Salih ŞİŞMAN
  • 16/10/2018 Son günceleme: 16/10/2018 17:56
  • 11.593

“- Bir şeyi ne kadar sık tekrarlarsanız insanlar ona o kadar erken inanırlar…”

“- Bir yalanı bin defa söylerseniz yalan, yalan olmaktan çıkar ve gerçeğin ta kendisi olur…”

Bu sözler Hitler döneminin Propaganda bakanı ve “büyük yalan teorisinin” kurucusu Dr. Joseph Goebbels’e ait. Dönemin şartlarını, Nazi hükümetini ve bu sözleri söyleyen kişinin karakter yapısını bir kenara bırakırsak, bu sözlerdeki içeriğin insanlara etki bıraktığını ve gerçekleştiğini anlamak zor değil.

Son dönemde sosyal medya, hayatımızda sosyalleşmemiz(!) adına büyük bir yer işgal ediyor. Çoğumuz 70’ler, 80’ler ve hatta 90’lı yılların özlemini çekiyor. O zamanların daha samimi olduğunu söylüyorlar. Ama herkes artık o yılların geri gelemeyeceğini ve bu boşluğu da yeri geldiğinde her ne kadar samimiyetsizde olsa sosyal medya mecralarının doldurduğuna inanıyor.

Her konuda olmasa da her devrin kendi koşullarına göre karşılaştırılmasının daha iyi olacağı kanısındayım. Mesela, şu an 50’li yaşların üzerinde tanıdığım bazı insanların gençlik yıllarında bilgisayarlar, akıllı telefonlar ve bunların doğurduğu sosyal medya mecraları vs. gibi bu kadar teknolojik gelişme olsaydı neler olurdu? Bu konuda çokça istişarelerim oldu. Çoğu da ya mezarda ya da hapishanede olurduk demişlerdi.

Konumuza dönersek, sosyal medya mecralarının bu denli bir kitle tarafından aktif bir şekilde kullanılması da tabi ki her türlü propaganda malzemesine alet olmasına da yol açacaktı.

Önceki yazılarımı takip edenler bilir. Yazılarımda sıkça “medya okuryazarlığı” kavramından bahsederek sanal âlemdeki her bilgiye araştırılmadan, doğrulanmadan inanılmaması ve amel edilmemesi gerekliliğinden bahsetmiştim. İnternetteki yanlış ve yanlı bilgiler o kadar zıvanadan çıkmış vaziyette ki durum içler acısı.

teyit.org isimli internet sitesinin “Reuters Institute for the Study of Journalism Digital News Report 2018 Dijital Haber Raporu”na* dayandırarak hazırladığı habere göre sahte habere en çok maruz kalan ülke yüzde 49 ile Türkiye. Ülkemizi yüzde 43 ile Meksika, yüzde 35 ile Brezilya, yüzde 31 ile ABD izliyor. Raporda farklı araştırmalar da mevcut. İncelemek isteyen okurlarımız aşağıdaki linkten bakabilir.

Gerçi daha sosyal medya mecralarındaki arkadaş listemizde bulunanlara meramımızı anlatamıyoruz. Bazı arkadaşlarımız, paylaşımlarında yalan haber var diye uyarmamıza rağmen yine inanmak istediği gibi davranabiliyorlar.

Okumuyoruz, araştırmıyoruz ve genellikle her şeyi kendimize göre yontuyoruz. Ondan sonra böyle araştırmalarda da birinci(!) çıkıyoruz.

Bir dahaki yazımızda görüşmek duasıyla…

* https://teyit.org/turkiye-sahte-habere-en-cok-maruz-kalan-ulke/

Yazarın Yazıları