A. Raif ÖZTÜRK
  • 19/05/2023 Son günceleme: 19/05/2023 17:08
  • 2.705

Bu nasıl bir tevafuktur Yâ Rabbi? Bu nasıl bir misliyle cezalandırmadır? Bu nasıl bir “kurdukları tuzağı başlarına geçirme”… dir?

 

Siz Allah’ın yarattığı bir nimetini, çirkin siyasetinize malzeme yapmak için, depolardaki SOĞANIN bedelini fazlasıyla ödetip, sırf iktidarı yıpratma adına ÇÖPLERE veya ıssız yerlere döktürüp İSRAF ettireceksiniz de bunun bedelini ödemeyeceksiniz hâ!..

Bu güzîde Halk ve Cenab-ı HAKK, bunu yapanların yanına bırakır mı hiç?..

Şimdi de Soğan’ın ‘TEŞBİH tevafuku’ olan S.OĞAN’a muhtaç olup, geri kalan sermayenizi de S.OĞAN’I ikna etmeye harcayacaksınız. Neleri teklif ederseniz edin, iknâ etmeniz mümkün değil. Çünkü sizin ana umde ve ilkeleriniz ile S.Oğan’ın ve milliyetçi seçmeninin ana umde ve ilkeleri, taban tabana ters düşüyor.

O güzide seçmen, ana umde ve ilkelerinden asla taviz vermezler. Şayet S.OĞAN illüzyonist vaatlere tav olup, diğer bazı minik liderler gibi şahsî menfaatlerine kapılsa bile, bu milliyetçi seçmen kesinlikle onurunu ayaklar altına almayacak.

BURASI ÇOK ÖNEMLİ: Evet, S. OĞAN çok ciddi ‘BEKÂ SINAVI’ verecek. Havalara girip, Kırmızıçizgi olarak “Vatan hainlerinin ve TERÖRİSLTLERİN karşısında olma” İLKE ve kararlılığından asla caymamalı. K.K.’un illüzyonist ve hayalî vaatlerini kesinlikle RED etmelidir. Şayet yanaşırsa; kendi İLKE ve söylemlerinin (K.K. gibi) KURUSIKI olduğu ortaya çıkacağı için, HARAKİRİ ile intihar etmiş olacak. Hayal ürünü vaatlere tav olursa; milliyetçi seçmenini de, onur ve itibarını da kaybedecek. (Bu yazı 18.05.2023’te yazıldı.)

Çünkü illet İttifakı, S.OĞNAN’IN bu %5,17 oylarının tamamına muhtaç. Tekirdağ gibi kurumların ve kişilerin vicdansız davranışları, bu ihtiyacı çok daha arttırdı. Cumhur İttifakının ise hem sadece %1’e ihtiyacı olması, hem de vicdansızca kovulan, sövülen ve dışlanan depremzedeleri tekrar bağrına basmaları sebebiyle, bu ihtiyacı kolaylıkla halledecektir.

BİR BAŞKA İLGİNÇ KONU DAHA VAR:

Seçimin hemen sonrasında; birçok yakınını göçükler altında kaybeden, gayrimenkulleri ve menkulleri heba olup her şeye muhtaç ve mağdur olan depremzedelere reva görülen çirkin, sadist, vicdansız ve insanlık dışı davranışlar görmeye başladık.

Deprem bölgelerindeki seçmen, iktidarın hizmet, yardım ve desteklerinden gayet memnun oldukları için, kemikleşmiş partizanlıklarından vaz geçerek, bir nebze de olsa iktidara oy vermesi, bazı çevreleri ve kurumları çılgına döndürdü.

Tekirdağ belediyesi; 700 depremzedeyi, Ağustosa kadar barındıracaklarını üstlendikleri halde, geçerli hiçbir sebep ve mazeret yokken, seçimin ertesi günü “bundan sonra başınızın çaresine bakın” türünden, resmi bir duyuruyla dışlaması, hangi akla ve vicdana sığar? Bu dışlama olayı, hazımsız belediyelerden sadece biridir.

Depremzedelerin iktidara teveccühünü hazmedemeyerek; ağız dolusu küfürlerle hakaretler edilmesi, “bundan sonra size destek ve yardım yok!” “Sizin, kime oy verdiğinize bakıyoruz” şeklindeki zırvalamaları, hangi siyasetle bağdaşıyor?..

Bu taşkınlıkların en önemli sebebi ve SORUMLUSU, o çevrelerin beslendiği medyadır.

Bu malum medya sürekli yanlış ve eksik bilgiler vererek, izleyicilerini ve okuyucularını iktidara düşman ettiler. Kamera kayıtlarına göre, hükümet güçlerinin 05:55’te deprem bölgelerine ulaşmaya başlayıp, yarım gün içinde kurtarma faaliyetlerine başladıkları halde, o medya ve fetöcüler; sürekli “3 günde bile ulaşılamadı.”Hiçbir şey yapılmadı.” “Hükumet uyuyor, depremzede kaderine terk edildi” vs. hezeyanını pompaladılar.

Depremzedelere ve o bölgelere yapılan tüm hizmetlerin, hiç birisinden bahsetmeden, sürekli; zorunlu aksamaları manşet yaptılar. Diğer haber kanallarını dışlayıp, bunlardan beslenen izleyici ve okuyucu da elbette iktidara düşman kesilecektir

BİR BAŞKA İLGİNÇ OLAY:

Bu seçimdeki tercihler; eğer Tecrübe, Güven, Başarı ve LİYAKAT değerlendirmelerine göre yapılsaydı, SSK’yı batırmış, 10 kez seçim kaybetmiş, SÖZ verip her zaman tersini yapmakla ve sürekli iftiralar ve yalanlarla güvenirliliğini kaybetmiş bir adayın, karşısındaki liderin oy oranı, elbette %70'in çok üzerinde olmalıydı, olmadı, olamadı. Esas ilginç olan budur…

Çünkü bu önemli kriterlere göre tercih yapılmazsa, ülke mutlaka FELÂKETLERE sürüklenir.

Buna rağmen; vatanını ve bayrağını sevdiğini söyleyen, alnı secdeye gidebilen mü’min kişilerin de, FETÖ kışkırtmalarıyla, Yüce Dînimizin bütün mukaddeslerine cephe alan ve Vatanımızın ve Milletimizin menfaatine olan bütün yatırımları durdurup yıkacağını vaat eden, ülkemizi DIŞ ŞER güçlere peşkeş çekeceklere oy vermeleri çok ilginçtir.

 

En ilginç yönü de; İktidardan Peygamber kusursuzluğu beklerken, diğer taraftaki Ebucehil zalimliklerine, vatan hainlerine ve teröristlere kucak açmalarıdır.

Bunlara oy veren bazı dindar kişiler, kendi HAK dâvalarında sadakat gösteremediler. Mü’mine yakışır vakar ve haysiyetlerini ayaklar altına aldılar. Üç kuruşluk hayâlî dünya menfaatleri uğruna; hem dünya hayatlarını riske soktular, hem de Âhiret hayatlarını; Hûd, 113. Ayetin “..Zalimlere asla meyletmeyin, sempati bile duymayın. Yoksa …” ...diye devam eden tehdidine göre mahvedip Cehenneme çevirdiler.

Seçimin ikinci tura kalması; bu yanılgılar içinde olanlara, altın tepside sunulmuş bir fırsattır ve bir CAN simididir. Çok ciddi tövbeler edip, 2. Turda İmanına, aklına, vicdanına, basiretine ve vatanseverliğine yakışır şekilde oy vermeleri şarttır.

SON SİTEMİM, İKTİDARA:

Sebebi ne olursa olsun, aday yerleştirmelerde ve seçim bölgelerindeki ortaklık dayanışmalarında birçok hatalar yapıldı. “Genç aday diyerek çocuk yaştakiler; kucaklarında ONLARCA Projeleri olan ÜSTÜN kabiliyetlere tercih edilmemeliydi.

Ortaklık ve hatır-gönül için ve danışmanlarınızın hatalarıyla; Liyakat, Güven ve Tecrübe dışı bazı kararlarınız, birkaç bölgede tökezlemelere sebep olmuştur… Vesselâm.

Yazarın Yazıları