Muharrem ERGÜL
  • 06/05/2018 Son günceleme: 06/05/2018 19:29
  • 10.377

Seçim sathı-mailindeyiz. Hayırlı olsun.

Her seçim, tabiatı gereği yeni dostlar ve yeni düşmanlar çıkarır ortaya.

Bir önceki seçimin dostları, bir sonraki seçimde düşman olup çıkarlar.

Ülkemizdeki siyasal yaklaşım üç aşağı beş yukarı böyle sürüp gider.

Oysa,
İsmet Özel'in Amentü şiirinin başındaki
"İnsan
Eşref-i mahlukattır derdi babam
Bu sözün sözler içinde bir yer vardı."

mısralarını okur dururuz da. Bunu hiç dikkate almadan, sıra seçim tercihlerine gelince hepimiz birbirimize saydırır dururuz.

Yokmu bunun bir orta yolu?
İlla ki bir tercih sahibi, farklı tercih sahibine düşman olmak zorunda mıdır? Her partili, kendi partisini kutsayarak, diğer partiliyi külliyen düşman olarak görürse, buradan nereye varacağız?

Sonra,
bu partiler,
hangi kızıl elmanın öteki yarısı ki?
Hangi ila-yı kelimetullahın bir elifi ki?
Hangi devrimcinin bir paydaşı ki?

O zaman,
Yarın karşımıza çıkacak ve utanacağımız söylemlerden kaçmak hepimize bir vebal değil mi?

Ayrıca, dün ağabey dediği insanlara bugün saydıranlar, bugün ağabey dediklerine yarın hiç şüphesiz katmerli bir şekilde saydıracaklardır.

İşte ve aman aman, bu anlayışta olmayalım.

Bugün kalemi kağıdı eline alıp, ona buna çemkirenler, dün çemkirdikleriyle yaptıkları işbirliğini unuttuk sanmasınlar.

Dün işbirliği yaptıkları insanları bugün ayet ve hadislerle karalamaya çalışanlar, bugün işbirliği yaptıklarını yarın aynı yöntemlerle karalamaya çalışacaklardır.

Bu tarz insanlar tanınır ve bilinirler. Onlara "eyyamcı" derler. Yani "günün adamı" yani "kifayetsiz muhteris."

Necip Fazıl'ın deyimiyle "ruh fukaraları."

Yazının başında size bir tavsiyem var dedim ya.
Tavsiyem şu.
Bunları tanıyın ve uzak durun.
Atalar sözüdür bilirsiniz.
"Büyük lokma yeme. (ye değil yemedir doğrusu)
Büyük konuşma."

Büyük lokma yiyip büyük konuşanlara karşı dikkatli olun.

O zaman,

Siyasi yaklaşımlarımızda ve söylemlerimizde alabildiğince dikkatli davranmamız gerekir.
Büyük büyük laflardan mütevazı söylemlere daha çok itibar etmemiz gerekir.

İş siyasi parti tercihine gelince çok daha hassas davranmak yakışır bize.

Kendi partimizi ve programımızı anlatırken, başka partileri rencide etmemeye çalışacağız.

Hatta farklı siyasal tercihi olan insanların kalplerini kazanacak söylemlerde bulunmaya özen göstereceğiz.

Liderler düzeyindeki söylemleri ve siyasi davranışları toplumda ayrıştırıcı bir etken olarak değerlendirmemek gerekir.

Çünkü bizler,

Aynı sokakta aynı mahallede iç içe yaşayan insanlarız.

Tasada ve sevinçte birlik ve dirliğe zarar verecek ötekileştirme üslubundan uzak durmamız gerekir.

Yazarken, çizerken ve konuşurken, kardeşlik ve birlik duygularımıza zarar vermemeliyiz.

Demokrasi ile yönetilen ülkelerde siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez kurumlarıdır. Onlarsız demokrasi olmayacağına göre, siyasi partileri bir ağacın dalları olarak görmeli ve hepsini bir realite olarak kabul etmeliyiz.

Farklı siyasi parti mensupları birbirlerini hasım değil hısım olarak görmelidir.

Sokaklarda mahallelerde mevzi kazım birbirimizi boğazlama devri çok gerilerde kaldı. Yeniden o noktalara dönecek tavırlardan uzaklaşmalıyız.

"Maksat huzur ve barışsa
Maksat daha çok refahsa
Maksat adaletse
Maksat demokrasi ise
Maksat kardeşlikse
"

"Gelin birlik olalım. İşi kolay kılalım"

Düşmanca bir anlayıştan, rekabetçi bir siyasi anlayışa geçmeye çalışalım.

Unutmayalım ki,

Anadolu'yu vatan yapan bizlerin düşmanı çok, düşmanın tuzağı da çook.

Ancak,
Onlara karşı, bu toprağın çocuklarının da tuzakları bozacak feraseti çok.

Hem kifayetsiz muhterisleri tanıyalım.

Hem bizi birbirimize kırdırmaya çalışanları tanıyalım.

Hem maske takanları tanıyalım.

Hem dostları tanıyalım.

Bütün bunları yaparken de

Önümüzdeki seçimlerin bir barış şenliği içinde geçmesine gayret gösterelim.

Ezcümle tavsiyem de budur.

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz