Muharrem ERGÜL
  • 20/05/2023 Son günceleme: 20/05/2023 22:34
  • 7.147

Hatırlarsanız, ilkokul kitaplarımızda bile yazardı o klişe cümle.

"Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır" diye.

Bu cümleyi çocuk belleğimize adeta nakşetmiştik.

Öyle ki, çocukluğumdan beri dinlediğim her siyasi lider de aynı klişe cümleyle konuşmasına başlardı.

"Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır" ve sonra devam ederlerdi.

"Siyasi partiler toplumun sesi, demokrasi kültürümüzün birlik ve beraberliğimizin temelidir" diye.

Peki gerçekten öyle mi?

Öyleyse bugünkü siyasi partilerin yaklaşımını nasıl anlayacağız?

Bu düşmanlık ve ötekileştirmeyi nereye koyacağız?

Toplumunun yarısının, diğer yarısını şeytanlaştırmasını nasıl tanımlayacağız?

Peki nasıl olda da, hısım olan siyasi kompartmanlar ve o kompartmanın sakinleri birbirlerine hasım oldular?

Niye bir partili, diğer partiliyi düşman olarak görüyor?

Niye seçimi bir demokrasi şöleni gibi değil de bir cephe savaşı olarak görüyoruz?

Sahi bize ne oldu?

Oysa, siyaset bilimi ve siyasi partiler toplumdaki kamplaşma ve kutuplaşmanın aracı değil, toplumu kaynaştırmanın harcı olmak için vardırlar.

Siyasete biraz da bu gözle bakmamız gerekir.

Renklerimiz farklı ama aynı toprağın çocuklarıyız.

Aynı geleneğin ve coğrafyanın adı, adımızdır.

Siyasi rekabet ve üstünlük yarışını kirletmeden sürdürmenin mutlaka bir yolunu bulmalıyız.

Başta siyasi partilerimizin liderleri ve siyaset yapan her kademedeki dostlarımızın siyasi savaşa dönüştürmeden sürdürmeleri gelecek nesillerimize örneklik teşkil edecektir.

Yoksa, o bana bir dedi, ben ona beş diyeyim üstüne üstlük bir de hakaret edeyim anlayışı kimseye fayda sağlamaz.

Geçici siyasi başarıları kalıcı hale getirmenin yolu birlik ve beraberliğimizi sağlayacak bir dil ve üslupla kazanılacaktır.

Yoksa, siyaset benim partime oy verenler dost, vermeyenler düşman demek değildir.

Eni konu seçim olur, biter. Hayat devam eder.

Aynı ailenin fertleri farklı siyasi partilere oy verirler ama aile hukuku aynen devam eder.

Ülkemizi de bir aile olarak düşünün ve ona göre davranışlarınızı şekillendirin.

Biz büyük Türkiye ailesiyiz diyin. Siyaseti ve seçimi öyle görün. Partilerinizin farklı olması kardeşliğine zarar vermesin.

Çünkü ne diyorduk?

"Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır"

Demek ki, siyasi parti ve partililer olmadan demokrasi olamıyor.

"O yüzden öteki siyasi parti niye var?" sorusu yerine "iyi ki öteki siyasi partiler var" demeli ve bunu yaygınlaştırmalıyız.

Hatta, usta şair Necip Fazıl Kısakürek bırakın siyasi partilerin varlığını, düşmanının varlığından bile ders çıkarılması gerektiğini dizelerinde nasıl anlatıyor:

"Ey düşmanım,
Sen benim ifadem ve hızımsın.
Gündüz geceye muhtaç,
Bana da sen lazımsın."

Oysa biz ne yapıyoruz?

Sırf farklı bir siyasi anlayışta diye düşman belliyoruz. Şairin düşman diye nitelediği farklı düşüneni ise dipsiz kuyulara atıyoruz.

Hepimizin "batsın böyle siyaset" demeden siyaseti bir hizmet yarışı olarak görüp parti sevgimizi vatan sevgimizin üzerinde görmemeliyiz.

Siyaset partiler aracılığıyla ülkeye hizmet etme yarışıdır.

Yoksa siyaset ne savaş, ne de beka sorunudur.

Seçimler yoluyla kim kazanırsa kazansın, yeter ki ülkemiz kaybetmesin.

Ne diyorduk?

"Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır."

Kalın sağlıcakla...

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz