Ekrem TUNCER
  • 07/10/2018 Son günceleme: 07/10/2018 14:44
  • 19.167

İSKİ’nin 2018 yılı kabul edilen bütçesi: 7milyar 436 milyon 446 bin TL.

İstanbul’un günlük su tüketimi 3 milyon metreküp. 19 adet su arıtma tesisi bulunan İSKİ’nin Sadece Cumhuriyet Köydeki arıtma tesisi günlük 720 bin metreküp su arıtıyor. Yani İstanbul’un üretilen suyunun dörtte biri Beykoz’daki tesislerde arıtılıyor.

İski Genel müdürü Fatih Turan'ın tabiriyle ‘Melen sistemi; Avrasya Tüneli’nin 2 katı, Avrasya tüneli 5 milyar ₺ Melen sistemi 9 milyar ₺’

Konusu her açıldığında, yapılan yatırımlarla arıtma tesislerinin dünya standartlarının çok çok üstünde bir teknoloji ile donatıldığı yetkililerce söylenmektedir.

Yıllık arıtma maliyeti ve yatırımları İSKİ bütçesinin yaklaşık % 50 sini oluşturuyor. İşte bu bütçeden 220 milyon ₺ bedelle ALFATEK isimli Ankaralı bir firma arıtma ihalesi alıyor. 

Soruyorum:

1-İSKİ’nin İşletme yeteneği mi yok?

2-İSKİ Tecrübeli ve yeterli sayıda personel sıkıntısı mı  çekiyor? 

3-İSKİ’de Tesisler yetersiz mi?

4-İSKİ Teknolojik gelişimi yakalayamamış mıdır?

Vs vs

Şunu anlayabiliriz, bir firma gelir derki; ‘ben bir teknoloji  geliştirdim. Daha az maliyetli, daha kaliteli ve daha sağlıklı su üretiyorum.’ Kendi geliştirdiği teknolojiyi, tesisi kurar ve işletir. Ama yatırımını İSKİ’nin yaptığı tesislerde ve üstüne üstlük yıllarca eğitimler vererek donattığı personeli de bulunmasına rağmen, başka bir firma gelecek ve bu işi yapacak!

Bir süre önce Taşeron olarak çalışan personeli İBB’nin yan kuruluşu olan İSPER adı altında toplayan İSKİ’nin  kadrolu memur/işçisi de göz önüne alındığında güçlü bir ekibi olduğu ortadadır. Su arıtma işinden anlayıp/anlamadığı belli/belirsiz  kişilerden oluşturulan bir firmaya bu işi ihale etmesi ne kadar doğrudur? 

Ziraat mühendisi bir doktor tarafından Ankara’da kurulduğu söylenen ve 2017 yılında Anonim Şirketi haline gelmiş, doğru düzgün bir web adresi bile olmayan, paslanmaz çelik üretimi yaptığı ve benzer bir takım işlerle sektöründe ne konumda olduğu anlaşılamamış bir firmaya 20 milyon insanın suyunu teslim etmek mantıklı mıdır? 

İSKİ’nin saat okuma, kanalizasyon, altyapı vs. gibi işlerini taşeron firmalara ihale etmesini anlıyorum da kendi tesis ve ekipmanlarını kullandırarak yaptıracağı bu arıtma işini, ülkemizdeki ekonomik koşullar ortadayken 220 milyon gibi büyük bir bedelle pas etmesini anlayamıyorum.

Suyun en önemli yaşamsal ihtiyaç kaynağımız olduğu düşünüldüğünde kâr amacı güden bir firmanın; maliyeti düşürmek için temiz su arıtılmasında kullanılması gereken klor, sülfat, kimyasallar v.b maddelerin oranlarıyla  daha fazla para kazanmak adına oynamayacağının garantisini kim verecek? 

Bu işin sağlıklı olması için iyi bir denetim mekanizmasının da kurulması gerekmektedir. Aksi halde her olası yanlış eylem; daha kalitesiz, daha sağlıksız ve yaşamı tehdit edici sonuçlar doğurabilir.

Kâr amacı düşünülmemesi gerekilen su arıtma işinin kamu yararına  icra edilmesi gerekmektedir. Tesis ve personel sıkıntısı olmayan İSKİ’nin kamuda tasarruf edilecek dendiği şu günlerde 220 milyon TL’yi neden bu yönde kullandığı hususunda da İstanbul halkını bilgilendirmesi gerekmektedir. 

Yetkililerin bu konuyu sağlık, stratejik, ekonomik açıdan daha dikkatlice incelemelerini bekliyorum.

Yazarın Yazıları