Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Sokak röportajının hazin sonucu

Birçok konularda sokak röportajları yapılması, artık âdeta moda haline geldi.

Siyasi konuda, spor konusunda, sokak hayvanları konusunda, ekonomi konusunda, Dîni konularda vs.

En çok yürekler acısı cevaplar alınan konu ise mutlaka Ahiret yolcusu olan her insanın, kesinlikle bilmesi gereken Dinî sorulardır.

Meselâ “Müslüman mısın?” sorusuna, “Hayır, ateistim, deistim”, “bu konuda bir fikrim yok” gibi cevaplar, hiç te azımsanacak kadar değildir.

Hatta “elbette Müslümanım” diyenlerin çoğunluğu, İslâm’ın veya imanın şartlarını bile sayamıyorlar. Daha da acısı “Kelime-i Şahadet” sorusunda bile bocalıyorlar.

Yüz küsur sene öncesine kadar, SADAKA TAŞLARI kullanabilecek kadar yüksek imana sahip olan bu millet, acaba nasıl bu hâle getirildi?

Bu yürekler acısı konu, ayrıca ele alınacak. Şimdilik kendi konumuza devam edelim:

Ana haberlerdeki bir röportajda “en çok neden korkuyorsunuz” sorusu sorulmuştu. Cevaplar elbette çok çeşitliydi.

“Depremden korkuyorum”, “evlât acısından korkuyorum”, “eşimi kaybetmekten korkuyorum,” “Koronadan veya kanserden korkuyorum” gibi, 8-10 ayrı çeşit korku sebebi söylendi.

Fakat en çok, “yangından korkuyorum” cevabı dikkat çekiyordu.

“Yangından korkuyorum” diyenlerin çoğunun da açık saçık giyinen entel bayanlar ve eşleri olduğu dikkat çekiyordu.

Bu netice beni farklı bir tefekkür deryasına sürükledi.

Şöyle ki: Yangından, yani yanmaktan korkan kişi, Cehennemde yanmaktan daha çok korkmalı değil miydi?

Cehennemden korkan her akıl sahibi, Cehenneme götürecek sebeplerden, yaşantıdan, giyimden ve davranışlardan, şiddetle sakınmalı değil mi?

Yanmaktan korkan kişi, Allah’ın cc hanımlar için, Nur S. 31., Ahzâb S., 59. ayetlerle “mümin kadınlara kesin farz olan “ÖRTÜNÜNÜZ” emrini” hiç hafife alabilir mi veya bu kesin İlâhî emri ciddiyetle uygulamaz mı hiç?

  • Acaba nerede bir terslik var?

Bu sorunun cevabı araştırıldığında ise 4 netice ortaya çıkıyor:

  1. Bu kişiler Allah’a, Ahiret gününe, Cennet ve Cehenneme inanmıyor olabilirler. Oysa bu Hayat, ölüme ve sonsuz olan Ahirete hazırlanmak içindir.
  2. Bu kişiler inanıyorlar, fakat Allah’ın bu kesin emrine isyan ediyor olabilirler. Bu iki gurup için Necip Fazıl ne güzel söylemiş.

“DİNDE ZORLAMA YOKTUR, İNSAN HÜRDÜR ELBETTE.

İSTER DÜNYADA PİŞER, İSTERSE ÂHİRETTE…”

  1. Bu kişiler isyan etmiyor, fakat “acaba el-âlem ne der?” gibi mahalle baskısına ve Şeytanın fısıltılarına mağlup oluyor olabilirler. Oysa “acaba el-âlem ne der?” yerine, “El-ALÎM olan Allah ne der” diye makul düşünülmeli değiller mi?
  2. Bu kişiler isyan etmiyor, fakat şeytanın; “biraz yaşlanınca örtünürsün” vesvesesine mağlup oluyor olabilirler. Sonra da bu açık hayata alıştığı için örtünemiyor. Oysa herkes mutlaka yaşlanıyor mu ki? Dünya Fâni, ecel ani değil mi?

Yine Necip Fazıl’dan:

Bugünü düşünürüm, dün öldü, yarın var mı? Gençliğe de güvenmem, ölen hep ihtiyar mı?

Ayrıca; Mahmud Efendi Hz. yangından korkanların dikkatine ne güzel söylemiş:

Şu insanoğlu Cehennemde 80 sene yanmayı göze alıyor da burada bol bol akan sularla abdest alıp, yumuşak halılar üzerinde NAMAZ kılmaya nazlanıyor. Hayret!

Evet dostlarım, şu fâni dünyaya kendi tercihimizle gelmediğimiz gibi, kendi tercihimizle Ahirete sevk edilmeyeceğiz. Her birimiz adına, SINAV için takdir edilen ömür sermayesini, yarın ölecekmiş gibi çok dikkatli kullanmamız şarttır…

Öncelikle; “İNSAN olarak gönderilme nimeti için” çok çok şükürler etmeliyiz.

Biz; taş, toprak, ağaç, ot veya yılan, salyangoz, kaplumbağa, lâğım faresi olarak da yaratılabilirdik. Yüce Rabbimizin tercih ve takdiriyle İNSAN olarak yaratıldık.

Yüce Allah bizleri, insanların içinde gayri Müslim değil, hatta Arakan, Afganistan, Suriye, Ukrayna, Filistin vs. gibi savaş içinde değil veya Afrika’daki kurak ve yoksul ülkelerde ve çaresiz ailelerde değil; dünyanın en güzel coğrafî ikliminde olup, Müslüman olan bir aileye bizi göndermiş…

Müslüman aileden olma avantajları öyle çok ki:

Öncelikle, DÜNYAYA İMTİHAN İÇİN GÖNDERİLDİĞİNİZİ öğreniyoruz.

Sonra bu dünya sınavını nasıl kazanıp, ahirette Cennetlerle mükâfatlandırılacağınızı, yaşayarak öğreniyoruz.

Yani, gayrimüslim ülkelere ve ailelere göre, sınava bir sıfır önde başlıyoruz.

Bütün bu avantajlara rağmen, sapıtıp Dünya sınavını kaybedersek, vayy hâlimize!

  • Bu temel İmandan sonra, daha da araştırarak ve eğitilerek eksiklerimizi tamamlarsak, ne mutlu bizlere…

Bu minval üzere; “Binlerce şükürler ederek, ihmal ettiklerini telâfi için karar veren kardeşlerimi” tebrik ediyorum.

Bendenizi de hayırlı dualarına eklemelerini, özellikle rica ediyorum… Vesselâm.

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

2 adet yorum var

  1. SA. Okuyup faydalanılsın diye "Bu güzel yazınız" için çok teşekkür ederim ağabeyim. Yalnız bu sokak röportajları çok kasıtlı ve senaryo üzerine yapılıyor. Sonra da yayınları istedikleri yerden ✂️ kesip yayınlıyorlar. Dikkate alınacak olan "canlı" yayınlananlar.

  2. Bu akıcı yazınızdan şu röportajı hatırladım: 1950li yıllarda İstanbula, kendisi hakkında yapılan bir şikayet üzerine hakkında açılmış bir davaya katılıp mahkemeye ifade vermeye gelen Bediüzzaman Hazretleriyle o günlerde fırsat bulup bir röportaj yapan EŞREF EDİP, sorduğu sorulara şöyle cevaplar veriyor: … "Bana, ‘Sen şuna buna niçin sataştın?’ diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir YANGIN var… Alevleri, göklere yükseliyor… İçinde evladım yanıyor, îmânım tutuşmuş yanıyor… Ben o ateşi söndürmeye, îmânımız kurtarmaya koşuyorum… Yolda biri beni kösteklemek istemiş de, ayağım ona çarpmış; ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler!.." diye devam ediyor.

    Dediğiniz gibi, en çok yangından korkanlar, ben de dahil, bu var olan kâinatın, tarih boyunca hiç görmediği o en dehşetli kıyamet günü yangınlarına… Sırat köprüsünden geçerken ki yangınlara…. ne kadar hazırlıyoruz? ne kadar inanıyoruz? Ne kadar o yangınları söndürmeye daha bu hayatta Allah bize FIRSATLAR vermişken… ne kadar hazırlanıyoruz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER