A. Raif ÖZTÜRK
  • 17/11/2020 Son günceleme: 18/11/2020 19:26
  • 3.761

Bu yazı başlığındaki iddianın doğruluğunun, yani sizin de benim de şu varlık âleminde bir ‘HİÇ hükmünde’ olduğumuzun, şu yazı dikkatlice okunduğunda, iyice idrak edileceğine inanıyorum…

Ben; ticari açıdan iki mağazası bulunan bir esnafım ve şu hayatta bir hiç hükmündeyim. Siz; ister bir akademisyen olunuz, ister bir öğrenci, öğretmen, doktor, ister bir general, ister bir bakan, sanatçı, futbolcu veya B.Ş. Bl. Başkanı, isterseniz onlarca, hatta yüzlerce fabrikaları olan bir fabrikatör olunuz. Siz de bir hiç hükmündesiniz. Nasıl mı?...

  • Hemen arz edeyim: Kendinizi ve malvarlığınızı, önce İstanbul çapında mukayese ediniz. İstanbul’daki DEV firmaların yanında epey küçüldünüz, değil mi?

Tüm Türkiye’deki Dev firmaların yanında mukayese ediniz. Elbette daha da küçüldünüz.

Japonya’dan-İngiltere’ye kadar Asya ve Avrupa kıtalarındaki dev Holdinglerin yanında ise iyice küçüldünüz. Tüm dünya üzerindeki dev Holdinglerin yanında ise tamamen küçüldünüz.

Bu hâlinizle ve dünyada “varlıklı bir kişi” olarak, şu dünyanın; Güneş sistemi içindeki yerini ve konumunu da düşününüz. Sadece sen değil, dünya bile küçücük kaldı, değil mi?

Yani Samanyolu Galaksisinin içindeki Avcı kolunda bunulan milyarlarca dev yıldızların arasında, Güneş sisteminin yerini bile gösteremiyorsunuz. Hatta burada, uçsuz bucaksız okyanusları ve birçok yeri keşfedilmemiş 7 kıtaları bulunan dünyanın bile, hiç bir esâmesi görülmüyor. Diğer devasa ve milyarlarca Gökada ve galaksi kümelerinin yanında Samanyolu Galaksisinin bile esamesi okunmazken ve Güneş sistemi ve senin şu koca dünyan akla bile gelmezken, senin yerin, konumun ve cürmün ne kadar acaba?...

  • Şimdi de MAKRO âlemde biraz temaşa edelim.

Uzay bilimcileri tarafından Evren’de en az 300 milyar Gökada, galaksi ve her gökada da en az 200 milyar yıldız olduğu söyleniyor. Bu durumda evrendeki yıldız sayısı: 20 000 000 000 000 000 000 000’un üzerinde olduğu hesaplanıyor. Bu sayıyı okumaktan bile âciziz.

  • Bu kadar yıldız içinde de Binlerce DEV YILDIZ olduğu biliniyor. Bu dev yıldızların içinden biz sadece birisini hatırlayalım:

Kâinatın içindeki dev yıldızlardan birisi, UY Scuti adlı yıldızdır.

En iyi bildiğimiz Güneşin büyüklüğü ile mukayese etmeden önce, Güneşin büyüklüğünün Dünyanın 1 300 000 (BİR MİLYON ÜÇ YÜZ BİN) katı büyüklükte olduğunu hatırlayalım.

Bu UY SCuti yıldızının büyüklüğü ise, Güneşin çapının tam 1758 katı olup,

Çapı = 2 460 000 000 (İki Milyar dört yüz altmış milyon) Kilometredir.

Daha iyi anlaşılması için; 1000 Km. hızla giden süper bir uçağı düşünelim. Bu uçakla o yıldızın etrafını tam hızla dolaşmaya kalksak, 80 senelik insan ömrü yetmeyeceği gibi, 100 sene de geçse yarım turu bile tamamlayamayacağız. Yani tam 280 sene sürecekti…

(2 460 000 000: 24 Saat 102 500 000 Km.:365 Gün=280,822 Sene.)

Bu UY SCuti yıldızının büyüklüğü hacim olarak düşünüldüğünde ise bu yıldızın içine 5 000 000 000 (BEŞ MİLYAR) Adet Güneş sığdırılabileceği hesaplanıyor.

  • Şimdi anladık mı tek bir dev yıldızın sadece büyüklüğünü. Oysa Kâinatta SEPTRİLYONLARCA yıldızların içinde binlerce dev yıldızlar bulunduğu keşfedilmişti.

Böylesine dev yıldızların binlercesinin bulunduğu şu kâinatta, içinde bulunduğumuz Samanyolu Galaksisi bile HİÇ HÜKMÜNDEYKEN, Güneş sisteminin bile esamesi okunmuyor.

Hele hele Kâinat içindeki milyarlarca dev yıldız bulutlarının içinde, ne galaksi kümeleri, ne Samanyolu galaksisi ne Güneş sistemi yok hükmündeyken, sen ve ben HİÇ HÜKMÜNDE değil de neyiz?.. Dünya’daki unvanımız ne olursa olsun, SON UNVANIMIZ “CENAZE” olacak. Musallada imam efendi bize MEVTA’yı nasıl bilirsiniz” diyecek. General veya amiral bile olsak, ER kişi niyetine” diyecek. Yani tüm unvanlar HİÇ hükmünde olacak…

  • İşte bu kadar basitliğimize ve hiçliğimize rağmen, böylesine uçsuz bucaksız koca bir Kâinatı, bir “KÜN” emriyle yaratan ve bizler için donatan, Yüce Kudret olan O Allah’a kafa tutuyoruz ve isyan ediyoruz.

-NASIL MI?.. Özet olarak da olsa arz edeyim:

Böylesine koca bir Kâinatı ve şu Kâinat içindeki minicik dünyamızı yaratıp, bizler için binlerce bitki, ağaç, hayvanlar ve tüm ihtiyaç duyacağımız her şeyi hazırlayıp donatan Yüce Allah cc bizlere, gönderdiği rehber kitap olan Kur’ânı “OKU” diye emrediyor.

Bizler ise, tenezzül edip onu okumasını bile öğrenmiyoruz. Çocuklukta öğretilmiş olsak bile, her gün okumak aklımıza bile gelmiyor ve sonra da onu okumayı unutuveriyoruz…

O Allah cc ki; “BENİ TANI ve BANA İBADET ET” Buyuruyor.

Üç günlük dünyadaki mesleğimizle ilgili her türlü yabancı insanların ve yabancı malzemelerin isimlerini âdeta ezberliyoruz. Hatta; hiçbir işimize yaramayan artistlerin, futbolcuların, ses sanatçıların yabancı isimleriyle tanıdığımız halde, Yüce Rabbimizin Esmâ ve Sıfatlarını bile sayamıyoruz!.. Bize; “Örtünün” diyor, ciddiye almıyoruz…

“Her gün 5 defa huzuruma gel” buyuruyor, Vs...

Hastalandığımız zaman bizi ameliyat edip, bizim kötü kullanımımız sebebiyle vücudumuzdaki arızayı gideren doktora minnettar oluyoruz da, bizlere şu Dünyayı dayayıp döşeyen, seni-beni yıllarca hastalıktan koruyan, sana-bana şu güzelliği, yakışıklılığı veren ve tüm rızıklarını bol bol sergileyen Yüce Rabbimize, acaba niçin minnettar olmuyoruz? >

(Devamı; bir sonraki “HİÇLİKTEN, Ebedî CENNET BAHÇELERİNE” başlıklı köşe yazımızda olacak, inşaallah.)

Yazarın Yazıları