Büşra ŞEN ÇOBAN
  • 20/02/2021 Son günceleme: 24/02/2021 10:14
  • 5.593

İnsanın memleketi neresidir?

Bu sorunun birçok cevabı olabilir doğduğu yer, doyduğu yer, babasının soyunun soylandığı yer…vs. ancak insanın memleketi ruhundan, kalbinden bir parçayı bıraktığı, gönül bağını hiç koparamayacağı yerdir.

Bende her ne kadar herkes gibi bir memlekete sahip olsamda. Gönül bağımın hiç kopmadığı bir yer vardır kalbimde. Burası taşı mermer, toprağı seramik, yaprağı ipek, kuruluş ve kurtuluşun beşiği, Ertuğrul Gazi Ocağı; Bilecik- Söğüt’tür.

İsminin Urfa’ nın Birecik ilçesiyle karıştırılmasına oldukça bozulan ben, Bilecik’in ve Söğüt’ün hak ettiği yere gelmesi konusunda evvelden beri epey kafa yormuş biri olarak bu yazıyı yazmayı kendime borç bildim. Ekmeğini yediğim suyunu içtiğim bu yer ile ilgili şöyle bir anlatı vardır. Bilecik’teki Şeyh Edebali türbesindeki çeşmeden su içenin buradan ayrılamayacağına rivayet edilir. Bu güzel memleketin suyunu içtiğimden beri hiç bağımı koparmadığım bu şehrin en güzel ilçesi olan Söğüt’ü naçizane tecrübelerimle sizlere anlatmak isterim.

Lise yıllarımın geçtiği bu güzel ilçenin her karışı tarih kokar. Hem doğası, hem mimarisi ile onu görmek isteyenleri, gerçekten ruhunu görmek isteyenleri büyüler desek yanılmayız. Yaşamanın, hayal kurmanın, sevmenin, öğrenmenin en masum ve en heyecanlı olduğu yaşlarımı Söğüt’te geçirmiş biri olarak söyleyebilirim ki bu ilçede çok özel anılarım oldu. Lise yıllarımdan bu güne Söğüt’ü anlamaya ve anlatmaya hevesli biri olarak bazı çalışmalarım olmuştu.

Hafta sonları ve okul çıkışları ilçedeki tarihi mekanları ziyaret eder, öğrenmeye çalışırdım. Hatta bu işi fazla benimseyip o yıllarda tur rehberliği yapan arkadaşımın babası Haluk amcanın peşine takılıp Zeytinburnu Belediyesinden gelen misafirlerle ilgilenirdim.  Söğüt, rehberler tarafından misafirlere anlatılır, ardından o yıllarda yeni açılmış olan "Namlı konukevi"nde yemeğimizi yiyip günü sonlandırırdık.

 Söğüt’ün tamamını görmek için bir Söğüt minibüsüne binmeniz yeterlidir. Okul çıkışlarında Söğüt müzesinin karşısındaki dondurmacıdan bardaktaki mısırımı alıp ve minibüsün arka köşesine binip, Söğüt turu yapmanın hazzı paha biçilemezdi. Birçok kişi için sıradan olan bu eylem benim için bir hayli keyifliydi. Çarşıda bindiğim minibüs türbe, hastane, yüksekokul, Oğuzkent, kayılar güzergahlarıyla devam ederdi ve ben minibüse bindiğim yerde inerdim şoför görmesin diye de en arkaya otururdum. Eğitim dönemimde benim için çok keyifli ve motivasyon veren bu etkinliği de kimseye söylemezdim kulağa pek de mantıklı gelmediğinin farkındaydım.

Söğüt’te keyifli ve özel yerlerden biri de sınava hazırlanırken sıkça kullandığım Söğüt kütüphanesiydi. Söğütlü bir askerin kahramanlığı sonucu Abdülhamid Han tarafından Söğüt’e yapılmış olan Hamidiye Külliyesinin içinde olan bu kütüphane, hayatımda gördüğüm kütüphanelerin tartışmasız en tarihi, en otantik olanıdır. Söğütte öğrenci olmanın bir kıyağı da bu kütüphaneye sahip olmaktır. Hele bir de kar yağıyorsa mekanın verdiği hissi tarif etmem mümkün değildir.

Yolda yürürken önünden geçtiğiniz bir ev Rumlar ve Türklerin yıllarca içinde huzur ile yaşadığı, ayrılık zamanı gelince ayrılamadığı bir tarih sahnesini gösterebilir. Ya da Söğüt’ün arka sokaklarında yürürken tarihi ipek böceği fabrikasının zaman tünelindeki sesi kulağınıza gelebilir. Abartmak adına ya da süslü edebi cümleler kullanmak adına söylemiyorum.  Söğüt’e adım attığınızda emin olun tarih sizlere tanıklık edecektir.

Söğüt’te bana oldukça değişik gelen ve hayran olduğum asker ailelerine ev açma geleneğinden size bahsedeyim. Söğüt’te bir askeriye vardır. Yemin törenlerinde asker ailelerini ağırlayacak kapasitede otel olmadığından, belediye ve müftülük işbirliğinde Söğüt halkı asker ailelerine evini açar. Düşünsenize tanımadığınız birini sofranızda ağırlamak, konaklama desteğinde bulunmak müthiş bir kültürel eylem. Söğütlülerin ne kadar yardımsever ve elibol olduğunun göstergesidir.

Beni şaşırtan bir gelenek ise düğünlerdir. Söğüt’te kına geceleri iki kez yapılır ve kına gecesinden sonra çok renkli ve oldukça eğlenceli bir adet olan "tavuk toplama" yapılır. Kız tarafı  yani gelinin arkadaşları ve yakınları erkek tarafının evine tavuk toplamaya giderler. İsteyenin kılık değiştirebildiği, kızların erkek kılığına girdiği, erkeklerin taklitler yaptığı bu gece de türküler eşliğinde belli kapılara tıklatılır ve hane sahipleri gelin eşrafına pişmiş tavuk, börek ve içecek verir. Toplanılan tavuklar gelin evinde afiyetle yenilir. Bu eğlenceye hiç katılma fırsatım olmadı buradan Söğütlülere duyurulur. Tavuk toplamanıza davet ederseniz ikiletmeden gelirim.

Nohutlu mantısı, ekmek üzeri sürülen ev yapımı domates salçası ve taşfırın ekmeği ile de damak zevkimizde iz bırakan güzel memlekettir Söğüt. Kirazıyla, narıyla biraz nazlı kızıyla meşhur olan bu güzel yeri muhakkak görün derim. Söğüt’e ve Söğütlülere selam olsun.

Yazarın Yazıları