Saadettin KILIÇ
  • 06/02/2020 Son günceleme: 06/02/2020 09:35
  • 3.317

Hem İncil, hem Kuran-ı Kerim’de ayetlerle belirtilmiştir...

"Doğan her canlı, bir gün mutlaka ölecektir

İnsanları en çok kaygılandıran, hatta korkutan da ölüm sonrasıdır ama bu tasaların ayrıntısına girmeyeceğim.

Evrende bilinen tüm din ve düşünceler içinde birbiriyle zıtlaşan iki temel felsefe vardır...

Biri İdealist Felsefe, diğeri ise Materyalist Felsefedir.

İdealist Felsefe; dinlerin doğruluğu ve Allah'ın varlığını hatırlatmak, Materyalist Felsefe de tam tersini yapmakla övünür...

Varsayalım ki; herhangi bir canlının veya insanın ölümünden sonra, Materyalist Felsefenin öngörüsü doğru çıksın ve ölüm sonrası ne öteki dünya, ne cennet, ne de cehennem olmasın ve insan öldükten sonra hiçbir zaman bilinemez BAŞKA ŞEYLERE DÖNÜŞSSÜN...

Veya varsayalım; İdealist Felsefenin öngörüsü doğru çıksın ve ölüm sonrası hem öteki dünya, hem cennet ve hem de cehennem olsun ve insanlar EN ADİL SİSTEMLE, tek, tek sorgu sualden geçerek hak ettikleri gibi cennet ya da cehenneme gitsinler...

Benim düşünceme göre; her iki durumda da ÖLÜM SONRASI çok güzel bir şeydir. 

Neden mi?

Yine varsayalım ki ölüm sonrası Materyalist Felsefenin görüşü doğru çıkarsa; öteki dünya yok, cennet yok, cehennem ateşi ve işkencesi de yok demektir...

Ve her insan; ayıpları, kayıpları, kazançları, sırları, yaşadığı tüm acı ve mutlulukları yanına kar kalır,  finalde sonsuz uyku ve huzura gider demektir...

Her normal insan da bilir ki; uyku, insan ihtiyaçlarının en vazgeçilmez önceliği olan ve insanın mutlak huzurlu hale geçmesi demektir...

Gerçekten de dünyevi zevkler içinde uykunun önüne geçebilecek daha üstün başka hiçbir zevk yoktur bu evrende.

İkinci vazgeçilmez ihtiyaç ise sekstir ve canlıların soyunun devamı için olmazsa, olmazdır:

Uyku hali dışında, seksin önüne geçebilecek daha büyük bir zevk de yoktur.

Üçüncüsü, beslenmedir: Uyku ve seksten sonra beslenme zevkinin üzerinde de başka hiçbir zevk düşünülemez.

Dördüncü ise barınmadır: Dördüncü ihtiyaç; önceki üç temel ihtiyacın en özgürce yaşandığı alanlardır.

Gerçek şu ki; bu dört zevke maksimum düzeyde sahip olan küçük bir azınlığın iktidar olduğu tüm vahşi kapitalist ülkelerde bu haklar, toplumun çok büyük bir kesimi için genellikle pek kıttır.

Biri varsa, diğeri mutlaka eksiktir…

Örneğin, en gelişmiş kapitalist ülkelerde bile toplumun çok büyük bir kesimi stres, tasa ve kaygılarından dolayı yataklarında rahat uyuyamamaktadır.

Çok büyük bir kesimi huzur içinde seks yapıp, sağlıklı çoğalamamaktadır.

Yine çok büyük bir kesimi insanca beslenememektedir.

Ne acı ki; 21 yüz yılda barınma dâhil hala bu en ilkel ihtiyaçlarımızı bile giderebilmiş büyük bir insanlık değiliz…

Fakat bu dünyevi dört ihtiyaçtan; seks, beslenme ve barınma olanakları hiç kalmasa bile, huzurlu bir uykunun yaşatacağı sınırsız rüyalar, bilinen dünyevi bütün mutluluklardan her zaman daha muhteşemdir.

Şimdi de varsayalım ki; ölüm sonrası İdealist Felsefe doğru çıkarsa, o zaman hem cennet ve hem cehennem var demektir ve bu çok daha muhteşem bir şeydir.

Çünkü ölüm sonrası, insanın kendi işlediği amellerden sorgulanmasında ne yalancı şahitlere, ne güvenilmez savcılara, hâkimlere ve avukatlara hiç ihtiyaç yok demektir.

Üstelik ne kör, ne sağır, ne dilsiz olduğu için bile hiç kimsenin gerçekleri, doğruları ve haklılığını kanıtlayamama, anlaşılamama derdi hiç yok demektir...

Torpilsiz, hilesiz kılıçtan keskin, kıldan ince MUTLAK ADALETLE, hak eden cennete, yine aynı ADALETLE hak eden de cehenneme gidecek demektir. 

Bu da çok adil ve çok güzel bir şey demektir...

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz