Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Muharrem ERGÜL
Muharrem ERGÜL

Sosyal medya mı, gösteriş budalalığı mı?

Popülizm ve gösteriş merakı her geçen gün değerlerimizi biraz daha aşındırıyor.

Yediği, içtiği, giydiği her şeyi sosyal medyada paylaşan paylaşana.

Şuradaydık çat selfie, buradaydık pat selfie… Bak neler yedik, bak ne aldım, bak kimleydim. Her şey ortalığa dökülmüş halde. Bütün etik değerler ayaklar altında. Kendisini geri dönülmez bir halde teşhir eden edene.

Sözde değerlerine çok sahip olanlar da ayrı bir havada. Şurada şu hayrı yaptık burada bu hayrı yaptık. Görün ey millet havasında sosyal medyadan gerim gerim bunları paylaşıyorlar. Hani "bir elin verdiğini diğer el görmeyecekti" oldu mu şimdi?

Madem her şey Allah rızası için yapılıyor. Niye bu reklam o zaman? Balık bilmezse, halık zaten bilecek.

Ne yazık ki, gösteriş ve kendini kanıtlama merakı bizim mahallede yeni mağdurlar yaratıyor. Onlarda sosyal medyanın akıntısına kapıldılar. Popülizmin esiri oldular. Yaptıkları hayırları, yarın nasıl başka bir amaca tahvil ederizin hesabını yapar hale geldiler.

Tam anlamıyla "hasbilikten hesabiliğe" transfer oldular. Moda tabirle "sınıf atladılar"

‘Sosyal medyayı çok iyi kullanıyoruz’ edebiyatıyla çevremizde ayrı bir hastalık yaygınlaşmaya başladı.

"Her şeyi bildiğini zannetme hastalığı" kanser gibi yaygınlaşıyor.

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların sayısı süratle artıyor. Ellerindeki telefonla oradan buradan alınan derme çatma bilgilerle allame olduğunu varsayan vahiller ordusu donatıyoruz bilmem farkında mıyız?

Popülizm ve gösteriş merakı bizi nasıl bir uçuruma sürüklüyor bunu görmek için vakit çok geç değil.

Duyulan sansasyonel bir haberi, hiçbir süzgeçten geçirmeden, kopyala yapıştır yöntemiyle, gecenin bir yarısında yüzlerce kişiye mesaj atıp toplumu endişeye sevk etmekte işin cabası. Sonra da "pardon haber yalanmış" deyip işin içinden sıyrılabiliyorlar.

Bu nasıl bir aymazlıktır? Ne hadsizliktir? Ne densizliktir?

Ne yazık ki, bu tür insanlara hiçbirimiz de tepki göstermiyoruz. "Pardon" dediklerinde "tövbelerini kabul eden oluyoruz bir anda.

Gerek sosyal medya kullanımı gerekse fikir beyanına tümden karşı olduğum gibi bir algı oluşmasın. Sadece her şeyin yerli yerinde, usulünce yapılması taraftarıyım.

Yukarıda ifade etmeye çalıştığım yanlış örneklerle hepinizin karşılaştığını biliyorum. Ancak ve ne yazık ki hiç kimse bu yanlışlara ses çıkarmıyor. Hatta bir zaman sonra o yanlışlara ortak oluyor.

Bu hal ve gidiş hayra alamet değil ve gidişat her geçen gün daha kötüleşiyor.

Mütevazılığimiz, yardımseverliğimiz ve kanaat ehli olma duygularımız gösteriş merakına kurban ediliyor farkında değiliz.

Ben merkezli, örtülü kibrimiz ortaya çıkıyor.

Hep söylüyorum ve ısrarla söylemeye devam edeceğim.

Okuryazar cahil sayımız artıyor. Bu sürdürülebilir bir durum değildir.

Ne yapıp edip, toplumun kendi değer ve yargılarına sahip çıkmasını sağlamalıyız.

"Ne yani diyeceksiniz. Toplum değerlerine sahip çıkmıyor mu? Bunca dini kurum, bunca hayır kurumu var, bunca vakıf, dernek var."

Doğru belki ama gerçek hiçte öyle değil. Her şeyin içi boşaltılıyor. Değerler ayaklar altında. Gösteriş budalalıkları baş tacı ediliyor. Ahlaki erozyon almış başını gidiyor. Buna mutlaka dur denilecekse. Herkes kendini yeniden sorgulamalıdır. Şayet bugün yapılan her şey iyiyse toplum niye bu halde?

Makamlara yaklaşanlar, cebi palazlananlar acınacak hale geliyorsa burada bir sorun olmalı. Kifayetsiz muhterislik bizim kaderimiz olmamalı.

Sosyal medyadan hareketle nerelere geldik.

Öğretmenler Günü'nün içinde bulunduğumuz Kasım ayında birazcık didaktik bir yazı oldu ama beni anlayın. Ne de olsa öğretmen kökenliyim. Anlamayana sivrisinek…

Bu arada tüm öğretmenlerimizin ellerinden öpülesi duygularla "Öğretmenler Günü'nü de" kutlarım.

Muharrem ERGÜL
Muharrem ERGÜL HAKKINDA

Aslen Kuzey Kafkas göçmeni. Aile Trabzon ve Ordu kökenli. Beykoz doğumlu. İlk, orta ve lise öğrenimini Beykoz’da yaptı. Yüksek öğrenimini Marmara Üniversitesinde tamamladı. Beykoz Paşabahçe Ortaokulu’nda Türkçe Öğretmenliği yaptı. (1980-1982) Ardından aynı okulda Müdür Yardımcılığı yaptı. (1983) Daha sonra müdürlük sınavlarını kazanarak; Beykoz Anadoluhisarı Ortaokulu Müdürü oldu. (1984) 1987 yılında kamu görevinden ayrılarak özel sektöre geçti. Birleşik Yayın Dağıtım Şirketi Genel Müdürü oldu. İki yıl bu görevi sürdürdü. Aynı görevine paralel olarak, Türkiye’nin ilk ve saygın kitap dergilerinden biri olan “KİTAP DERGİSİ’NİN” editörlüğünü yaptı. 1989 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol’un davetiyle yeniden Kamu görevine döndü. Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliği yaptı. (1989-1991) Bakan değişiminden sonra Milli Eğitim Bakanlığı Devlet Kitapları Genel Müdür Yardımcılığına atandı. (1990-1993) 1993 yılında Beykoz Milli Eğitim Müdürü oldu. 1994 yerel seçimlerinden sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Özel Kalem Müdürü oldu. (1999) Ardından 2004 yılındaki yerel seçimlerde Ak Parti’den Beykoz Belediye Başkanlığı’na aday oldu. Yüksek oranda bir oy alarak “AK PARTİ’NİN” ilk Beykoz Belediye Başkanı seçildi. 2009 yerel seçimlerinde aday olamadı. 2010 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Müşavirliğine atandı. 2012 yılından itibaren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Danışmanlığı görevini sürdürmüştür. Eğitimcilik ve yöneticilik dışında Uzun yıllar Kanlıca, Beykoz ve Anadoluhisarı kulüplerinde amatör ve profesyonel olarak futbol oynadı. Yine Beykoz’da birçok sivil toplum kuruluşunda kurucu olarak görev aldı. Yayınlanmış dört kitabı ve yüzlerce makalesi bulunmaktadır. Türkiye’de birçok belediyede yöneticilik dersleri verdi. Yurtiçi ve yurtdışında birçok seminer konferans ve panele katıldı. Halen Beykoz Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyeliği yapmaktadır. Evli ve üç çocuğu bulunan Muharrem Ergül orta derecede İngilizce bilmektedir. Yaşadığı yer olan Beykoz’dan ve sokağından hiç ayrılmamış olup, Beykoz ve Beykozluluğu İstanbul ve İstanbulluluğuyla özdeşleştirmiş bir Beykoz çocuğudur.

YORUMLAR

2 adet yorum var

  1. Başkanım; çok yerinde ve haklı tesbitleriniz var. Adeta duygularıma tercüman olmuşsunuz. Yazılarınızı beğeniyle takip ediyorum. Üstümüze düşeni almak duasıyla..

  2. BEYKOZUN BÖYLE KALİTELİ BİR GAZETESİNDE FİKİR VE DÜŞÜNCELERİNİZİ BİZİMLE PAYLAŞTIĞINIZ İÇİN ÖNCELİKLE TEŞEKKÜR EDİYORUM…FACEBOOK SAYFALRINDAKİ BAZI PAYLAŞIMLARA BİZDE KIZIYORUZ…MİSAL KİŞİ CENAZEYE GİDİYOR…POZ POZ RESİMLER ALIP SAYFAYA KOYUYOR …GEREKSİZ,YAZI YAZSA İNSANLAR ONA DUA EDİP AMİİN DER…ÇOĞU REKLAM PEŞİNDE…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER