’

Fatih buraya 1452 yılında Rumelihisarı’nı yaptırdı. Normalde Boğaz’dan vapurla geçtiğimizde göremeyiz hisarın üstünü. Yalnızca Otağtepe’den görürüz. Rumeli Hisarı’nda Akşemseddin’in arzusu üzerine Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)’ın adı yazıldı. Buradan hisarın üzerine baktığımızda Peygamber Efendimiz’in adı net olarak okunur. Orada Muhammed yazar. Yani 9 günlük bayram tatili bitmeden kentte kalanlar gelip bir Otağtepe’den Peygamber Efendimizin ismini görebilirler.

Tepeden bakınca birçok önemli ismin yalıları ve şairlerin kabirleri de görünüyor sanıyorum...

Evet. Boğaz güzelliğiyle tarih boyunca hep cazip gelmiştir. Güzel olduğu için de güzellikten anlayan insanları hep çekmiştir. Birçok tanınmış sanatçının dediğiniz gibi yalıları ve kabirleri burada bulunuyor. Buradan karşıya baktığımızda Rumelihisarı’nın arka sırtı Yahya Kemal’e göre en güzel yeridir. Yani Aşiyan. Bana göre de Kanlıca’dır. İkisi de birbirini görüyor. Gerçi Yahya Kemal burayı da severdi. Rahmetli Barış Manço’nun mezarı da yine Mihrabat Korusu tarafındadır. Vasiyeti üzere oraya defnedilmiştir. Orası da mükemmel bir yerdir. Gören esprisine de olsa “Ölüp de yatasım gelir” der.

ŞAİRLERİN MEKÂNI

Aşiyan ve Mihrabat Âşıkların, şairlerin mekânı olmuştur. Mihrabat Korusu Yahya Kemal’in sık geldiği bir yermiş. Meşhur şiirlerinden birini de burada yazmış hatta. “Körfezdeki dalgın suya bir bak göreceksin.” Bu dizeler Mihrabat Korusu’ndan bakılarak yazılmıştır. Ve “Eğer cennet dünyaya benziyorsa Aşiyan gibi olmalı” diyor. O kadar güzelmiş. Şimdi betonla doldurmuşuz yani. O güzel yemyeşil Aşiyan’ı bozmuşuz. Aşiyan Farsça bir kelime. Kuş yuvası anlamına gelir. Bülbüllerin tarihte en güzel öttüğü yerdir. Herkes bülbül dinlemeye gidermiş. Otağtepe’den bakınca kentin neredeyse tüm tarihine tanıklık edebiliyorsunuz. İstanbulluların muhakkak gelmeleri gereken kentin önemli noktalarından...

"KARŞIYA BAKINCA SEZEN'İ GÖRÜYORUM"

Buradan karşıya baktığınızda ilk önce FSM Köprüsü’nü görüyoruz. Köprünün hemen ayağında kesme taştan yapılmış bir yalı vardır. II. Abdülhamit’in Mareşali Zeki Paşa’nın yalısı. Oradan Baltalimanı’na baktığımızda birkaç denize nazır yalı var. Mesela Orhan Gencebay orada oturuyor. Genelde Beşiktaş şampiyon olunca dev gibi bayrağı Boğaz’a doğru sallandıran Beşiktaşlı Reha Muhtar orada oturuyor. Kanlıca Körfez’inde yine Sezen Aksu’nun yalısı var. Kayahan’a soruyorlar: “Yalınızın penceresinden bakınca ne görüyorsunuz?”Sezen Aksu’yu” diyor. Sezen Hanım’ın yalısı kırmızı aşı boyadır. Onun yanında Cem ve Ümit Boyner’in kırmızı aşı boya yalıları vardır.

NEDEN OTAĞTEPE?

Otağ padişah çadırı demek. Sefere çıktıkları zaman konakladıkları yer. Tarih boyunca burayı kuşatan birçok güç burayı kontrol merkezi olarak görmüş. Çünkü Otağtepe Boğaz’ın en dar yani kentin kuşatılacak en stratejik noktası.

Habertürk

Parasını peşin ödediği arsanın tapusunu iki yıldır alamıyor
Önceki Parasını peşin ödediği arsanın tapusunu iki yıldır alamıyor
Müslüm Gürses'in duyulmamış şarkıları Beykoz'da tanıtıldı
Sonraki Müslüm Gürses'in duyulmamış şarkıları Beykoz'da tanıtıldı
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz