Efendim, tükettiğimiz 2015 yılının esprisi Selahat-(tin)’ dan geldi. Neymiş bu; Kürdistan’ı kuracağız.
Vallahi neremle gülsem sana adam. Bilemedim. ‘‘ Ha adam dediysek de lafın gelişine söylenmiştir, aksine adamlıkla bağdaşan hiçbir uzvu yoktur.’’
Eyy selo ve selocanlar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başkenti Ankara, resmi dili Türkçe, sınırları ise Misak-ı Milli’dir.
Haddinizi bilin!
Dolayısıyla da, geçen hafta sarf ettiğin “Bu direniş zaferle sonuçlanacak” sözün sadece 3-5 bin çapulcuyu tatmin etmekten başka hiçbir değer taşımayan kafanda canlandırdığın bir hayal ürünüdür. Zira tekrardan aynı hataya düşerek “Belki Kürtler bağımsız Devlet olacak, Federal Devleti de, Kantonları da, Özerk bölgeleriyle birlikte kombine olarak.” demek gafletinde bulundun.
Ey selocan ellerini öpmeye gittiğin Rusya’daki ağabeylerin sana bayağı gaz vermişler anlaşılan veya akşam yatarken ‘‘bir yerlerin açıkta kalmış olmalı ki ’’, sabah kahvaltısında yürek yemiş biri gibi konuşuyorsun. Rusya’dan tam gazlı olarak geldin amma, Türkiye’de senin ve ekibinin gazını alacak 18 yaş üstü çok delikanlı var. DİKKAT!
Ellerini öpmeye gittiğin, arkanı döndüğün, çarlık heveslisi dostlarını sen; Macarlara, Romenlere, Yugoslavlara, Bulgarlara, Çeçenlere, Gürcülere ve Ukraynalılara sor… Yaptıkları zulümleri ve eziyetleri git onların ağzından bir bir dinle de, başına gelecekleri tahmin et. Bu savaş açtığın millet de sana ve senin zihniyetindekilere öteki diye bakmadı, ötekileştirmedi, sizleri aksine devletin okullarında okuttu ve sözüm ona adam etti. Seni vekil seçerek TBMM’ne gönderdi. Buna istinaden; hani biraz insan olmayı dene diyeceğim sana lakin seni de zor durumda bırakmak istemiyorum açıkçası…
Zira bu günlerde çok yoğunsun, işin gücün başından aşmış durumda. Koskoca ülkeyi karıştırmak, kardeşi kardeşe düşürmek, nifak tohumları atıp, ayrımcılığı daima canlı tutmaya çalışarak, PKK, PYD ve KCK gibi silahlı terör örgütlerine mensup kardeşlerini koruyup kollamanın, mühimmat desteği vermenin peşindesin.
HDP Belediyelerini de bu çerçevede kullanarak o güzel tarih kokan Güneydoğu’yu ve o yerleşkede yaşayan kendi soydaşlarını da sefil-rüsva ediyorsun.
Nasıl mı? Silopi, Şırnak ve Diyarbakır’ın Sur ilçesinde ikamet eden masum Kürt kardeşlerimizin, camilerini yakarak, sağlık adına hizmet almaya gittikleri hastanelerine Molotof atarak, ambulanslarını silahla tarayarak, kahvelerini kundaklayarak, evlerini gasp ederek, onları tehditlerle evlerinden çıkartıp zorunlu göçe sevk ederek.
Söyle bakalım Selahat-(tın) ve senin gibi düşünen cenah bu şekilde mi savunuyorsunuz siz Kürt halkını. Dolu’yu gösterip, yağmura razı ederek mi?
Mum olmak kolay değil selo, ışık saçmak için önce yanmak gerekir…
Bu arada da; Dağların 2015 güzelİ seçilen, Fetö örgütünün cici kızı HDP’li Figen Yüksek dağ’da özerklik, illede özerklik diyerekten, bohçacı kadınlar gibi dağ tepe dolaşarak, Selahat(Tın)’a katkı sağlıyormuş.
Bu cenah, özyönetim diye g.tlerini yırtarken, ülkemin muhalefet partileride kış ayına rağmen, senelik izine çıkmışlar. Veyahut kulaklarına kar suyu kaçmış olmalı ki, hiç sesleri çıkmıyor. Ben bu muhalefet denen zillete Kedicikleriyle ün yapan Adnan Oktar’ın dilinden; Maşallah diyorum… Başka da bir şey demiyorum.
