Sinan KAVRAKOĞLU
  • 06/01/2020 Son günceleme: 06/01/2020 11:02
  • 11.727

Yazımın başlığından da anlayacağınız gibi Beykoz Doğal SİT’tir. Hem de birinci derecede.

Belediye Başkanı bunu yeni anlamış olacak ki dokuz aydır görevde olmasına rağmen ilk defa kısa bir süre önce gerçekleşen Çavuşbaşı’ndaki Halk Meclisi Toplantısı’nda bunu dile getirdi.

Hal böyle olunca haliyle çivi de çakamamalı insan değil mi? Yani boru değil, SİT bu SİT!

Bizim Beykoz garip bir yer. Yasalara acayip bağlıdır yöneticilerimiz. Ama bir farkla! Beykoz’un gerçek sahipleri söz konusu olduğunda geçerlidir ve son derecede de radikaldir bu bağlılık. Adeta adanmışlık gibi... Ama söz konusu Beykoz’u yüreğiyle sevmeyenler olunca bu SİT’i kimse iplemez. Yöneticiler bir anda gevşer, imkânsızlar rutine döner. Mantar gibi binalar, villalar hatta ormanlar kesilerek yapılıverir.

Açayım efendim...

Yıllardır söylenegelen ve en son Belediye Başkanı Murat Aydın’ın sarıldığı “Beykoz SİT, çivi bile çakamazsınız” klişesi! Bu klişe Murat Aydın gibi Zeytinburnu’dan gelme bir profesyonel için yeni olabilir, lakin biz bunu “SİT elimizi kolumuzu bağlıyor. Hükümet, cumhurbaşkanlığı, Büyükşehir, her şey bizim kontrolümüzde de olsa hiçbir şey yapamıyoruz yahu!” sosuyla neredeyse kırk yıldır dinliyoruz. Anlaşılan bir dört yıl da Murat Aydın’dan dinleyeceğiz!

Beykoz garip yer dedim ya dostlar. Mesela SİT! SİT’tir dedik ama bu SİT garip gureba için geçerlidir. Diğer tüm yasalar gibi.

Gidin Kavacık’a, gidin Çavuşbaşı’na, ya da afili isimleriyle, korunaklı duvarlarıyla apayrı dünyalar olan dört yanımızı sarmış sitelere gidin! Buralara SİT onarca yıldır hiç uğramamıştır! Paşa gönülleri ne istiyorsa yaparlar. Mesela, Kavacık’ta oturduğum caddede son altı ayda dört bina yapıldı. “SİT’tir!” diyeceksiniz biliyorum ama değil efendim! SİT olsa yapabilirler mi?

Mesela Mahmut Şevket Paşa’da haberini de yaptığımız yıkım. Vatandaş yüz yıllık tapulu evini güçlendirme ve tadilat altında aynı şekliyle hem de Belediye Başkanının beyanlarına güvenerek, izinlerini alarak tekrardan yapıyor.

Düşünün tek katlı ev yüz yıllık, anılar sonsuz... İmar barışına başvurmuş, ödemesini de yapmış.

Belediye dâhil bütün ödemeler(!) için yüz elli bin lira müteahhide vermiş. Yahu bu adamcağız emekli be! Belki de bütün birikimini dökmüş. Yani hayatını dökmüş!

Yapı kontrol gelmiş, gitmiş sorun yok. Yani bir nevi inşaat Belediye yapı kontrol müdürlüğünün denetiminde ilerliyor. Kimsede çıt yok. “Çelik konstrüksiyon olacak” denmiş, adamcağız “tamam” demiş.

Binaenaleyh, ev bitmiş... Hazreti Yapı Kontrol yetkilileri gelmiş, ellerinde metreyle. Tayyip Erdoğan’ın 18 senedir yıkmaya çalıştığı o aşağılık, tepeden bakan rezil ifadelerle ölçmeye başlamışlar. “Balkon niye verdiğimiz ölçüden büyük oldu ülennnn” diye basmışlar fırçayı adamcağıza. Yahu bu adam hafız! Üstatlar hafızların yanında onlardan yüksekte bile oturmazmış. Bizim utanmazlar fırça atıyor!

Sonra mı? Vatandaş bir gün sabahın erken ışıklarında gürültülerle uyanır. “N’oluyo acaba?” diye camdan bakınca ne görsün. Belediye görevlileri iş makineleriyle adamın bahçesine izinsiz girmiş ve vatandaşın evini yıkıyor.

Ne dese dinletememiş, Başkan talimatı vermiş ev yıkılacak! “Yahu balkon birazcık büyük oldu demiştiniz, balkonu yıkın bari!” Tebligat yok! Uyarı yok! Başkan emretmiş yıkılacak! “Bari durun da işe yarar şeylerimizi alalım evden” demişler ona bile müsaade etmemişler. Kenarda duran çimento torbalarını bile parçalamış utanmazlar!

“Belediye Başkanı Murat Aydın seçimden hemen önce oyumuzu istemek için kapımıza kadar geldi. Yüz yıllık evimizin içler acısı durumunu kendisine anlattık. “Tadilat İçin elbette izin vereceğiz, işinizi kolaylaştıracağız” diye bize söz verdi. Bu muydu verdiği söz! Bunu gâvur yapmaz!” dedi ama dinletemedi. Geriye kalan paramparça umutlar ve kocaman bir hayal kırıklığı!

Sonuçta Murat Aydın “tabi ki bu şekildeki tadilatlarınıza destek olacağız” dediği bu vatandaşın 100 yıllık tapulu evini sabahın ilk ışıklarıyla başına yıkmıştır. Burada sizlere sadece şu soruyu sorayım; Ali Zengin’den Yücel Çelikbilek’e kadar hangi belediye başkanı bu zulmü Beykozluya reva görürdü? El cevap, hiç biri... Murat Aydın ve ekibi Beykozlu olmamanın avantajını Beykozlulara karşı acımasızca kullanıyor. Zira kafasını kessen Beykozlu hiçbir yetkili böyle bir yıkama asla müsaade etmez, onay vermezdi!

Biz geçmişte yıkım için gelenlerin önünde duran belediye başkanları, parti ilçe başkanları gördük bu ilçede. Ama böylesini ilk defa görüyoruz. Diyorum ya Murat Aydın tipi Başkanlık Sistemi tam da bu işte! İşine geldi mi SİT’tir, işine gelmedi mi ne demek paşam!!!

Filhakika yukarıda da ifade ettiğim gibi SİT Beykoz’da böyle keyfi uygulanır. Yani parana ve gücüne göre SİT’e takılırsın. Gücün yoksa “SİT’tir!” derler, yaptırmazlar.

Beykoz’un son on beş yılına damga vuran AK Parti belediyeciliğini doğrularıyla-yanlışlarıyla tartışabilirsiniz. Ama hiç bir zaman vatandaşa bu kadar Vandallık yapılmamış, bu kadar tepeden bakılmamıştır. Beykoz’un gerçek sahiplerinin başına evleri yıkılmamıştır.

Zeytinburnu’lu Murat Aydın ve ekibi ne zaman Beykozlu olur bilmem. Bildiğim bir tek şey var bu vandallıkları daha çok göreceğiz!

Yazarın Yazıları
Yorumlar (2 Yorum)

Murat Ay (5 yıl önce)

Ağzına yüreğine sağlık çok güzel ifade etmişsiniz Tebrikler... Beykozluyu beykozlu anlar . Efendim kaymak donduramdaki mesire ormanı kesip NUN okulları yapmadılar daha bir sürü var bunlara SİT tir diyen olmadı yazık herşey ortada.artik garibana karışmayın kimse sizden imar filan istemiyor insanlar şuan şu hâliyle bırakın yeter

Murat sakal (5 yıl önce)

Güzel yazı olmuş Sinan Bey

Yorum Yaz