Talip ERCAN
  • 18/12/2019 Son günceleme: 18/12/2019 08:56
  • 5.109

Beykoz İlçemizde sportif anlamda değişik branşlarda antrenman ve müsabakalar devam etmekte. Kırkın üzerinde spor kulübünün olduğu ilçemizde zaman, zaman bu sayının acaba fazla mı olduğu düşüncesinde iken kimi zaman ise her kulüp 3-5 sporcuya hizmet verse de bu da yeter demekteyim.

Sporda sponsorluk yasası varken, vergilerden düşülmekte iken maalesef iş dünyasından spor kulüplerine yeterince hatta hiç destek gelmiyor. Düşünün 112 yıllık bir Beykoz Spor Kulübü bile 3 kuruşa forma reklamını zar-zor bulabilmekte. Sponsor olalar ise 1-2 bin liraya forma yaptırıp, baştan savmakta kendilerinden yardım isteyenleri.

İşin bir de sporcu boyutu var… İlçemizde ne kadar müsabakalara çıkan sporcu sayısı var bilemeyeceğim ancak gerçekten de her bir sporcunun alınlarından öpmek istiyorum. Düşünün ki okuldan çıkın bir tekvandocu, ya da hadi diyelim bir futbolcu antrenmana gidiyor, 1-2 saat süre ile enerji harcıyor, ter akıtıyor.

Antrenman sonrasında evine dönen bu sporcu kardeşlerimiz yemek faslından sonra bir de ders faslı başlıyor. Yani bir sporcu ne derece büyük fedakarlıkla yetişiyor. Bazen de bu işe aileleri dur demekte, bırak sporu derslerine çalış, spordan, futboldan hayır gelmez sana diye baskılar uygulamakta.

Yıllardır spor konusunda medya boyutunda yer alan bir kişi olarak kimi zaman hayaller kurmaktayım. Nasıl mı? Anlatayım…Beykoz’da bir spor vakfı yada farklı isimde bir kurum kurulmalı. Bu işin başında ise ilçeyi yöneten Belediye Başkanı ve Kaymakamı olabilir.

İlçede yer alan iş adamlarına bir davet yapılır ve Beykoz’da bir spor seferberliği başlatıyoruz, her bir spor kulübüne sizlerden reklam, sponsorluk bekliyoruz. Bu işin denetimini yani her yıl sonunda gelinen noktayı göreceğiz ve hangi kulüp kaç sporcu yetiştirmiş, hangi kulüp sadece aldığı sponsorluk reklamı ile kalmış, yan gelip yatmış saptayacağız. Bu yapıda olanlara tabiri caizse Kırmızı Kartı göstereceğiz denmeli.

Tabii ki işin bir de tesis kısmı var, ben burada ne zaman tesis falan desem, yer var da biz mi yapmıyoruz denmekte. Oysa yapılacak o kadar çok yer var ki…diğer ilçelerde gökdelenler arasında yapılıyor bu tesisler.

Tamam son yıllarda sportif alan anlamında bazı ilerlemeler kaydedilmedi değil, hatta İstanbul’da ilk sıralarda yer alınabilir ancak yeterli mi? Kanlıca Sahası devreye girdi, Çavuşbaşı birkaç sene önce çok güzel bir şekle büründü, Beykoz Stadı yepyeni oldu. Fakat biz buralardan aydınlatma anlamında bir destek sağlayamıyorsak akşam karanlığında Saat 6’da hizmet üretebilmek de mümkün olmuyor.

Mesela yıllardır ışıklandırmayı bekleyen bir Ortaçeşmes Stadı var, mesela hemen arkasında bir zamanlar Tokatköyspor’un antrenmanlarını yaptığı ve şimdilerde bir saha da çıkabilecek, değerlendirilebilecek bir yer var.

Tokatköyspor konusu ayrı bir haber konusu bile olabilir. Kulüp Başkanı sahalarının olmadığı için devamlı surette talepte bulunmakta, hatta kullanılmayan, Akbaba Sahası için de Beykoz Belediyesinden bir talepte bulunmuş. Saha Akbaba Muhtarlığının kullanımında, yetkisinde, talep ettikleri gibi ortak bir noktada buluşulabilirse. O Halı Saha da aktif hale gelecek, spora çok daha yoğun hizmet sunabilecek.

Ve bu kadar güzellik ve sıkıntılar aynı anda yaşanırken, hayat devam etmekte…bizler gelecek nesiller için ne kadar çok sportif etkinlik alanları kurabilirsek o derece fazla insanımız kurtarabiliriz.

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz