Bir ay önceden biletlerini aldığım, 3 saat sürecek opera oyunu cuma akşamı yorgunluğumuzu alır mı, iyi gelir mi diye düşünürken...
kendimizi Kadıköy Süreyya Opera Sahnesinde bulduk....
Oyunun ismi La Cenerentola (Külkedisi)..... Perde ilk açıldığında bunun klasik Külkedisi hikayesinden farklı olacağını anlamıştım. Oyun ' Pop Art ' akımıyla değişime uğramış ve Pop Artın simgeleri kullanılmış. Bildiğimiz külkedisi masalı modernize edilmiş ve operadan hiç anlamayan birinin bile keyifle takip edeceği şekilde sahnede devleşmiş. Klasik masaldan farklı olarak, külkedisinin üvey annesi yerine üvey babası, kristal camdan ayakkabı yerine taşlı bir bilezik olması dikkatimi çeken bir kaç farklılıktan biriydi...50'lerin sonunda ruh bulan Pop Artın temsilcilerinden olan Andy Warhol karşımıza prense yol gösteren bilge olarak çıkmaktadır... Pop Artın renklerinden bir diğeri de prensin Elvis Presley 'e dönüşmesidir... Oyunda bu detaylar inceden inceye işlenmiş ve seyircinin ilgisi başarıyla çekilmiştir... Ayrıca operada önceden rastlamadığım küçük animasyonlar da oyuna harika bir renk katmıştır. Oyuncuları tek tek saatlerce övebilirim... Hepsi ayrı ayrı ana karakter ! Bas, basbariton, mezzosoprano... Gerçekten ses farklılıklarını biraz müzik kulağınız var ise kolaylıkla ayırt edebilirsiniz...
Süreyya Sahnesinin mimarisine, görkemli dekorasyonuna, akustiğine bayıldım... Oyun sırasında bile kendimi tavana bakmaktan alıkoyamadım... Lakin böyle kaliteli bir ortamda havalandırma nasıl bu kadar vasat olabilir diye sormadan geçemeyeceğim...
Operaya duyulan ilginin , takibin, değerin daha da artması için farkındalık yaratılması şart... Her yaştan insan operaya gitmeli ve böylesi müthiş bir emeğe şahit olmalı... Çocukların erken yaşta bu ve benzeri sanat dalları ile tanışması sanata bakış açısını değiştirecek ve ileri nesillere öncülük etmesini sağlayacaktır...
Operayla ilk defa tanışacak ve operadan anlamam ben diyenlerin bile ,izlemesi gereken, başlangıç için gayet keyifli bir oyun....
