Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 30/07/2019 19:43
  • 21.544

Gün geçmiyor ki, her şey yolunda giderken, istikrarı bozacak bir gelişme olmasın. Beykoz hiçbir dönemde bu kadar istikrarsız, bu kadar alengirli siyasi yalpalanmalar yaşamamıştı.

Beykoz hiçbir dönemde bu kadar istikrarsız, bu kadar alengirli siyasi yalpalanmalar yaşamamıştı. Şimdi de başımıza “kelle avcıları” çıktı. Ama bu avcılar, “suçları belgelenmiş ve akabinde başına ödül konmuş suçluların” peşinde koşan “kelle avcıları” değil. Bunlar, siyasi kelle avcıları. Kişisel duygularıyla etki oluşturmaya çalışan, ihtiyaçtan değil de sırf sahnede olmak adına hayallerle yaşayan, küçük gruplarının bekası için perde arkasında oynanan oyunların baş aktörü olma hevesiyle yaşayan “siyasi kelle avcıları.”

Siyasette ilkeyi en fazla önemseyen toplumlardan biri olan Beykoz halkı, bu alanda anılanların deşifre edilmesini hep takdirle karşılamış ve topluma faydalı olmayı değil de, toplumun sağladığı imkanları kendisi için kullananları siyaset mezarlığına gömmüştür.

Bu çetrefilli manevralarını, ucuz politikalarıyla meşrulaştırmaya çalışan, bunu yaparken de kendi kendisiyle çelişen ilkesiz güruh, arkalarında bıraktıkları izlerden yarın kendilerinin yürümek zorunda olacağının farkına bile varamadan “gerçek avcılar” tarafından hep avlanmışlardır. Bunu anladıklarında ise, bitmiş siyasi hayatlarıyla birlikte, Beykoz halkının onlardan daha akıllı olduğu gerçeğiyle yüzleşeceklerdir.

Bu avcılara her dönemde rastlamak mümkündür. Çünkü “onur” nasıl ki insanoğlunun fıtratında varsa, aksi de geçerlidir. Kendi yeteneksizliklerinin utancıyla; güzel işler yapan, Beykoz’un gelişmesine katkı koyan, bayram seyran demeden gece gündüz çalışan ve üzerlerindeki yükün ağırlığıyla çoluk çocuğunu bile unutanları kurban seçenlere soruyoruz; İktidarın gücünü kullanarak, kendinize çalışmaktan, bölgeye gelen milletvekillerinin peşinde dolaşmaktan başka Beykoz için ne yaptınız?

Evet, toplum size bu soruları soracak ve kendi menfaatleriniz dışında bir çivi dahi çakmamış olmanızın utancını boynunuza asacak ve sizi yıllarca; Beykoz’un birçok fırsatını sabote eden “kelle avcıları” olarak anacak.

Kellesi istenen kişileri yıpratmak adına oynanan çirkin oyunların gün gelip bu satırlarda okunacak olması tarihin bu günleri kaydettiğinin delilidir.

Ancak anlaşılamayan bir nokta ise, kişileri kurum üzerinden yıpratma girişimleridir. Hiç kimse eleştirisini isimler üzerine bina edemezken, kişiyle özdeşleşen kurum üzerinden oynanan çirkin oyunlar ısrarla sürdürülmektedir. Kurumlar üzerinden patrona en yakın isimlere markaj uygulanması ise patronun kellesinin alınmak istendiğine işaret etmektedir.

İlkeli durması gerekirken, ekibini kontrol noktasında zafiyet yaşayan, ne yapsam da etkinliğimi arttırsam hesaplarıyla kasap gibi ortada dolaşarak, komplekslerinin ağırlığı altında ezilen, siyaseti geçmişte olduğu gibi bugünde ayak oyunu olarak görenlerin derhal kendi alanlarına çekilmeleri gerekmektedir… Aksi takdirde yaklaşan 2007 seçimleri öncesi elde olan pirincin ayıklanmasında güçlük çekileceği gibi, dost olduğu düşünülen birçok kişinin düşman safında olduğu görülecektir.

Dost Beykoz olarak bu kelle avcılarına diyoruz ki; “Belgesi olan yargıya gitsin.”  Yargı bile bu teşkilata sizin verdiğiniz zararı vermez”. Nemalanmak için başka kapıya gitmek zorundasınız çünkü Beykoz’un parası yok. Siyaseti ayaklar altına alışınızı şaşkınlıkla seyrediyoruz. Ancak, eminiz ki aranızda bulunan dürüst ve ilkeli arkadaşlar sizlerin bu tutumlarına alet olmayacak ve saltanatınızı bitireceklerdir. Kaldı ki sizler gibi siyasetçilerin ömürleri kelebeklerden daha kısadır.   

Belki bu süreçten sonra kurdun ağzına kuzu vermekten zevk alanlarda masaya yatırılacaktır… İşte o zaman esas kıyamet kopacaktır… Öyle ya, ekibini bir çırpıda atan patron için ne söylenebilir. Oysaki patron bu yolda yalnız yürümemiştir.

Selam ve Sevgi İle...

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz