Ekrem TUNCER
  • 29/07/2018 Son günceleme: 29/07/2018 12:15
  • 7.831

Dünya var olduğundan beri insanlar nefsanî istekleri gereği güçlü olmak istemişler ya da güçlünün yanında yer alarak onlardan nemalanmaya çalışmışlardır. Ve bunun akabinde insanların çoğu güçlü olayım derken karakterlerinden ve değerlerinden olmuşlardır. Maddi olarak belki yükselmişlerdir ama manevi noktada alçalmışlardır. İnsani değerlerini yitirmişler ve para ya da makam gücünü kenara çektiğinde bir çuval hiç orta yerde kalmıştır.

Yazının başında da belirttiğim üzere her ne kadar bunun insanın nefsani isteklerinden kaynaklı olduğunu yani dünya imtihanının böyle olduğunu bilsek te bu ölümlü dünyada çevremizdeki insanların bu tuzağa düşmesine üzülüyoruz.

Diğer taraftan da; Çevremizde bulunan ve daha dününü bildiğimiz bazı arkadaşların veya muhatap olmak zorunda kaldığımız kişilerin iyi niyetimizi anlamayıp bir de üstüne kibirlenmelerini ve saçmalamalarını görmemiz bu sefer de kızmamıza sebep oluyor.

 

Sonradan çakma ‘İslamcılığınızla’ sanki biz yaşamamışız gibi başımıza 28 şubat mağduru kesilirsiniz.

15 temmuzda ortalıkta gözükmezsiniz, 16 temmuzda sosyal medya mücahidi olursunuz. 

Son seçim sürecinde iktidar kaybedilebilir korkusuyla tırsarak kenara çekilip izlersiniz, seçim sonuçları akabinde çıkıp ahkam kesersiniz.

Namazın farzlarını say desem tamamını sayamaz, klasik ilmihal bilgilerini bile bilmez, doğru dürüst kıraat zaten yok ama konuşmaya gelince son yüzyılın müceddidi edalarından da geri durmazsınız.

Kendi menfaatinizden başka bir şey bilmez, bir yaralı parmağa tükürdüğünüzü tarih yazmamıştır ama sorsak 1 numaralı vatan evladısınız.

Ahbap / çavuş ilişkisiyle bir yerlere gelir, çevrenizi de buna göre dizayn eder, bu uğurda her türlü rezilliği yapar ve göz yumar, sonra da liyakat ve adaletten dem vuran dava adamı olursunuz. 

Soruyorum:

Siz kendinizi çok akıllı, bizi de alık mı zannediyorsunuz?

Yazarın Yazıları