Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Sevgiliyle nasıl bir yılbaşı?

Yılbaşı öncesi, bir Hristiyan vatandaşa soruldu: Yılbaşını ve Noel’i, nerede ve nasıl kutlayacaksın? Cevabı çok ilginç ve âdeta bizlere tokat gibi:

-Ben artık Yılbaşı ve Noel kutlamıyorum. Çünkü artık Müslümanlar, bu konuda Hristiyanlardan çok daha MERAKLI hâle getirildi.

Maalesef bu tespit, çok doğru değil mi?

PEKİ, NOEL ve Yılbaşı NEDİR?

ÖZET CEVAP: Roma İmparatoru Büyük Konstantin, Putperest iken Milâdın 313 senesinde Hıristiyanlığı kabul etmişti. Putperestlikten birçok ritüelleri de Hristiyanlığa soktu.

Güneşperestlik kültüyle, Mitra kültünü Hristiyanlıkla birleştirmiş, böylece onun zamanında Noel ortaya çıkmıştı. 

Hz. İsa’nın doğum günü kesin olarak bilinmediği için, ilk Hıristiyanların Hz. İsa’nın doğumunu kutlamıyorlardı. Katolik dünyası, sadece 25 Aralık gecesini kiliselerde ayinler yaparak geçirmektedirler. Kiliselerde ise ne ayinler yapılmakta, ne de o gece bir takdis yapılmaktadır. Papazlar da 31 Aralık akşamı; kutsanmış şaraplarını içmekte ve sızmaktadırlar.

Hz. İsa’nın (hâşâ) kurtarıcı tanrı olduğuna inanan (diğer bâtıl) Hristiyanlar da, Hz. İsa’nın 25 Aralık’ta doğduğunu kabul ettiler. Sonunda bu geceyi miladi yılbaşı ve Noel olarak her sene kutlamaya başladılar.” (Bkz.: Yeni Rehber Ans.)

Oysa Hz. İsa (hâşâ) içki içmeyi, domuz yemeyi, kumar oynamayı veya çam kesmeyi, bir Peygamber olarak, ASLA tavsiye etmez ve edemez.

Bu onların problemi, fakat Müslümanlara ne oluyor da Yılbaşı ve Noel kutlamalarında, Hristiyanlardan çok daha MERAKLI oldular?  

ÖZET CEVAP: Türkiye’de Hıristiyan nüfus çok az olduğundan, yakın zamana kadar yılbaşı kutlamalarına itibar edilmiyordu. Ta ki TV. Yayınları başlayınca, ülkemize bulaştırılmış oldu.

  • Maalesef halkımız da bilinçsizce, kendini bu girdabın içerisine bırakıverdi…

Yılbaşı akşamında kuruyemiş, meyve ve belki de o gün hindi ve yaş pastasıyla, kendilerince mâsumane hazırlıklar yaparlar. Daha da ileri gidilerek, güzelim çam ağaçları, bu uğurda kesilip yok ediliyor. Gazinolarda içkiler içilip, körkütük sarhoş oluyorlar.

Maalesef Devlet ricâli de hâlen bu girdaptan kendisini kurtaramadı. Yılbaşı sabahları, masum Güvenlik güçlerimize, sarhoşları evlerine taşıtarak hizmet ettiriyor.

Oysa Dünyanın en doğru sözlüsü Olan Hz. Muhammed SAV bizleri; “Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.” (Ebû Dâvud, Libâs, 4/4031.) ..diye uyarmamış mıydı? Yani kabirde ve Mahkeme-i Kübra’da, onlar gibi muamele görülecek.

Üstelik de Sevilmeye en lâyık olan Yüce Rabbimize her gün, 40 küsur defa; “…Yâ Rabbi Yalnız Sana ibadet eder, yalnız senden Yardım dileriz. Bizi Doğru yola, kendilerine Nimet verdiklerinin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapıkların (yoluna) değil.” (Fâtiha, 3-7.) ..diyerek namazlarda söz vermiyor muyuz?..

  • Peki, bu tezat niye?

Yüce dinlerini tahrip ettikleri ve böylece sapıttıkları için Kur’ân-ı Kerim gönderilmedi mi? Şuurlu bir Müslüman; onların sapıklıklarını nasıl taklit edebilir ki?

“Milli” denilen Piyango HARAM olduğu halde, domuz eti yemeyen birçok Müslüman, bu haram girdabına kendini niçin kaptırıyor?

Yüce Rabbim bizleri de, yetkililerimizi de ilah eyleyip, bu girdaptan ve acı akıbetten kurtarsın… Âmin.

  • En SEVGİLİYLE (Yüce Yaratıcıyla), BU GECEDE NELER YAPILMALI?
  1. Her gece nasıl davranılıyorsa, o gece de aynı davranılmalı. Kuruyemiş ve benzeri şeyler, o gün yerine başka bir güne ertelenmeli.
  2. Bizleri yeni bir seneye kavuşturan Yüce Rabbimize, çok çok şükürler edilmeli ve âhir zaman fitnelerinin tozuna bile bulaştığı için, tövbe ve istiğfarlar edilmelidir.
  3. Geçen sene içinde yapabildiklerinin ve yapamadıklarının Muhasebesi yapılmalı. Kavuşturulan yeni senede, Yüce Rabbimizin insanlık ve İslâm Âlemine Hayır ve Bereketler lütfetmesi için DUÂ ve NİYAZLARDA bulunulmalı.
  4. Ülkemizde son yıllarda, 11.01.630 olan Mekke'nin fetih tarihi, 10 gün önceye çekilerek Miladi 31 Aralık/ 1 Ocak'ta kutlanmaya başlandı. Allah cc rızasını tahsil maksadıyla, bu kutlamalara da iştirak edebilir.
  5. Müslüman için Yılbaşı; kamerî Muharrem ayının 1’idir ve 2025 Yılı için, 26 Haziran 2025’tir. 

Evet, Müslüman SEÇİCİ olmalı. Kuru bir yaprak gibi, her esintiye kendisini bırakmamalı.

Her yılbaşından önce personeline, aile efradına ve tüm sevdiklerine BU GERÇEKLERİ mutlaka anlatmalıdır. Veya en azından, bu yazı paylaşılmalı.

Ta ki bu gafletler, sizlerin sayenizde asgariye indirilsin.

Aksi halde, maalesef Vebal altındayız… Vesselâm…

NOT:

Müceddid-i elf-i sani İmam-ı Rabbani Hazretlerinin, Mektubat’ında, “başka dine mensup olanların bayramlarını, taklit edip kutlamanın bize vereceği zararlar da çok açık” bir şekilde izah edilmektedir…

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir adet yorum var

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER