Büşra ŞEN ÇOBAN
  • 26/11/2023 Son günceleme: 26/11/2023 23:35
  • 5.963

Felsefe dünyasında bolca eleştiriye maruz kalmış, en baba filozoflar tarafından adeta hiçe sayılmış ve küçümsenmiş Sofistlerden bahsedeceğim.

Antik Yunan agoralarında diyar diyar gezip bilgiyi parayla satan, laf ebeliği yapmakla suçlanan Sofist filozoflar, Protogoras ve Georgias’tır. Rölativizm kavramının tesir ettiği felsefe yapma stilleriyle dönemin popülaritesini kazanmış görüşü irdeleyelim.

“Sofist” kelimesinin köküne bakıldığında “sofia” kelimesinden türediği görülmektedir. Bilgi anlamına gelen bu kelime günlük dilimizde dahi kullanılmaktadır. “Çok sofu adam kuranı ezberlemiş.” Cümlede görüldüğü üzere bazı dini gruplar sofu kelimesini, dinine çok bağlı ve dini bilgileri kuvvetli anlamında kullanmaktadır.

“Sofia” bilgi demek ise; çok bilgili olan, entelektüel olan bu filozoflar neden en baba filozoflar olarak bilinen Sokrates, Platon ve Aristotales tarafından eleştirilmişler.

Sofistler bilgiyi parayla satan gezgin öğretmenlerdi; Diyar diyar gezip bildiklerini para karşılığında aktaran sofistler, Retorik, hitabet ve temel manada siyaseti insanlara öğretmekteydi. Antik Yunan’da siyaset bilmek demek, yönetimde söz sahibi olmak demekti. Bu yüzden insanlar paralarını hatta varını yoğunu sofistlere verip bir umutla sofistlerden eğitim almaktaydı.

Başta Sokrates olmak üzere bazı filozoflar bilginin para ile satılması meselesine şiddetle karşı çıktılar. Sokrates’e göre bilgi gibi kutsal bir şey para ile basitleştirilemezdi. Bilgi ona beslenilen aşk ile ölümsüz kılınmaktaydı.

Aristophanes’in Bulutlar eserinde geçmektedir ki; Bir baba sofistlere son parasını vererek çocuğunu emanet etmiştir. Babanın isteği oğlunun güzel bir retorik öğrenip siyasetçi olmasıdır. Eğitimini alan çocuk babasının yanına dönünce siyaseti değil laf ebeliği yaparak babasını kandırmayı öğrenmiştir.

Sofistler: Mutlak bilgi yoktur, bilgi değişkendir; Herkesin doğrusu kendine gibi bir sonuca ulaşacak bir söylemle hareket eden sofistler, bilginin kişiden kişiye ve durumdan duruma değişeceğini bu yüzden mutlak bilginin olmadığını savunur. Sıcaklık Antalya’da yaşayan biri ile Antarktika’da yaşayan biri için farklıdır. Bu yüzden kavramlar konusunda uzlaşılamayacağını söyler. Rölativizm (Görecelilik) akımının temsilcisi olan Sofistler bilgilerin, kavramların kişilerin göreceliliğiyle mümkün olduğunu iddia eder. Protogoras’a göre “İnsan her şeyin ölçüsüdür” ölçünün insan olduğu yerde birçok fikir, birçok tecrübe, birçok duyum söz konusudur.

Sofistler bugün yaşasaydı; Bilgiyi para karşılığında satardı, belki de özel okulculuk yapardı. Ama adı üzerinde sofist ya eğitim camiasından daha karlı bir işe girerdi. Muhtemelen güzellik sektörüne girerdi. Güzelliğin kişiden kişiye değiştiğini iddia ederdi. Dönemin güzellik tabularını kırıp bolca da eleştiri alırdı. Sokrates gibi gelenekçi, kuralcı bir kesim tarafından eleştirilse de bunları pek de umursamaz parasını değerlendirmeye bakardı. Bir de unutmadan laf ebeliğini öyle güzel yapardı ki siyasete bile adım atmıştı. Siyasetin ne olduğunu bilmese bile retoriği onu kurtarırdı.

Sofistler bugün yaşasaydı muhtemelen malum partilerden milletvekili aday adayı olmuşlardı. Parayı da kırmışlardı. Şimdi sizce sofistler bugün yaşasa mıydı yoksa biz onların torunlarıyla yola devam mı edelim?

Yazarın Yazıları