Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Suç potansiyelinin sebebi, kifayetsiz muhteris

Bugün yine çok ilginç ve müthiş bir konu ile beraberiz. Üstelik de sosyal hayattaki, en güncel dert ve önemli problemleri ve çarelerini masaya yatıracağız. Ayrıca, önceki konunun devamı niteliğindedir.

Son yılların en çok şikâyet edilen konularından birisi de; her türlü suçluların, haddinden çok artmasıdır. Bu nedenledir ki, bunca suçlular için, son 94 sene içinde tam 290 adet CEZAEVİ inşa edilmiştir.

Suç potansiyellerini önlemek için atalarımız, “Sinekleri öldürmek yerine, BATAKLIKLARI KURUTUN” buyurmuşlar.

Bugünkü bataklıkların en önemlilerinden birisi de, KİFÂYETSİZ MUHTERİSLERDİR.

SORU: “Kifayetsiz muhteris” ne demek?

CEVAP: Hırs ve ihtiras sahiplerinin, kabiliyet ve beceri bakımından YETERSİZ olmalarıdır.

Yani; Bir işi yapabilmek için, gerekli bilgi ve gelire sahip olmadığı halde, o işi yapabilme HIRSIYLA, haram-helâl demeden her türlü cürmü ve cinayetleri işleyecek kişilerdir. 

  • Bu tür kişiler nereden çıkıyor?

Son yıllarda aşırı artan Medeniyet nimetlerini temin etmeye ve almaya, halkın alım gücü yetersiz kalmaya başladığı, herkesçe malumdur. Yani 50-60 sene önce bir ailenin 10-15 çeşit ihtiyaç maddeleri varken, bugün YÜZLERCE çeşit ihtiyaç maddeleri var.

Bendeniz 75 yaşındayım. 50-60 Sene kadar önce elektriğimiz, doğalgazımız, cep telefonumuz, televizyonumuz, hatta sabit telefonumuz ve Radyomuz bile yoktu.

Hiç de yokluk hissetmiyorduk.

Çünkü VAR olanlara kanaat getirip, gayet mutlu bir hayat geçiriyorduk.

Bu günkü sokak röportajlarda, “sadece cep telefonunuz elinizden BİR GÜNLÜĞÜNE alınsa, ne yaparsınız?” ..sorusunun cevapları; “çıldırırım, mahvolurum, kafayı yerim vs.” şeklindedir. Yani halkımız bu asırda ve bu konuda, böylesine MUHTERİS ve doyumsuz duruma düşürülmüş.

Meselâ; Elektrik, Su, Doğalgaz, Bilgisayar, cep telefonu, Laptop, internet, facebook, otomobil, Kasko, ev, yazlık, TV, beyaz eşyalar, mefruşat, elektrikli ev âletleri, Klima, Kombi, yangın tüpü, saatler vs. YÜZLERCE çeşit eşyalarımızın alım ve kurulma masraflarını, aylık ödemelerini, arıza masraflarını, yenilenme bedellerini düşününüz…

Artık bunların hepsine, doyumsuz HIRSLA ihtiyaçlarımız var.

Yani, görenek, mahalle baskısı ve rekabet belâsıyla MUHTERİS ve aşırı tutkulu duruma getirilmişiz. (Röportajdaki gibi.)

Aylık maaşlar veya gelirler, bunları almaya KİFÂYETSİZ (yetersiz) ise birde uzun yıllardan beri okullarımızda, Allah inancından, İman, DİN, AHLÂK eğitiminden yoksun yetiştirildiğimiz için, HARAM-HELÂL demeden kazanma hırsları, tavan yapıyor.

Özellikle yüksek tahsilliler tarafından, akla ziyan sinsi tuzaklarla başkalarının hesaplarına girerek soygunlar yapılıyor. Telefonlarla “Hukuk bürosu, Savcı, polis vs.” taklidi yapılarak ünlüler ve bilim adamları bile kandırılıp, kendi hesaplarına para yatırtıyorlar.

Toparlayacak olursak; KİFÂYETSİZ MUHTERİSLİK, kesinlikle SUÇ POTANLİYELİ olarak ortaya çıkıyor.

  • Peki, dert ve problemler böyle de, ÇÖZÜMLERİ NELERDİR?

Kanser ve kangren olmuş vücutlardaki çözümler gibi; elbette bu dert ve problemlerde de çözümler var, fakat mutlaka acı reçeteleri ve zorunlu bedelleri de var.

Bütün bu bedelleri ödeyerek, bu acı reçeteleri mutlaka kullanmak zorundayız.

Eğer ihmal edilirse, ülkemiz “1790 ile 1798 yılları arasındaki meşhur MALTA korsanlarıyla” dolacaktır.

İŞTE ACI REÇETE ve ÇÖZÜMLER:

  • Önceki yazımda da sunduğum gibi, Ülkemizde Neler yasaklandığında bu acınacak duruma düşüldüyse, işte onların, en kısa bir zamanda tekrar, o üstün değerlerin uygulanmaya başlatılması, tek ve NET ÇÖZÜMDÜR.

TARİH BUNA ŞÂHİTTİR:

Bir buçuk asır öncesine kadar, İslâm Ahlâkının Resmen yaşatıldığı o yıllarda; siftahını yapan esnaf, “komşu esnaf da siftahını yapsın” diyerek, hazır müşterisini komşu esnafa gönderiyordu. Peki, bugün öyle mi?

O yıllarda Fakir ve yoksul bulunamadığı için ve fakirlerin onuru rencide edilmesin diye, SADAKA TAŞLARI icat edilmişti.

Zenginler sadaka ve Zekâtlarını, meydanlardaki o taşlardaki oluklara, ALTIN ve GÜMÜŞ paralarını bırakıyor. Fakir ve yoksullar, sadece birkaç günlük ihtiyacını alıyordu. Zenginler loş ışıkta, o taşları her zaman kontrol edip takviye ettiği için, her zaman Altın ve Gümüş paralar bulunuyordu.

Bugün, Devletin emriyle bu kültür tekrar başlatılsa, acaba o taşlarda fakirlere, hiç altın ve gümüş para kalır mı?

İşte İslâm Ahlâkının yaşatıldığı o yıllardaki, huzur ve GÜVEN dolu manzara.

Ve de işte o cevher değerlerin resmen YASAKLANDIKTAN sonraki, ACI ve ACINACAK ahvâlimiz… Takdir ve tercih sizin, vesselâm…

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir adet yorum var

  1. Allah CC razı olsun. Bilinçli insan olabilmek iman itikat sahibi olmak. Hırs ve hevadan kaçmak gerekir… İnşâallah
    Cumanın rahmet-i bereket-i üzerinize olsun inşâallah
    Abdullah Raif abi.
    Allah'a emanet olunuz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER