Talip ERCAN
  • 07/08/2018 Son günceleme: 07/08/2018 10:55
  • 8.467

Yahya Kemal Beyatlı’nın en sevdiğim şiiridir o…

Yani “Sessiz Gemi” can sıkıntısının had safhaya vardığı anlarda nedense hep o şiir ve de Hümeyra tarafından seslendirilmiş müzik parçası çınlar kulaklarımda…

Evet, Dostlar, Beykoz’dan hemen her gün nice sessiz gemiler kalkmakta… Demir Alma vakti gelen nice gemi kalkar ve meçhule gider… Bu gemi öyle bir gemidir ki seferinden geri dönene rastlanmamıştır…

Şiirin üstatlarından olan ünlü şair ölüm yolculuğunu ne de güzel, saf, yalın hali ile dizeler ile buluşturmuş. Bir gün hepimiz o gemiye mecburen bineceğiz… Çıkılacak o yolculukta yanımızda sevap ve günahlarımız, iyilik ve kötülüklerimiz de gelecek. O halde gemi limandan kalkmadan hazırlıklarımızı çok iyi yapmamız gerekmekte.

Beykoz ilçemizden de her gün nice sessiz gemi kalkmakta… Nice yolcular meçhule gitmekte… Maalesef ki maalesef her geçen yıl insani duygularımızı, bütün iyi huyları da kaybetmekteyiz… Toplum olarak, mutsuz, huzursuz, sıkıntılı, kendinden başkasını düşünmeyen, hırslı, kibirli, bencil, dedikoducu, kıskanç hallere büründük.

Üstüne üstelik bu halleri eskiden içimizde yaşarken, ya da etrafımıza fazlaca yansıtmamaya gayret ederken, şimdilerde sanal âlemlerde akıt duruyoruz. Sosyal medyaya bakıldığında hep bir isyan hali, hep bir laf dokundurma hali var… Yalnız muhataplar ise ısrarla yazılmaktan imtina edilmekte. Ne diyelim… Toplum olarak deşarj olma halimiz bu oldu demek…

Beykoz İlçemizdeki bu değişim rüzgârı iyiye alamet değil… Olumlu düşünen insan sayısı her geçen gün azalıyor. Herkesin birisi ile derdi var… Babanın oğlu ya da kızı ile eşlerin bir birleri ile arkadaşların karşılıklı, sosyal yaşamda artık iyiden iyiye etki etmeye başlayan sivil toplum kuruluşlarının birbirleri ile gizleme, saklama hali düşünülmeyen sıkıntıları var.

Beykoz ilçesinde maalesef nitelikli insanı, yetenekli sakini görmek mümkün olmuyor. İlçenin fiziki konumu ile adeta bir “Altın Yumurtlayan Tavuk” olarak görülmesi de işin bir başka sıkıntılı yanı.

Ne ilçe tanıtımında, ne sosyal aktivitelerde istenilen seviyelere gelemiyoruz. Herkes ve her kurum, her sosyal grup kendi içinde kaba tabiri ile “Lay lay lom” bir hayat sürmekte. Bu görüşümü işini hakkı ile yapanları istisna tutarak sunmaktayım.

Belki daha önce de yazmışımdır, bu ilçede daha Riva’daki Plajları, Yüşa Tepesini, Anadolu Kavağı’ndaki Yoros Kalesini (Mezarlık yapıldı da son yıllarda burasını mecburen keşfedenler çıktı), Polonezköy’ü, Mihrabat Korusunu, Fatih’in Yadiğarı Otağtepe’yi, Hıdiv Kasrını gezmemiş binlerce kişi var.

Beykoz’u yönetenler özellikle de ilçe belediyesi yıllardır, Çanakkale, Konya, Edirne, Bursa vs gezileri düzenliyor, düzenlemesine de yukarıda ifade ettiğim Beykoz’un gezilecek köşelerini bilmeyen binler var. Beykoz’u bilmeyen, Beykoz’u yaşamayan bir nesil yetişmekte. O kadar sahili varken yüzme bilmeyen binlerce insan yaşamakta bu belde de.

Toplum üzerinde hep bir baskı hali var… İnsanlar evim ne olacak korkusu yaşamakta, “Buralarını bizlere bırakmazlar” diyen insanların sayısının ise haddi hesabı yok. Oysa hayatın anlamını fark edemeden, yaşayamamış, mutsuz yığınlar için hemen her gün Beykoz Limanından sessiz gemiler kalkmakta, rotaları meçhul, yolcularının günah heybeleri de dolu mu dolu… Siz, siz olun o gemi için şimdiden sıkı bir hazırlık yapın derim…

Sessiz Gemi

Artık demir almak günü gelmişse zamandan

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;

Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,

Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!

Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;

Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,

Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.

Yahya Kemal Beyatlı

Yazarın Yazıları