Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Şükürsüzlük nankörlük ve kaostur

 

Bakara Sûresi, 152. Âyet: “Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin!”

Bu önemli konuya girmeden önce, şükreden kişinin nasıl mutlu olduğuna dâir, ilginç ve ibretlik bir kıssa arz etmek istiyorum:

Hz. İsa AS bir ağacın altında dua eden birini gördü. Dikkatlice baktığında adamın ayaklarının kötürüm (felçli) olduğunu anladı. İyice yaklaşınca anladı ki adamın iki gözü de görmüyordu. Vücudunda ise bars hastalığı olduğu anlaşılıyordu.

Ama adam bütün bunlara rağmen ellerini kaldırmış, şöyle dua ediyordu:

– Ey nice zenginlere vermediği nimeti bana ikram eden Rabbim! Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun!

Hazret–i İsa kötürüm ve âmâ adama yaklaştı:

– Ayağın yürümüyor, gözün görmüyor, bedenin de sıhhatli görünmüyor. Buna rağmen çoğu zenginlere verilmeyen nimetlerin sana verildiğini düşünmekte, bunun için de büyük bir mutlulukla şükretmektesin. Hangi nimettir nice zenginlere verilmediği halde sana verilen nimet?

Kapalı gözleriyle sesin geldiği yana yönelen adam dedi ki:

– Efendi! Allah bana öyle bir kalp vermiş ki, o kalple O’nu cc tanıyorum. Öyle de bir dil vermiş ki, o dille O’na şükrediyorum. Hâlbuki dünyanın serveti elinde olan nice zenginler var ki, kalbinde O’nu cc tanıma sevinci, dilinde de O’na şükretme mutluluğu yoktur. Ama gel gör ki, ayakları topal, gözleri kör, bedeninde hastalıklar bulunan bu kötürüm adama Rabbim, bu sevgiyi ihsan eylemiş, bu nimetin farkına varma tefekkürünü de lütfeylemiş. İşte bunu düşününce kendimi tutamıyorum ve; “Nice zenginlere vermediği nimeti bana veren Rabbime ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun!” ..diye sevinç duaları etmekten kendimi alamıyorum.

Kafa gözü kapalı da olsa kalp gözü açık olan bu kötürüm adama yaklaşan İsa aleyhisselam:

– Ver şu elini öyle ise! ..diyerek adamın elinden tutar, eğilerek görmeyen gözlerinden öper.

Peygamberin dudaklarının değdiği gözler anında açılır. Karşısındakinin İsa AS olduğunu görünce heyecanlanan adam:

– Sen Allah tarafından şu ölüleri dirilten, hastalara şifalar bahşeden mucizeler verilen İsa peygamber değil misin? ..der. İsa AS.:

– Belli olmuyor mu? ..deyince, o adam:

Gözlerimden belli oluyor da ayaklarımdan henüz belli değil, der.

Tebessüm eden Hz. İsa:

– Sen hele bir ayağa kalkmayı dene! ..deyince, silkinen kötürüm adam dimdik ayağa kalkar.

Ayakları üzerine dikilebildiğini anlayınca, söylediği ilk sözü şu olur:

– Ey Allah’ın Nebisi, sendeki bu mucizeler de O’ndan cc. değil mi ki? Öyle ise izin ver de geç kalmayayım, O’na cc. bir başka şükredeyim, diyerek hemen yere iner başını secdeye koyarak şöyle niyaz eder:

–Eyy Yüceler Yücesi Rabbim! Seni tanıyan bir kalple, şükreden bir dil nimetinin şükrünü yapmaktan bile acizken, şimdi gören bir çift gözle, yürüyen iki de ayak lütfettin. Artık bilemiyorum nasıl ödeyeceğim bu nimetlerin karşılığını?…

Bu sırada çevreden toplanan halk, gösterdiği bu mucizelerden dolayı İsa AS’ın elini öpmek isterler. Ama Allah’ın Nebisi o kişiyi işaret eder:

– Benim değil, şu secdedeki adamın elini öpün!…

Derler ki:

– Onu secdeye indiren nimetlere biz baştan beri sahibiz. Ama hiç böyle mutluluk duymadık.

– Öyle ise der, tefekkür edin, siz de düşünün. Düşünen insan, sahip olduğu nimetin farkına varır. Düşünmeyen ise şükretmediği için nankörlük sebebiyle, her zaman mahrumiyette kalır.

***

ŞÜKÜR ile ilgili İlâhî ikazlar:

“İnanır şükrederseniz, Allah size niçin azap etsin ki? Allah da şükür edenlere karşılığını verendir, O her şeyi gereğince bilir.” Nisa S., 147. Âyet.

"… Allah'ın nimetlerini anın ki, kurtulabilesiniz." A'raf S., 69. Â.

“Biz insana doğru yolu gösterdik. Artık o insan ya şükredici olur, ya da nankör olur.” İnsan S., 3. Ayet.

“…Allah, şükredenleri ödüllendirecektir.” Ali İmran S., 144. Â.
"… Allah'tan korkun ki, şükredebilesiniz." Ali İmran S., 123. Â.

 “Rabbinizin şunu duyurduğunu da hatırda tutun: Eğer şükrederseniz, ben de sizin için nimetlerimi mutlaka artıracağım. Ve eğer nankörlük ederseniz hiç kuşkusuz benim azabım çok çok şiddetlidir.” İbrahim S., 7. Âyet.

  • İlâhî kelâmdan sonra, başka söze ne hâcet…

 

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER